ANKARA

Başbakan Binali Yıldırım, Rus haber ajansı Tass için kaleme aldığı makalede, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi ile Türkiye-Rusya ilişkilerine yönelik değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'nin 15 Temmuz akşamı, tarihinde emsali olmayan bir darbe girişimine maruz kaldığını hatırlatan Yıldırım, tankların, İstanbul'da Boğaz Köprüsü'ne çıktığını ve emir komuta zincirine aldırmayan Fethullah Gülen terör ağına mensup askerler tarafından ele geçirilen Türk Hava Kuvvetlerine ait uçakların, Meclis'e bomba attığını belirtti.

Devletin televizyon kanalında, ünlü bir haber spikerine, askeri üniforma giyen FETÖ'den emir alan teröristlerin adına bildiri okutturulduğunu dile getiren Yıldırım, şunları ifade etti:

"Sokağa çıkan ve cuntacılara neredeyse silahsız karşı koyan 248 vatandaşımız hayatını kaybetti, FETÖ'nün darbe girişimine katılan ve adalete teslim olmak istemeyen 36 üyesi öldürüldü. Bu darbe, 11 Eylül terör eylemi, Paris'teki Bataclan konser salonunda meydana gelen korkunç trajedi veya Şarm el Şeyh'ten Saint Petersburg'a gitmekteyken düşürülen Metrojet şirketine ait uçak olayına benzer bir saldırıydı. 15 Temmuz'da olanın, geleneksel bir devlet darbesinden başka her şey olduğu artık anlaşıldı. Fethullah Gülen tarafından kurulan ve kontrol edilen, yurt dışından idare edilen bir ağın üyeleri olan, hedefleri tamamen karanlık olan isyancılar yüksek rütbeli askerler olarak Türk ordusuna sızdırılmıştı."

"Gülen halen ABD'de, FETÖ AB'den destek görmeye devam ediyor"

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in halen ABD'nin koruması altında olduğuna, örgütün, Avrupa Birliği'nden destek görmeye de devam ettiğine dikkati çeken Yıldırım, "Cuntaya katılan subaylar, Gülen ağına üye olduklarını teyit etti. Bunların liderleriyle doğrudan irtibatta olduklarını ispatlayan deliller toplandı. Olaylar, Gülencilerin 'paralel bir devlet' ağı kurarak Türkiye'deki stratejik bakımdan önemli mevkilere sızmayı başardıklarına işaret ediyor. Ağın üyeleri, Türkiye'nin yargı organlarına, okullarına ve üniversitelerine, ülkenin güneyinde bulunan ve darbenin koordine edildiği NATO'ya ait İncirlik'teki hava üssüne sızdı." diye yazdı.

Yıldırım, iki ülke ilişkilerinde zorlu dönemden sonra Rusya'nın, darbe sırasında Türkiye'ye yardım teklif eden ilk ülkeler arasında olduğunu, bunun Türkiye'de unutulmayacağını vurguladı.

Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin tam manasıyla normalleşmesini istemelerinin tek sebebinin bu olmadığını ifade eden Yıldırım, iki ülkenin menfaatinin birçok konuda örtüştüğünü belirtti.

Yıldırım, bunların en önemlisinin, farklı şekillerde ortaya çıkan terörizmle mücadelede uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesi olduğunu, bölgede siyasi istikrarın sağlanması için yeni konseptler bulunması gerektiğini kaydetti.

Türkiye'nin, devletin kilit alanlarını adeta kıskaçları arasına alan Gülen ağına terör operasyonu yaptığına dikkati çeken Yıldırım, şöyle devam etti:

"Bu, ülkemiz için canını feda edenler adına adaletin tecelli etmesi ve (Rusya'da yasaklı olan İslam Devleti) IŞİD'den ebediyen kurtulmak için olduğu kadar güvenliğimiz için de gereklidir. Türkiye ile Rusya'nın, terörizme karşı mücadelede daha yakın bir işbirliği içinde çalışmanın gerekliliğini kabul ederken anlaşılan herkes bundan bizim kadar emin değil. Avrupalı ve Amerikalı partnerlerimizin -hatta sıkıntı denebilecek- gidip gelişlerini gördük. Uygarlığın terörizmden korunmasına dair güzel sözler söyleniyor. Ancak bugün bize meydan okuyan geniş terör ağları sınır tanımıyor. Bunların, bir başka ülkeye karşı ölümcül terör eylemleri düzenlerken diğer ülkelerde kendilerine sığınma alanları bulmalarına izin veremeyiz."

"Coğrafi açıdan böyle bir şey tek kelimeyle mantıklı olurdu"

Başbakan Yıldırım, terörizmin kökünün kazınması için güçlü ve birleşmiş uluslararası bir cephe gerektiğini, böyle bir cephenin oluşturulması için Türkiye ve Rusya'nın, Batı'nın büyük devletleriyle ortak çıkarlar, mütekabiliyet ve birbirinin iç işlerine karışmama ilkelerine dayalı yeni ve daha pragmatik bir diyalog kurmaya çalışması gerektiğini ifade etti.

Dünya düzeninin çok hızlı değiştiğini, son bir yılın, Türkiye ile Rusya'nın hem ekonomik hem de stratejik anlamda birbirleri için ne denli önemli olduğunu gösterdiğini hatırlatan Yıldırım, "Şimdi mesaimizi Suriye'deki bitmek bilmeyen trajedinin bir an önce son bulması için harcamalıyız. Dünyanın, bölgede istikrarın sağlanmasının siyasi ideolojiler veya iddialı sloganlarla değil, açık milli menfaatleri gözeten diplomatik çözümlerle mümkün olacağını eninde sonunda anlayacağını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

Yıldırım, bu zeminde ortak Avrasya bölgesinde işbirliği için birçok yeni alan açıldığına dikkati çekerek, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Şanghay Beşlisi ile daha sıkı işbirliği yapmaması için hiçbir sebep olmadığını ifade etti. Buna sadece şunu ekleyebilirim, coğrafi açıdan böyle bir şey tek kelimeyle mantıklı olurdu." diye yazdı.

"Hedefimiz, ticaret hacmini yıllık 100 milyar dolara ulaştırmak"

Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin tam olarak normalleşmesinden iki ülkenin de kazançlı çıkabileceğini hatta geçmiş yıllara nazaran hacmini artırabileceği bir başka alanın da ticaret olduğunu vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti:

"Hedefimiz, ticaret hacmini yıllık 100 milyar ABD dolarına ulaştırmaktır. Geride bıraktığımız günlerde enerji iş birliği alanında büyük ilerlemeler kaydettik. Türkiye, Rusya'nın doğalgaz ihracatı büyüklüğü bakımından ikinci pazarı oldu bile. Türk ekonomisi istikrarlı bir şekilde büyümeye devam ederken Rusya ile Rus doğal gazının ihracını yıllık 15 milyar metreküp daha artıracak yeni doğalgaz boru hattının inşası konusunda da anlaştık. Güneydoğu Avrupa ülkelerini doğalgaz ithalatında tek güzergaha bağlı olmaktan kurtaracak ikinci doğalgaz hattının inşasıyla ilgili görüşmelere artık hazırız.

Türkiye'nin güney kıyısında 2023 yılında faaliyete geçmesi hedeflenen Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili ortak çalışmalarımızı da sonuna kadar götürmeyi arzu ediyoruz. Türk iş dünyası için Rusya, inşaat sektöründe önemli bir hedef ülke haline geldi. Türkiye, başta ticaret olmak üzere pek çok alanda yeni öneriler sunabilecek bir ülkedir. Türkiye, son yıllarda Ruslar için turizmde de en popüler ülkelerden biri oldu. İçtenlikle, çok sayıda Rus'un 2017 yılında Türkiye'yi tekrar ziyaret edeceğini ümit ediyoruz. Size kucak açılacağından emin olabilirsiniz."

Muhabir: Sinan Uslu

Kaynak: AA