Kavak, 'Türkiye'de bu sene gelişen soğuk havalar, fırtınalar, seller maalesef üretimi olumsuz yönde etkiledi. Antalya sebze haline Ocak ayında giren ürünlerde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 50 düşüş var' dedi.

Akdeniz İhracatçı Birlikleri ve Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği'nce düzenlenen 'Yaş Meyve ve Sebze Sektöründe Alternatif Pazarlar Ortak Akıl Toplantısı' Antalya'da başladı.

İki gün devam edecek toplantının açılış oturumunda konuşan Kavak, yaş meyve ve sebze sektörünün yaklaşık 2.5 milyar dolar döviz girdisi sağladığını belirterek, 'Maalesef zaman zaman bu döviz girdimiz küçümsenmekte ve sektörümüz yanlış okunmakta. Aslında sektörümüz ülkemiz açısından stratejik önem arz ediyor' dedi.

Sektörün sağladığı döviz girdisinin yanında yarattığı istihdam ve Türkiye'nin sosyal yapısına sağladığı katkıyı gözden kaçırmamak gerektiğinin altını çizen Ali Kavak, şöyle konuştu:

'Bu sektörün en azından 10 - 15 milyon insana iş sağladığını görürsünüz. Burada iş sahası açtığımız insanların da eğitimden arzu edildiği seviyede nasibini alamamış, maalesef vasıfsız insanlardan oluşan bir kesime iş, aş veriyoruz. Bu sektörde istihdam edilen insanlar, masa başında, kamu kurumlarında, holdinglerde iş bulmakta zorlanan ve hatta orada iş imkanı asla bulamayan insanlardan oluşuyor. Dolayısıyla biz Türkiye'nin sırtından önemli bir yükü almış bulunuyoruz.'

Böylesi bir sektörün 24 Kasım itibariyle Türkiye ve Rusya arasında yaşanan olumsuzluklardan dolayı pazar kaybına uğradığını belirten Kavak, 'Rusya bizim için çok önemli bir partner ve Türkiye'nin yaş meyve ve sebze ihracatının yüzde 40'ını yaptığımız bir pazar. Bu pazarın telafisi öyle çok kolay olmayacak' dedi.

Sektörün tek pazara bağımlılığını ortadan kaldırmak için uzun süredir ihracatçı birlikleri aracılığıyla bir çalışma sürdürdüklerini aktaran Ali Kavak, alternatif pazarlar arayışına yıllar öncesinden başladıklarını aktardı. Kavak, ancak sektörün raf ömrü kısa ürünlerden oluşması, üretim koşullarının iklime bağlı olması gibi doğal sınırlarının alternatif pazar arayışını kısıtladığını belirtti.

Rusya'nın Türkiye'den yaş sebze ve meyve ithalatını kısıtlamasıyla birlikte ülke içinde fiyatların düşeceği algısı oluştuğunu ancak bu gerçekleşmeyince bir takım soru işaretlerinin doğduğunu aktaran Kavak, iç pazarda sebze ve meyve fiyatlarının neden düşmediğini şöyle anlattı:

'Şu bilinmelidir ki, yaş sebze ve meyve üretimi iklim koşullarına dayalı bir üretim. Türkiye'de bu sene gelişen soğuk havalar, fırtınalar, seller maalesef üretimi olumsuz yönde etkiledi. Antalya sebze haline Ocak ayında giren ürünlerde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 50 düşüş var. Bu şunu gösteriyor, Türkiye'de üretimin düştüğünü, azaldığını. Bu tamamen iklim kaynaklı bir olay. Benim kişisel gözlemim, Rusya'nın yasaklarıyla beraber üreticide 'Ben ürünlerimi satamayabilir miyim?' korkusu da oluştu. Dolayısıyla bir miktar azalma oradan kaynaklanmış olabilir. Rusya pazarının en kısa sürede açılabileceğini umuyoruz. En kısa zamanda gergin ortamın kaldırılacağını, eski günlere dönüş olacağını düşünüyoruz. Nisan - Mayıs aylarında bakacağız, ne olacak? İnşallah üreticinin beklentisi doğrultusunda bir hayal kırıklığı yaşanmaz. Bir defa üretimin devamlılığı çok önemli.'

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Satıcı ise Türkiye'nin Rusya ile yaşadığı krizin ne ilk ne de son olacağını belirterek bugün yaşanan sorunların da üstesinden sektörün tüm paydaşlarıyla geleceğine inandığını dile getirdi. Yaş sebze ve meyve sektörünün 45 milyon tonu aşan bir üretim hacmine sahip olduğunu ve bunun 3.5 milyon tona yakınını ihraç ettiğini aktaran Satıcı, 'Bunun 1.3 milyon tonunu ihraç ettiğimiz Rusya pazarı şu an itibariyle 1 milyon 60 bin tona tekabül eden ürüne yasak getirmiş durumda' dedi.

Satıcı, Rusya'nın Türkiye'den domates, mandalina, üzüm, portakal, salatalık, kayısı ve nar ithalini durduğunu belirtti.

Kaynak: DHA