ANKARA - BURCU ÇALIK

Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca "yaz aylarında oluşan kötü ozon kirliliğine" ilişkin hazırlanan kitapçıkta, ozon kirliliğine karşı alınması gereken tedbirler sıralanarak, vatandaşlara önerilerde ve uyarılarda bulunuldu.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk tarafından hazırlanan ve Türkiye Çevre Koruma Vakfı (TÜÇEV) tarafından basım ve dağıtımı gerçekleştirilen "Yaz Aylarında Oluşan Kötü Ozon Kirliliği" konulu kitapçıkta, yeryüzünde ikincil kirletici olarak meydana gelen ozonun, yeryüzüne yakın seviyede oluşması durumunda insan sağlığını, bitkileri ve malzemeleri tahrip ettiği anlatıldı.

Sanayileşme, motorlu taşıt sayısındaki artış ve orman yangınlarından dolayı yeryüzündeki ozon kirletici konsantrasyonunun 1850 yılına göre iki katına çıktığı aktarılan kitapçıkta, 2016-2017 yaz ayları verilerine göre, gelişmiş ülkelerde bin kişiye düşen motorlu taşıt sayısının Almanya ve İngiltere gibi ülkelerde 600, ABD'de 750 ve Türkiye'de 265 olduğu kaydedildi. Türkiye'de motorlu taşıt sayısının yıllık yüzde 10-13 oranında arttığı bilgisi de paylaşıldı.

Benzinli araçlar iki katı fazla kirletiyor

Kitapçıkta benzin istasyonlarının yanı sıra özellikle benzinli ve LPG'li araçların ozon kirliliği oluşturma tehlikesine de dikkat çekildi.

LPG'li araçlarda en büyük ozon oluşturma potansiyeline sahip kirleticilerin etilen, propilen, propan, n-bütan ve izobütan olduğu aktarılan kitapçıkta, tekniğine uygun işletilmeyen çöp depolama alanlarında oluşan metan gazının da hem küresel ısınmaya hem de kötü ozon kirliliğine neden olduğu ifade edildi.

Bakanlıkça Türkiye'de 38 ilde 98 noktada kötü ozon kirleticilerinin ölçümlerinin yapıldığı ve online olarak izlendiği aktarılan kitapçıkta, ozon kirliliğinin saatlik ortalama "65 µg/m3" seviyesine çıktığı zaman, halkın sağlığı açısından kamuoyuna duyurulması gerektiği vurgulandı.

"Benzini gece alın"

Ozon kirliliğini azaltmak üzere vatandaşlara yönelik tavsiyelerin de sıralandığı kitapçıkta, fosil yakıtların yakılması sonucu oluşan NOx ile uçucu organik bileşikler (VOC) kirletici kaynaklarının kontrol altına alınması gerektiği vurgulandı.

Bu kapsamda söz konusu kirletici kaynakların oluşumuna neden olan istasyonlarda özellikle ozon kirliliğinin olduğu aylarda tanklara tankerlerle dolumun gündüz yerine gece saatlerinde yapılması ve istasyonlarda yerlere benzin ve motorin dökülmemesi gerektiği aktarıldı.

Taşıtlarda kullanılan LPG'de standardizasyona gidilmesi ve özellikle LPG'de bulunan propilen miktarına sınırlama getirilmesi gerektiği belirtilen kitapçıkta, akaryakıt ana dağıtım firmalarının "benzin buharı geri dönüşüm düzeneği" kurması ve benzine solvent ilavesinin mutlaka önlenmesi gerektiği ifade edildi.

Kitapçıkta, ozon kirliliğinin olduğu aylarda araç sahiplerinin gündüz yerine gece saatlerinde benzin alması önerisinde bulunularak, bu kapsamda araçlara benzinin saat 20.00 ile 07.00 aralığında alınmasının tercih edilmesi gerektiği kaydedildi.

"Fazla yakıt tüketen araçtan fazla vergi alın" önerisi

Kitapçıktaki uyarılara göre, şehirler arası yollarda kullanılan otobüslerin şehir trafiğinde servis veya toplu taşıma aracı olarak kullanımının yasaklanması, hatta servis ve toplu taşıma araçlarında elektrikli araçlara geçilmesi gerekiyor.

Piyasadaki karbüratörlü araçların kullanımının yasaklanması ve kullanımda bulunanların da LPG'li araçlara dönüştürülmesi önerisinin bulunduğu kitapçıkta, araçlar yaşlandıkça yakıt tüketimi ve kirletici miktarının da arttığı bilgisi verildi.

İstanbul'da yaklaşık yüzde 10 oranında 20 yaşın üzerinde, 10 yaşın üzerinde de yüzde 25 oranında taşıtın bulunduğuna dikkat çekilerek, fazla yakıt tüketen araçlardan fazla, az yakıt tüketen araçlardan da az vergi alınması ve elektrikli araçların vergi sistemi ile teşvik edilmesi önerisinde bulunuldu.

Ozon kirliliğinden her yıl 470 bin kişi erken ölüyor

Öte yandan kitapçıkta, ozon kirliliğine yönelik dünyadaki istatistiklere de yer verilerek, şu bilgiler paylaşıldı:

"AB ülkelerinde her yıl 21 bin 400 kişi ve dünyada her yıl 470 bin kişi kötü ozon kirliliğinden erken ölmektedir. Bir araştırmaya göre, gerekli önlemler alınmazsa, 2050'den itibaren kötü ozon kirliliği, her yıl 817 bin kişinin erken ölümüne neden olacaktır. 120 milyar dolarlık ekonomik kayba mal olacaktır. Ayrıca kötü ozon kirliliği, 2050'de, sanayi öncesine göre, yılda 2 milyondan fazla kişinin erken ölümüne ve refah giderlerinde 580 milyar dolara mal olacaktır. Kişi başına maliyeti 2 bin dolar, dünyaya maliyeti 41 trilyon dolar olacaktır. İklim değişikliği kötü ozon kirliliği oluşumunu tetiklemektedir."

Kaynak: AA