Av. Zeycan Balcı

18 Ocak 2013 tarihinde gece yarısı ÇHD’nin Genel Merkezi, Ankara ve İstanbul Şubeleri, Halkın Hukuk Bürosu başta olmak üzere toplamda 17 avukatın ev ve büroları “savcı” olmaksızın, baro temsilcisi gelmeksizin kapıları kırılarak basıldı ve polislerin haneye tecavüz suçunu işlemesiyle başladı bu operasyon. Burjuva basınının manşetten verdiği kirli dezenformasyonlar, kozmik odalar, ajanlık safsataları ve 11 çelik kapı eşliğinde 9 devrimci avukat 21 Ocak 2013 tarihinde tutuklandı. Onlar tutuklandı ama sınıfa verilmek istenen mesaj yerine ulaşmadı ve devrimci avukatlarla halkın arasına örülmek istenen duvar örülemedi. Toplumsal mücadele de, ÇHD’ye destek de bu operasyonla ivme kazandı.

Ne bu operasyon şaşırttı bizi ne de bu tutuklamalar… Siyasi iktidar, Terör Mahkemeleri eliyle uyguladığı tutuklama ve gözaltı terörüyle, tüm muhaliflerini sindirme ve toplumsal muhalefete yön veren kurumları itibarsızlaştırma politikasına hızla devam ediyordu. Zira 22 Kasım 2011 tarihinde, 41 Kürt avukatın tutuklanmasıyla siyasi dava avukatları açısından 'avukatlıktan sanıklığa' giden yolda ciddi aşamalar kat edilmiş, avukatların kitlesel tutuklanmaları çoktan başlamıştı. Ardından ÇHD’ye yapılan baskın geldi.

Bugün, meslektaşlarımızın tutuklanmalarının üzerinden bir yıl geçmeye 25 gün kala, hakim karşısına çıkarılmaları için bir cezaevinden bir başka cezaevine götürülecekler. Duruşma Silivri’de, gözden ırakta bir jandarma bölgesinde yapılacak. Savunma’yı temsil eden avukatların dahi tutuklu gibi muamele gördüğü, binlerce klasör karşısında sanıklara '10 dakikalık savunma hakkı' verildiği, izleyicilerin sık sık coplandığı, dövüldüğü bir yargılama pratiği ile başlayacak duruşma.

Yazının devamını buradan okuyabilirsiniz.