Peki nedir bu suçlar;

Sahte belge (fatura, sevk irsaliyesi, serbest meslek makbuzu…vb.) düzenlemek,

Sahte belge kullanmak,

Muhasebe hilesi yapmak,

Resmi defterler haricinde ikinci bir defter tutarak, resmi deftere kaydedilmesi gereken bilgileri bu deftere kaydetmek,

Defter ve belgeleri tahrif etmek veya yok etmek,

Maliye ile anlaşması olmayan matbaaların belge basması ve bu belgelerin kullanılması,

gibi suçları içermektedir.

Bu suçların bazılarının örneğin muhasebe hilesi yapmanın, net, köşeleri belli bir tanımı yoktur. İnceleme yapan vergi müfettişine göre veya incelemedeki iletişim durumuna göre suç işlenmiş veya işlenmemiş olarak değerlendirilebilmektedir.

Vergi Usul Kanunu’muz kaçakçılık suçlarından birine muhatap olan esnafı, tüccarı, sanayiciyi adli makamlara hapis cezasına çarptırılması amacıyla sevk ettikten sonra, öyle hemen bırakmamakta bir de, kayba uğratılan vergi, bu verginin 3 katı kadar vergi ziyaı cezası ve faiz yüküyle uğurlamakta ve benim seninle işim bitti hapiste yatacaksın çalışıp vergi borcunu da ödeyeceksin demektedir. Ayrıca mükellef örneğin beş yıl veya daha fazla hapis cezası alırsa ödeyemediği vergi borcu da tahsil zamanaşımı düzenlemesi bulunmasına rağmen yani 5 yıl içinde tahsil edilemeyen vergilerin bu süre geçtikten sonra cebren tahsil edilme imkânının kalmamasına rağmen, hiçbir vergi borcu zamanaşımına uğratılmamakta, böylece maliye sanal bir alacak sahibi olmakta ve memurlarda bu sanal alacak için mesai harcamaktadır.

Ülkemizde ve Avrupa’da kanun koyucular, aynı fiil sonucunda vergi cezasının ve hapis cezasının olması gerektiğini kanunlarında belirtmişlerdir. Avrupa insan hakları mahkemesine başvuran Finlandiyalı bir vatandaş kendisine verilen vergi cezası ve hapis cezasını AHİM’e götürerek bu durumun değişmesi için bir adım atmıştır.

AHİM’de CASE OF GLANTZ v. FINLAND (Application no. 37394/11) olarak geçen dava da Finlandiya maliyesi vatandaşına vergi cezası uygulamış ve aynı suçtan dolayı hapis cezası da alması amacıyla mahkemeye sevk etmiştir.

Mükellef hem vergi cezası için yargılanmış hem de hapis cezası için yargılanmıştır. Bu yargılanma sonucunda vergi cezasın mahkemesi tüm kanuni yollar tüketilerek kesinleşmiş ve 4 ay sonrada ceza davası kesinleşmiştir.

AHİM bu davada 7. Protokolün 4. Maddesinin ihlal edildiğine karar vermiş ve paralel yargılamanın yapılamayacağına yani aynı suçtan dolayı iki defa cezalandırma olmayacağına karar vermiştir bu kararla daha önceki içtihatlarını değiştirmiştir.

Ülkemiz 7 nolu protokole imza atmamıştır fakat imzaladığı Birleşmiş Milletler Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nde paralel yargılamayı engelleyici hükümler bulunmaktadır.

Vergi Usul Kanunu’muzun değişmesinin konuşulduğu şu günlerde devletimizin AHİM’in vereceği kararlar ile yüklü miktarda tazminat ödemekten kurtulması, mükelleflerin de ticaretin birçok riski yanında bir de hapis cezası riskiyle karşılaşmamaları için vergi kaçakçılığı suçlarının bu AHİM kararı da dikkate alınarak gözden geçirilmesinin uygun olacağını düşünmekteyim.

Mikail YILMAZ
HÜRSES



www.muhasebeweb.com