Kanunda, casusluk suçunda ‘yabancı devlet’ tespiti gerekirken, Şen, “Yabancı devletin tahmin edilebilmesi yeterli.” diyor.

Yolsuzluk ve terör suçlarıyla ilgili görev yapan polislere yönelik soruşturmada yeni bir skandal ortaya çıktı. Soruşturma savcısı İrfan Fidan , 38 polis hakkındaki tutuklama talebini yolsuzluk şüphelisi Halkbank Müdürü Süleyman Aslan ve Metro Turizm’in sahibi Galip Öztürk’ün avukatı Ersan Şen’in görüşlerine dayandırdı. ‘Kumpas’ iddiasını güçlendiren bu tabloya dahil olan Şen, casusluk ile ilgili TCK’daki düzenlemeye tamamen karşı bir görüş sunuyor. TCK’da casusluk suçu için ‘yabancı devlet’ tespiti gerekli iken, Şen, ‘yabancı devletin tahmin edilebilmesi’ni yeterli görüyor. Nereden baksan hukuksuzluk. Savcı da bu mütalaayı esas alıyor.

CASUSLUK SUÇUNA DAİR GÖRÜŞ Mİ VERDİ
Zaman'ın analiz haberine göre, Savcı Fidan, 38 polis hakkında tutuklama talep etmişti. Sulh ceza hakimi Hulusi Pur da 38 kişiden 17’si hakkında yakalama kararı çıkardı. Polislerin avukatları bu karara itiraz etti. Bu süreç devam ediyor, Pur itirazları değerlendirecek. Ama bu arada, savcının tutuklama talebini içeren 167 sayfalık dilekçede ilginç bir ayrıntı ortaya çıktı. Fidan, polislere yönelttiği ‘siyasi ve askeri casusluk’ suçlaması için 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması baş şüphelilerinden dönemin Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın avukatı Ersan Şen’in görüşlerini dayanak gösterdi. İtiraz dilekçesinin tam 7 sayfasını Şen’in görüşlerine ayıran savcı, Şen için ‘İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi’ yazdı. Bu çok basit bilgi bile itiraz dilekçesinde yanlış yazılmış. Çünkü Şen, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde öğretim üyesi. Bunu bile dilekçesinde yanlış veren savcı, Şen’in ‘casusluk’ suçunun düzenlendiği TCK madde 328’e dair makalesini kaynak göstermiş. Gerçi, savcının dilekçesinde ‘makale’ diyor ama Şen’in makalesinin nerede yayınlandığı ve ne zaman çıktığına dair hiçbir bilgi yok.Bu durumda, evindeki ayakkabı kutularından 4 milyon dolar çıkan yolsuzluk şüphelisi Aslan’ın avukatı Şen, bu dosya için özel ‘Casusluk suçuna dair görüş mü verdi?’ sorusu akla geliyor. ‘Hukuka uygun bir soruşturma evrakında’ suçlamaya kaynak gösterilen bilginin açık kaynağı da gösterilmek zorunda.
Bu skandaldan sonra Şen, “casusluk” konusunda ne söylemiş? Kamuoyunda, casuslukla suçlanan polislere dair, “Madem casusluk var, hangi ülke için yapılmış? Bunun cevabı bulunsun” şeklinde tepki oluşmuştu. TCK 328’de siyasal veya askerî casusluğun “yabancı devlet yararı” kıstasıyla suç olacağı düzenlenmiş. Şen ise, kumpasçıların tezini doğrular şekilde bir kanaat belirtiyor. “Kanaatimizce… failin siyasal veya askerî casusluk maksadını taşıyıp taşımadığı, suçun gerçekleşmesi bakımından yabancı bir devletin varlığını gerektirmez.” diyen Şen, siyasal veya askerî casusluk maksadının tespitinde, ortada yararına casusluk yapılacak doğrudan yabancı devlet veya bu devlete bilgi aktaracak yerli veya yabancı kurum veya kuruluş veya vatandaş veya yabancı gerçek kişi olmasına gerek olmadığını dile getiriyor. Şen, casusluk soruşturmasında yabancı devlet tespit edilmese de, “tahmin edildiği” takdirde suçun oluşacağını şöyle savunuyor.
Zaman'ın haberine göre, sonuç olarak, Selam Tevhid terör örgütü soruşturmasına takipsizlik veren Savcı İrfan Fidan, polisler hakkında tutuklama istiyor. Tutuklamaya gerekçe gösterdiği görüş, yolsuzluk şüphelisi Aslan’ın avukatına ait. Talebe göre yakalama kararını da Aslan’ı serbest bırakan Hakim Hulusi Pur veriyor. Nasıl bir sistem kurmuşlar ki, top aynı savcı, hakim ve avukatlar arasında dönüyor hep. Bunun adı hukuk mu?

samanyoluhaber