Odatv davasında TÜBİTAK tarafından hazırlanan 84 sayfalık ek rapor mahkemeye sunuldu. Daha önce TÜBİTAK raporunda yer alan muğlak ifadelerin netleştirilmesi talebiyle istenen ek rapor da pek çok soruyu cevapsız bıraktı.

Mahkeme heyeti tarafından ilk rapora istinaden sorulan 10 soru yanıtlandı. Mahkeme direktifler doğrultusunda hazırlanan raporda davalı tarafların sorduğu sorular ise cevapsız bırakıldı.

"Dosyalar USB ile taşındı"
Raporda mahkeme tarafından sorulan“Dosyaların anılan bilgisayarlarda kesin olarak oluşturulup oluşturulmadığı, değiştirilip değiştirilmediğinin tespitinin mümkün olup olmadığı, kesin olarak tespitinin mümkün olmaması halinde bunun nedenlerinin yalın ve açıklayıcı bir şekilde belirtilmesi”ne yönelik soruya şu yanıt verildi:

“Herhangi bir dosyanın bir bilgisayarlarda oluşturulup oluşturulmadığı, değiştirilip değiştirilmediğinin kesin tespiti mümkün değildir. Bunun sebebi bir dosyanın bir bilgisayarda oluşturulduğuna veya değiştirildiğine işaret eden dijital bulguların kesinlik ifade etmemesi ve bilgi sahibi bir kullanıcı tarafından değiştirilebilir olmasıdır.”

“İncelemelerde yazar alanında ‘soner’, ‘Barış’, ‘pc’ ve ‘Your User Name’, son değiştiren alanında ise ‘Sys’ ofis kullanıcı isimlerinin geçtiği dokümanlara rastlanmıştır. ‘Sys’ Delil 1(Oda tv bilgisayarı) bilgisayarındaki ofis kullanıcı ismidir. Bu şartları sağlayan dokümanlarda ofis üst verileri ve dosya sistemi üst verileri incelendiğinde, bu dokümanların yüksek ihtimalle Delil 1 bilgisayar kullanıcısı tarafından değiştirildiği kanaatine varılmıştır.”

“Dosyaların Delil 1 (Oda tv bilgisayarı) ve Delil 2 (Barış Pehlivan’ın bilgisayarı) bilgisayarlarına, bahse konu olan zararlı yazılımlar ile yüksek ihtimalle gönderilmediği de göz ününde bulundurulduğunda; yazar alanında ofis kullanıcı ismi ‘soner’ olan dokümanların) yüksek ihtimalle ‘Soner Yalçın’ isimli şahsa ait farklı bir bilgisayarda oluşturulduğu, yazar alanında ‘Barış’ yazan dokümanların da yüksek ihtimalle “Barış Pehlivan" isimli şahsa ait farklı bir bilgisayarda oluşturulduğu ve daha sonra ilgili bilgisayarlara CD/DVD, USB tarzı veri depolama cihazları ile taşındığı değerlendirilmektedir.”

Raporda dosyaların “yüksek ihtimalle” Odatv bilgisayarında oluşturulduğunun söylenmesi, dökümanların “yüksek ihtimalle” Odatv bilgisayarında değiştirildiğinin öne sürülmesi ve dosyaların yine “yüksek ihtimalle” Barış Pehlivan ve Soner Yalçın’a ait olduğunun ifade edilmesi dikkat çekti.

“Dosyalar silinmiş olabilir”
Ek raporda mahkemenin, ilk raporda dosyaların Odatv ve Barış Pehlivan’ın bilgisayarlarında açıldığına ilişkin bulguya rastlanmadığı saptamasıyla ilgili sorusuna verilen yanıtta da, dosyaların Barış Pehlivan’ın bilgisayarında açıldığı, ancak dosyaların “yüksek ihtimalle” daha sonradan silindiği söylendi. Raporda şu ifadelere yer verildi:

“İzlerin bir kısmı geçici izlerdir (zaman geçtikçe bu izler silinip üzerlerine yeni açılan dokümanların izleri gelebilir). Aynı zamanda bu izler bilgili bir kullanıcı tarafından elle veya çeşitli yardımcı programlar vasıtasıyla (Ccleaner gibi) silinebilir.”

“Delil 2(Barış Pehlivan’ın) bilgisayarında bu tür izleri silmek için kullanılan ‘Ccleaner’ uygulamasına ait izlere rastlanmıştır. Araştırma sonucunda yukarıda bahsi geçen ‘Ccleaner’ uygulamasıyla ilgili çeşitli izlere Delil 2 bilgisayarında rastlanılmıştır. Dava kapsamında incelenen Delil 2 bilgisayarında $LogFile sistem dosyasında, EK-1 dosyalarının birçoğunun ismi geçmesi, bununla birlikte dosya içeriklerine ve MFT kayıtlarına dair hiçbir izin bulunmamasının sebebi, dosyaların “Ccleaner" ile temizlenmiş olması olabilir.”

“Yukarıda ayrıntılı bir şekilde açıklandığı üzere dosyaların açılmasıyla alakalı izlere rastlanmamış olması, ilgili dokümanların açılmadığını kesin olarak göstermemektedir. Bu izlere rastlanılması ise kuvvetli bir ihtimalle bu dokümanların açıldığına işaret etmektedir.”

“Delil 1(oda tv) ve 2(barış pehlivan) bilgisayarlarına, dosyaların yüksek ihtimalle zararlı yazılımlar ile gönderilmediği göz önünde bulundurulduğunda, bu üç dosyanın yüksek ihtimalle kullanıcı bilgisi dâhilinde Delil 1 bilgisayarında bulunduğu ve erişim tarihlerindeki güncellemelerden ötürü bu dosyalar üzerinde kullanıcı tarafından bir işlem yapıldığı değerlendirilmektedir.”

“Dosyalar virüsten önce oluşturuldu”
Ek raporda söz konusu dosyaların virüs aracılığıyla bilgisayarlara yüklenip yüklenmediği sorusuna ise yine muğlak yanıt verildi. Bilgisayarlarda virüs bulunduğunu kabul eden TÜBİTAK, dosyaların bilgisayarlarda zararlı yazılımların yüklenmesinden önce oluşturulduğunu öne sürdü. Raporda şunlar söylendi:

“Bu inceleme sonucunda ilgili belgelerin zararlı yazılımlar vasıtasıyla gönderilip gönderilmediği hususuyla alakalı tespit edilen bulgular şu şekildedir:”

“1- İlgili bilgisayarlara hedefli olarak uzaktan yönetim özelliği bulunan zararlı yazılımlar gönderilmiştir.
2- Bu zararlı yazılımların ilgili bilgisayarlarda çalışmış olduğu tespit edilmiştir.
3 - EK-3 tablolarında, davaya konu dosyalarla alakalı, delil bilgisayarlarında tespit edilen üst veri türleri gösterilmektedir. Bu tablolardan da anlaşılacağı üzere, dosyaların çoğunun dosya sistemi zaman üst verilerine ulaşılmıştır.
4- Erişilen bu dosya sistemi tarih üst verilerine göre, dosyaların oluşturulma zamanları, ilgili zararlı yazılımların gönderilme zamanlarından öncedir.”

“Sonuç olarak yukarıdaki bulgular doğrultusunda, Delil 1(oda tv) ve Delil 2(barış pehlivan) bilgisayarlarında EK-1 listesinde bulunan dokümanların yüksek ihtimalle bahse konu olan zararlı yazılımlarla bu bilgisayarlara gönderilmediği değerlendirilmektedir.”

Avukat Hüseyin Ersöz: “Varsayımsal tespitlerle iddiaları destekleme gayreti”
Odatv davası sanıklarından Soner Yalçın, Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun vekili Hüseyin Ersöz, raporla ilgili bir basın açıklaması yayımladı. Ersöz açıklamada şunları söyledi:

TÜBİTAK Ek Raporu ile varsayımsal tespitlere dayanarak adeta iddiaları destekleme gayreti içerisine girilmiştir.

Ancak bu varsayımsal değerlendirmeler bilimsel gerçeklerin üstünü örtmeye yeterli değildir.

Raporda, suç konusu dokümanların Soner Yalçın'ın başka bir bilgisayarında hazırlanarak Odatv bilgisayarlarına yüklenmiş olabileceği değerlendirilmiştir.

Bu değerlendirme ile adeta "bilimsel gerçekler" yok sayılmaya çalışılmaktır. Bunun sebebi ise, Soner Yalçın, Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan'ın tüm bilgisayarlarının Mahkeme tarafından Bilirkişilere teslim edilmiş olmasıdır. Bilirkişiler suç konusu bilgisayarlardan ayrı olarak, bu bilgisayarları da incelemişlerdir. Söz konusu dokümanlar eğer bu bilgisayarlarda oluşturulmuş olsa idi, bu durumda bu konunun hiç tereddüt etmeksizin raporda yer alacağı açıktır.

Bilimsel olarak yadsınamayacak temel tespit, bir bilgisayarda zararlı yazılım var ise, o bilgisayarın delil olarak kullanılamayacağıdır. Bunun aksini iddia etmek bilim adamı olma vasıflarından uzaklaşmak anlamına gelecektir.

Raporu hazırlayan TÜBİTAK Bilirkişileri, Mahkemenin "kesinlik" arz edecek değerlendirmeler yapılmasını istemesi karşısında önceki raporda yer alan ifadeleri yumuşatmak yolunu seçmişlerdir. Mahkemenin zorlaması ile kaleme alınan rapor buna karşın, Odatv Davası'nda yargılanan gazetecilerin masumiyetini ortaya koymak noktasında önemli tespitler içermektedir.

Hukuk Devleti olarak tanımladığımız ülkemizde, "Şüpheden Sanık Yararlanır" evrensel hukuk kriteri eğer varlığını sürdürüyorsa Odatv Davası'nda tutuklu olarak yargılanmakta olan Soner Yalçın'a özgürlüğünün biran önce iade edilmesi gerekmektedir.

Odatv Davası'nda yargılanan bağımsız gazeteciliktir. Manipülatif dijital dokümanlarla yaratılmaya çalışılan algı hiçbir şekilde bu gerçeği değiştiremeyecektir.

(soL-Haber Merkezi)