Yasadışı TKP/ML TİKKO üyesi olmak ve örgüt adına eylemlere katılmak savıyla müebbet hapis cezasına çarptırılan Muhammet Akyol ve Hiyem Yolcu, ayrı cezaevlerinde kalan iki sevgiliydi. Aynı cezaevinde buluşup haftada bir saat de olsa görüşebilmek için evlilik kararı aldılar. Ocak 2010’da Yolcu’nun bulunduğu Gebze Cezaevi’ne getirilen Akyol, “örgütlenmeye geldiği” iddiasıyla daha nikâh kıyılmadan geri gönderildi. Akyol, yılmadı. Nice yazışmalardan sonra, ‘evlenip geri dönmesi’ kaydıyla Gebze’ye getirildi. Evlendiler ama bu kez de Hiyem, sadece kadınların kaldığı Bakırköy Cezaevi’ne sevk edildi.

39 yaşındaki Muhammet Akyol ‘yasadışı TKP/ML-TİKKO üyesi olmak, gasp ve araca bomba koyma’ savıyla iki kez müebbet almıştı. Tekirdağ 2 No’lu F Tipi’nde tutuluyordu.

Hiyem Yolcu ise ‘silahlı örgüt üyeliği, örgüt adına bir köylünün telefonuna el koyma ve propaganda’ suçlamasıyla bir kez müebbetle cezalandırılmıştı. O da 2004 yılından beri Gebze M Tipi’nde tutukluydu.

Evlenince aynı cezaevinde olabilecek, haftada bir gün ve bir saat görüşebileceklerdi. Akyol’un gönderdiği mektuba göre Aralık 2009’da Adalet Bakanlığı’na başvurdular:

“Olumlu yanıt üzerine 2010 yılının ocak ayında Gebze’ye sevk edildim. Nikâh işlemlerini başlattık. Biz akıl almaz zorluklarla uğraşırken, hapishane idaresi, ‘ne kadar tehlikeli olduğumuzu ve nikâhı terörist emellerimize ulaşma gayesiyle yaptığımızı’ bakanlığa anlatmakla meşgullermiş. 11 Şubat’ta yerlerde sürüklenerek yeniden Tekirdağ 2 No’lu F Tipi’ne getirildim.”

Akyol’un avukatı Gül Altay’a göre dönemin Gebze M Tipi Cezaevi Müdürü, bakanlığa gönderdiği yazıda, “Bu sanıklar tehlikelidir. Firar edebilir, örgütsel çalışma yapabilirler” demişti. Hal böyle olunca Akyol, evlenemeden döndü. Fakat yetkililere yazmaya devam etti. Adalet Bakanlığı sonunda ‘nikâh kıyılınca geri dönmesi ve 1500 TL ödemesi’ koşuluyla Gebze M Tipi’ne gönderilmesini kabul etti. Akyol, yine itiraz etti. Çünkü daha önce bu iki koşul öne sürülmemişti. Bakanlık yalnızca 1500 TL’den feragat etti.

Akyol, ‘evlenip geri dönmesi’ için 20 Mayıs 2010’da Gebze’ye götürüldü. Nihayet 1 Temmuz 2010’da ailelerinin katılımıyla nikâh kıydılar. Akyol, ertesi gün Tekirdağ’a getirildi. Eylül 2010’da, Hiyem Yolcu Akyol isteği dışında Bakırköy Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi. Bu cezaevinde yalnızca kadınlar vardı. Dolasıyla Akyol, buraya nakledilemezdi. Ayrıca haftada bir gün 10 dakika telefon hakkından da yararlanamadılar.

Akyol, yılmamıştı. Çiftlerin kalabildiği Kandıra T Tipi’ne nakillerini istedi. Tekirdağ 2 No’lu F Tipi idaresi, ‘sadece F Tipi’ne sevk talep edebileceği’ni belirtti. Akyol, 3 Mart 2011’de hapishane adı belirtmeksizin ikinci bir dilekçe verdi. Yanıtta, Akyol’un Gebze’de kalmak istediği, ancak bu cezaevinin uygun olmadığı ve zaten disiplin cezalarının bulunduğu savunularak, isteği reddedildi. Oysa Akyol’a göre, dilekçede cezaevi adı geçmediği gibi, disiplin cezası yoktu. Ayrıntıları içeren bir dilekçe daha gönderdi. 4 Nisan’da gelen yanıt da olumsuzdu.

Akyol isyanda: Dalga geçer gibi
Muhammet Akyol isyan ediyor:
“Başta Kandıra T Tipi olmak üzere aynı hapishanede kalan eşler olduğu halde eşimle aynı hapishane talebimize onay verilmiyor; dilekçelerimize dalga geçer gibi cevaplar veriliyor.”

Avukat Gül Altay ise “Başkaları kalabiliyor, onlar kalamıyor. Tehlikeli oldukları öne sürülüyor. Somut bir şey var mı, o da yok” diyor.
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nden bir yetkili; iki tutuklunun, cezaevi seçimini Adalet Bakanlığı’na bırakmak kaydıyla yeniden mektup yazmaları halinde taleplerinin gerçekleştirilebileceğini ifade etti.

Radikal