Başbakan Binali Yıldırım, Ankara'da Çevre Projeleri Açılış Töreni'ne katıldı. Cumhurbaşkanlığı Sarayı Kültür Kongre Merkezi'nde düzenlenen törene; Başbakan Yıldırım'ın yanı sıra Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ile Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü de katıldı. Açılış töreninde hitap eden Yıldırım, şehirlerin inşası için yatay mimari vurgusu yaptı.


Yatay mimaride dikey mimariye göre, daha fazla ruh olduğunu dile getiren Yıldırım, "AK Parti hükümetlerinin bir sıkıntısı var. İş çok, açılış için zaman yok. Onun için 100'er 100'er, 200'er 200'er bir paket yapıyoruz. Öyle açıyoruz. Bu yatırımlar ne ilk ne son, devamı gelecek. Çevreyi ve şehirciliği biz çok önemsiyoruz. Bakıyorsunuz şehirler inşa ediliyor. Amerika'da Manhattan denen yerde, gidiyorsunuz binalar arasında, göğün 7 kat yukarısına kadar çıkıyor. Binalar büyük, heybetli ama ruh yok. Onun için biz yatay mimari diyoruz. Dikey mimariden ziyade, yatay mimaride daha fazla sıcaklık var. Daha fazla ruh var. İnsanların daha fazla tanışması, görüşmesi var. Hiçbir zaman şehircilik konusunda böyle geldi, böyle gider; demeyeceğiz. Bizim kurucu genel başkanımız ve Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan, kendisi de belediyecilikten geliyor. Belediyeciliği iyi bilen ve birçok hizmete de İstanbul'u o zor zamanlarında imza atıp, İstanbul'un o yoksunluktan, çukurdan, çamurdan kurtarmış ve o dönem çalışmaları da bugünlerin alt yapısını oluşturmuştur" diye konuştu.


"DÜZELTMEK İÇİN HARCADIĞIMIZ PARA, YAPMAK İÇİN HARCADIĞIMIZDAN DAHA FAZLA"


Her şehri, kendi değerleriyle birer marka şehir yapmayı hedeflediklerini belirten Yıldırım, "Göreve başladığımız ilk günlerden beri yanlışları doğruya tahvil etmek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Temelleri yanlış atılmış, planları yanlış yapılmış, yanlış inşa edilmiş şehirleri maalesef şimdi kentsel dönüşüm diye riskli alanlar ilan ederek, kendi elimizle yaptığımız bu yanlışı, bu rezilliği düzeltmenin gayretini gösteriyoruz. 200'den fazla yerde kentsel dönüşüm riskli alan ilan ettik. Yapmaya çalışıyoruz. İzmir'in yüzde 62'si bina stoğunun imarsız, kuralsız ve depreme dayanıklılık bakımından sorunlu. İstanbul hakeza, herhalde bütün Türkiye çapında olaya baktığımızda, yanlış hatırlamıyorsam 7 milyon binayı yenilemek gerekiyor. Düzeltmek için harcadığımız para, yapmak için harcadığımız paradan daha fazla. Bir de mağduriyetler var, içinde oturan insanlar var. Nereden bakarsan bak sıkıntı" dedi.


"İNANMIYORSAN SAY KARDEŞİM, BİZ DİKTİK"


Bir yandan yollar yapılırken, diğer yandan şehirlerin ağaçlandırıldığını anlatan Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu: "Şehirlerde, ilçelerde yeşil alanlar oluşturuluyor. 15 yılda 4 milyar fidan diktik. Bazıları itiraz ediyor. 'Nasıl olur?'. İnanmıyorsan say kardeşim. Biz diktik. Senin de işin gücün yoksa say. 15 yılda, yeşil alan miktarını ciddi ölçüde artırdık. Orman varlığımızı 2 milyon hektar seviyesinde artırdık. 5 bin köye 5 bin gelir getirici orman yapıyoruz. En son aldığımız karar, bu çok önemli, millet gidiyor bereketli topraklara bina yapıyor. Yazık günah, oradaki kıraç yerler boş duruyor. Şimdi Tarım Bakanlığımız bir karar aldı. Türkiye genelinde 184 ova var. Bu ovaları tarımsal sit alanları ilan ediyoruz, ettik. Bunun dışında bir amaçla kullanılmayacak. Tarım için, verim için çok önem bir şey"


"HANGİ DELİĞİN ARKASINDA OLURSA OLSUN BULUP, TEKER TEKER ÇIKARIYORUZ"


Kentsel dönüşüm çalışmaları hakkında bilgi veren Yıldırım, "Kentsel dönüşüm çalışmaları aralıksız sürüyor. Bu bağlamda, 187 proje, 162 bin konutluk şu anda devam eden iş var. Hele hele bu alçak terör örgütünün Güneydoğu'da yaptığı bu hendekler, binaları yerle bir etti. Oradaki Kürt kökenli vatandaşlarımız evlerini terk etmek zorunda kaldı. Ama biz onların canına okuduk. Hepsini o şehirlerden çıkardık. Şimdi dışarıda da onlara hayat hakkı yok. Hangi deliğin arkasında olursa olsun bulup, teker teker çıkarıyoruz" diye konuştu.


"BİTECEKSİNİZ, BAŞKA YOLU YOK"


Anayasa değişikliği referandumuyla ilgili de açıklamalarda bulunan Yıldırım, şöyle devam etti: "Şimdi aralarında ne konuşuyorlar. 'Aman bu referandum, 'Evet ' çıkarsa biz bittik'. Biteceksiniz, başka yolu yok. Ben bölgedeki vatandaşlarımı şunu söylemek istiyorum. Siz kimliğinizle gurur duyun. Kürt’sünüz, Kürtlüğünüzden iftihar edin; ama PKK terör örgütünün sizinle ilgili hiçbir derdi yok. Bunların işi gücü hayatı size zehir etmek. Yaşlı, çocuk demez. Daha Viranşehir'de, 11 yaşında süt almaya giden çocuğu alçakça şehit ettiler. Dolayısıyla bunlar Kürtler, diye bir sorunu yok. Asıl Kürt vatandaşlarımızın terör örgütü gibi bir sorunu var. Bu sorunu gündemden kaldıracağız. Allah'a şükür kalkmaya başladı"


"DÜNYA DEAŞ İLE MÜCADELE EDİYORMUŞ GİBİ DAVRANIYOR"


Suriye'de devam eden Fırat Kalkanı Harekatı'na ilişkin Başbakan Yıldırım, "Dünyada aynı anda üç tane terör örgütüyle mücadele eden başka bir ülke gösterin bana. FETÖ, BÖTÖ, PKK ve DEAŞ bu üç alçak terör örgütüyle amansız mücadele ediyoruz. Şimdi dünya DEAŞ ile mücadele ediyormuş gibi davranıyor. Gerçekte mücadele eden yok. Tek mücadeleyi veren Türkiye. Fırat Kalkanı ile Bab'ı da hallettiler ve oradaki insanlar normal hayatlarına döndüler" dedi.


"ALÇAK TERÖR ÖRGÜTÜ GENÇLERE DAĞDAN, ÖLÜMDEN BAŞKA BİR ŞEY VAADETMEDİ"


Gençlerin terörün tuzağına düşmeyeceğini vurgulayan Başbakan Yıldırım, şunları söyledi: "Pırıl pırıl gençlerimiz; birikimli, dinamik iş gücümüz var. Bu güçle Türkiye'yi yeniden inşa ediyoruz. Doğu ve Güneydoğu'da çok genç bir nüfusumuz var. Daha önce bu alçak terör örgütü gençlerin gelecek umudunu kararttı. Onlara dağdan, ölümden başka bir şey vaat etmedi. Şimdi o gençler gerçeği gördüler ve gelecek planlarını yapıyorlar. 23 ilimize özel bir kalkınma projesi uyguluyoruz. 115 bin doğrudan eleman çalışacak. Gençlerimiz dağda, terörün tuzağına düşmeyecek, daha güzel bir gelecek için, Gazi Mustafa Kemal'in muasır medeniyetler seviyesi hedefi için el ele doğu ile batı kuzey ile güney el ele vereceğiz. İnşallah Türkiye'yi cumhuriyetimizin 100'üncü yılında parmakla gösterilen memleketler arasına sokacağız"


"MİLLET KARAR VEREMEDİĞİ İÇİN ALİ CENGİZ OYUNLARI BAŞLIYOR"


Anayasa değişikliği referandumu üzerinden yapılan tartışmalara değinen Yıldırım, "Şimdi çıkmış konuşuyorlar. 'Efendim, halk oylaması olursa Türkiye bölünür'. Türkiye, bölünmez kardeşim. Türkiye, 80 milyon vatandaşıyla tek bayrak, tek vatan, tek millet, tek devlet, kararımız 'Evet'. 16 Nisan'da sandığa gideceğiz. Sanki ölüm kalım meselesi, sanki genel seçim oluyor. Seçimi daha 1 Kasım'da yaptık. Üzerinden 1,5 sene geçti. Seçim falan yok. Bu bir referandum. Mevcut sistem cumhuriyet kuruldu, parlamenter sistem. Parlamenter sisteme 1923'ten bu tarafa bir bak. Sürekli problem. Problem iki yerde çıkıyor. Bir, zayıf iktidarlarda; ikincisi de cumhurbaşkanı seçiminde. Millet, sandıkta memleketi kimin yöneteceğine karar veremiyor. Veremediği için orada da Ali Cengiz oyunları başlıyor" diye konuştu.


"ARTIK DAVETSİZ MİSAFİRLERE GEÇİT YOK"


Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti: "Biz ne diyoruz? Artık kriz üretmeyen, istikrarsızlık üretmeyen, güçlü, tek başına bir iktidar olsun. Aynı belediye başkanlığı seçimi gibi. Rejim falan değişmiyor. Onların kimyası değişiyor. Bunların çalışıp, çabalayarak, iktidar olmak gibi derdi yok. Bir karambol olsa da bir taraftan sisteme dahil olsak. Ömürleri boyunca terlemeden, yorulmadan ya ihtilaller öncesi ya ihtilaller sonrası iş çıkarmışlar. Artık davetsiz misafirlere geçit yok. İşin adını millet koyuyor, sandıkta hükümeti kuruyor, sandıkta hesabını soruyor. İki sandık arasında yetkiyi veriyor. Vekillere de cumhurbaşkanına da yetkiyi veriyor. Olay budur. Bunun dışında söylenenler hep laf-ı güzaf, kafa karıştırma"

Kaynak: DHA