Hepsi Tertemizdir

Balyoz davasında ceza alan 325 sanık, dava boyunca o dönem 1. Ordu Komutanlığının bağlı olduğu sıralı iki komutan olan dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalmanın mahkemede tanık olarak dinlenmesi talebini defalarca dile getirdi. Ancak mahkeme heyeti bu talepleri dikkate almaksızın kararını açıklamayı tercih etti.

Aytaç Yalman, Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşana bu hafta gönderdiği mektupta kendisinin tanık olmak için birkaç kez girişimde bulunduğunu ancak bu taleplerinin mahkeme tarafından dikkate alınmadığını açıkladı. Hilmi Özkök ise tanık sıfatıyla katıldığı Ergenekon davası duruşmasında yöneltilen bir soru üzerine Balyoz davasına ilişkin kısıtlı açıklamalar yaptı. Ama doğrudan Balyoz davasında tanıklık için çağrılmadılar her ikisi de. Dün görüştüğümüz Özköke, temyiz için Yargıtaya gidecek olan davanın bundan sonraki aşamalarında tanıklık edip edemeyeceği sorumuza şu yanıtı verdi:

Kanunlarımıza göre mahkemelerden gelen çağrılara sadece Cumhurbaşkanıgelmem diyebilir. Onun dışındaki herkes bu çağrılara uymak zorundadır. Bu kanun hükmüdür ve aksini düşünmek kanunen mümkün değildir.

Öyle olsa ‘adil’ derdim

Özkökün Balyoz kararları sonrasında yaptığıAdil yargılama olmadı diyemem değerlendirmesi o dönem komutanı olduğu hükümlü tutuklulardan tepki topladı. Bu sözünün daha sonra düzeltildiğini anımsatan Özkök şunları söyledi:

Bana Yargılama adil olmadı diyenler var. Katılıyor musunuz bu görüşe diye sorulduğunda, Ben böyle bir şey diyemem. Çünkü hukukçu değilim dedim. Manşete bunun bir bölümü çıkınca olay farklı anlama girdi. Sanki adildir demişim gibi. Öyle bir şey olsa adildir derim. Adildir demek için Adil değil diyemem diye dolandırmam. Hukukçu olmadığımı belirterek söyledim. Hadise budur. Sanıklardan Kadir Sağdıçın hanımı da aradı. Ailecek tanışırız. Kardeş ilişkisi gibidir yakınlığımız. Haberin sadece başlığına bakmış, içini okumamış. Anlattım, hukukçu değilim bölümünü bir kez daha okuttum. Ama manşet böyle diyor onlar da.

Komutanlık ettiği silah arkadaşlarından ve ailelerinden kendisine yönelik eleştiriler konusunda ise Özkök şunları söyledi:

Kimseye ne kızıyorum ne de suçluyorum. Herkes tabii kendine göre düşünce tarzı içinde. Görüşler başka başka. Herkes bir şey söyler ama gerçekler bir şekilde ortaya çıkar. Arkadaşlarımın hepsi tertemizdir. Ben hiçbirini suçlamadım, şikâyet etmedim ve haklarında kötü bir şey söylemedim. Onlar ne derlerse, gönülleri hoş olsun.

Özkökün bir rahatsızlığı da Ergenekon için söylediği sözlerin Balyoz davası ile karıştırılması. Balyoz davası sanıkları Özkökün Var da diyemem, yok da diyemem sözlerine, davada tanıklık yaparak açıklık getirmesini istediler defalarca. Özkök bu konuda da şu değerlendirmeyi yaptı:

Ergenekon ile ilgilidarbe hazırlığı oldu mu?diye soruldu. O dönem Balyoz gündemde dahi yoktu. Ergenekon ile ilgili soruşturma aşaması kanunen gizli yürütülüyordu. Onu etkilememek için Var da diyemem, yok da diyememşeklinde konuştum. Sen ne demek istedin açıkla diyorlar. O dönem Balyoz yoktu.”

Yalman’a yanıt:

Yalmanın dün Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkayaya verdiği İddianameye göre darbeyi önleyen kişi benim. Hilmi Paşanın kaç tankı, tüfeği vardı? demecini anımsattığımızda Özkök, şu yanıtı verdi:

Aytaç Paşa silah arkadaşım ve beraber çalıştığım bir kuvvet komutanı. Kendisi öyle söylemekte haklı tabii. İddianamede öyleymiş. Ben bir yorum yapmak istemem. Kendiniz yorumlayabilirsiniz.

Ergenekon ve Balyoz davalarında o dönemki konumu nedeniyle söyleyeceği her kelime büyük önem taşıyan Özkök artık sessizlikten yana:

Muhakemeler mahkemede yapılır. Yanlış anlamalardan ve onları düzeltmeye çalışmaktan ben artık yorgun düştüm. Aslında hiç konuşmamam lazımdı ama öyle şeyler konuşuluyor ki konuşmak zorunda kalıyorsunuz. Bundan sonra konuşmayacağım.

4 Ekim’de Meclis’te

Kendisi istemese de Balyoz davasının tartışmalı geçecek temyiz süreci ve önümüzdeki dönem açıklanacak Ergenekon kararları, dönemin Genelkurmay Başkanı sıfatıyla Özkökün bu konularda daha çok konuşmasını gerektirecek gibi görünüyor. Nitekim TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu, kendisini 4 Ekimde davet etti. Özkök, 4 Ekimde TBMMye gelerek alt komisyonların ortak toplantısında tanık olduğu tüm darbe ve müdahale süreçlerine ilişkin bilgi verecek ve üyelerin sorularını yanıtlayacak.

Genelkurmay ‘yeni tedbir’ istiyor

Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özelin Türkiye gazetesinden Nuh Albayraka verdiği demeç, iç ve dış siyasete etki edebilecek 5 önemli mesaj içeriyor:

1. Teröre karşı önlem talebi: Özel mülakatta terörle mücadelede yeni yasal düzenlemelere ihtiyaç olduğunu ve bunlarla ilgili sadece düşüncelerin değil tekliflerin de hükümete sunulduğunu açıklıyor. Bu çerçevede Olağanüstü Hal Uyguluması gerekli mi? sorusuna ise Siyasi bir karar diyerek açık kapı bırakması dikkat çekicidir.

2. İrandaki PKK kampları: Özel, Suriyenin yanı sıra İranı da açıkça PKKye destek vermekle ve PKK kamplarına ev sahipliği yapmakla suçluyor.

3. ABD ile işbirliği: ABDden alınan istihbarat desteğini sınırlı diye değerlendirerek beklenti ortaya koyuyor.

4. Tutuklu generaller: Ergenekon ve Balyoz gibi TSKnin yüzlerce askeri personelinin tutuklu yargılandığı davaların terörle mücadeleyi zayıflattığı yönündeki iddialara politik bir yanıt vermeyi seçerek bir yandan Psikolojik etkisi var diyor diğer yandan ise Zafiyet söz konusu değil diyor.

5. Bedelli askerlik: Özelin bir soruya verdiği Askerlik vatan hizmetidir. Zengin fakir ayrımı yapılmaz sözü, bağlı bulunduğu AKP hükümeti tarafından başlatılan bedelli askerlik uygulamasına olumsuz bakışını da dolaylı biçimde ortaya koyuyor.