Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Haliç Kongre Merkezi'nde Ak Parti İstanbul İl Başkanlığı tarafından düzenlenen Danışma Meclisi ve Katılım organizasyonuna katıldı. Başbakan Erdoğan Ak Parti'ye katılacak Numan Kurtulmuş ile birlikte salona girdi. Kurtulmuş Başbakan Erdoğan'ın sol yanındaki koltuğa oturdu. Toplantıya ayrıca, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Ak Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile danışma kurulu üyeleri ve partililer katıldı. Toplantıda Numan Kurtulmuş da dahil olmak üzere Has Parti saflarından 222 kişi Ak Parti'ye katıldı.

ERDOĞAN'DAN KURTULMUŞ'A ' YUVANIZA HOŞGELDİNİZ '

Danışma Meclisi ve Katılım toplantısında bir konuşma yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasının başında 30 Eylül'de Ankara'da yapılacak Ak Parti 4. Büyük Kongresinden ve ABD gezisini niçin iptal ettiğinden bahsetti. Erdoğan, "Büyük Kongremize sadece bir hafta kaldı. Haftaya bugün Büyük Konremizi gerçekleştireceğiz. Tüm hazırlıklarımız belli bir aşamaya geldi. Şu anda uluslararası camiadan da gerek devlet başkanları gerek siyasi partilerin genel başkanlarını bu genel kurulumuza davet ettik. İnşallah, 30 Eylül sabahından itibaren, Ankara’da çok farklı bir heyecanı, çok farklı bir coşkuyu hep birlikte yaşayacağız.Bugün bu toplantımızın ardından, Birleşmiş Milletler 67. Dönem Genel Kurulu için Amerika Birleşik Devletleri’nin New York kentine hareket etmeyi programımıza almıştık. Ancak, Büyük Kongremizin hazırlık çalışmaları, yoğun gündem sebebiyle bu ziyaretimizi iptal etmek durumunda kaldık. Dışişleri Bakanımız New York’ta, Birleşmiş Milletler Genel Merkezindeki toplantılara iştirak edecek ve ülkemizi orada temsil edecek " diye konuştu. Erdoğan, Ak Parti'ye katılacak olan isimlere de değinerek, " 9 Eylül’de Ankara’da gerçekleştirdiğimiz İl Başkanları toplantımızda, değerli bir siyasetçi arkadaşımız, kardeşimiz Süleyman Soylu’nun AK Parti’ye katılım törenini gerçekleştirdik. Bugün de inşallah, açılış konuşmamızın hemen akabinde, yine çok değerli bir siyasetçi kardeşimizin, Sayın Numan Kurtulmuş ve arkadaşlarının AK Parti’ye katılım törenini gerçekleştireceğiz. Sayın Numan Kurtulmuş ve şu anda feshedilmiş olan Has Parti'de yol yürüyen arkadaşlarına konuşmamın hemen başında AK Parti’ye, AK Parti çatısı altına, yuvanıza hoş geldiniz diyorum" şeklinde konuştu. Başbakan Erdoğan konuşmasında Numan Kurtulmuş'tan bahsettiği sırada partililer Kurtulmuş ve arkadaşlarını ayakta alkışladı.

" İŞTE TERÖR ÖRGÜTÜ BU "

Başbakan Erdoğan, konuşmasında partisinin kırmızı çizgilerine de değindi. Erdoğan, " Afyonkarahisar'dan yola çıkarken dört şeyi özelikle söyledik. Tek millet tek bayrak tek vatan tek devlet dedik. Bundan tavizimiz yok. Burada aynı noktadayız. Dedik ki bizim üç kırmızı çizgimiz var. Biz asla bölgesel milliyetçilik yapmayacağız dedik. Yani bu ülkenin batısına ne kadar değer veriyorsak doğusu güneydoğusu da bizim için o kadar değerlidir. Kuzeyine ne kadar değer veriyorsak güneyi de o kadar değerlidir. Kısaca 780 bin kilometrekare bizim için aynıdır. Beraberce bu vatan topraklarını ayağa kaldıracağız dedik. Şu nada Yüksekova'da biz bölücü terör örgütü istemediği halde havaalanı yapıyoruz. Şırnak'ta havaalanı yapıyoruz. Iğdır' da yaptık bitirdik açtık. 94' te temeli atıldı biz iki yılda orayı bitirdik. Bu vatana aşkın bir ifadesidir. Oralarda bugün hastaneler okullar varsa hala yapılıyorsa ama bizi yapıyoruz. Hakkari'de dün okul yaktılar. Bölücü terör örgütü bu. İki, biz etnik millyetçilik de yapmayacağız.Bir olduk birlikte olduk ve gördüğünüz gibi birlikte Türkiye olduk. Üçüncüsü dinsel milleyetçilik de yapmayacağız. Biz her inanç grubuna eşit mesafedeyiz. Her inanç grubunun inancını yaşaması bizim güvencemiz altındadır. Millete ve sevdalı olan herkesle bu çatı altında bir olmaktan beraber olmaktan biz sadece memnuniyet duyarız. Ak Parti Türkiye'nin büyük demokratikleşme dalgasının lokomotifidir " dedi.

" İSİMLER DEĞİŞEBİLİR, MAKAMLAR, RÜTBELER YER DEĞİŞTİREBİLİR "

Konuşmasında 30 Eylül'de yapılacak Büyük Kongre'de değişiklikler yaşanabileceğine de dikkat çekti. Erdoğan, " Şunu da herkesin bilmesini isterim.Kesintiler olabilir, molalar olabilir; isimler değişebilir, makamlar, rütbeler yer değiştirebilir. Bu dava, yüzyıllardır aşkla ve heyecanla yürüyen bu hizmet kervanı daha da güçlenerek yoluna devam edecek. AK Parti’nin dayandığı, AK Parti’nin tevarüs ederek omuzlarında taşıdığı bu büyük hizmet davası, isimler üzerinden yürüyen değil; tam tersine isimleri kendi potasında eriten bir davadır " dedi.

BAŞBAKAN'DAN MUHALEFETE 4+4+4 ELEŞTİRİSİ

Konuşmasında kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen 12 yıllık eğitimden bahsetti ve 4+4+4'ü eleştiren ana muhalefet partisi Genel Başkanı Kemel Kılıçdaroğlu'nu eleştirdi. Erdoğan, " CHP'nin Anayasa Mahkemesine olan itirazı bildiğiniz gibi önceki gün reddedildi. Artık kademeli eğitim sorunsuz bir şekilde ilerlemeye başladı. Yine bu yıl İmam Hatip okullarının orta kısımları da açılmış oldu. 17 Eylül'de bir millet bir hasret döneminin fetret döneminin ardından kendi okullarıyla hasret giderdi. Evlatlarını istediği okullara gönderebilmenin mutluluğunu yaşadı. Acaba bu sıkıntı neydi ? Neden 28 Şubat'ta böyle bir engelle bu millet karşı karşıya bırakıldı ? İşte bu millet kendisini böyle bir sıkıntıyla karşı karşıya bırakanlara Ak Parti ile cevabını verdi. Çünkü er geç hak galip gelecekti ve hak galip geldi. Bu yıl belki bazı sıkıntılar yaşayacağız kolay değil birçok okullar farklı okullara devşirildi. Ama bu sıkıntıyı da bir yıl içinde telafi etmek suretiyle 2013 -2014 çok daha farklı bir şekilde. Bazen bakıyorum televizyonlarda bazı şeyler konuşuyorlar. Şu kadar öğretmen şu kadar derslik açığı var diyorlar. Doğru ama bir çocuk da 9 ay 10 günde doğuyor. Müsaade edin de bu düzenleme zaman alacak. Ana muhalefetin başkanı diyor ki 'Bir gecede böyle bir değişiklik mi olur ?' Bir önceki eğitim şurasında bunların alt yapısı oluşturuldu. Sen bunları takip etmiyorsun senin başka işlerin var. Ama onlar elinde bant için kullandığımız döküm parçasını eğitim komisyonu başkanına atacak kadar medeniler. Lafa geldiği zaman çok demokratlar. Bunların önce bu konuda eğitilmeleri lazım " dedi.

CHP'YE 66 AY GÖNDERMESİ

Seçmeli ders eğitimine de değinen Erdoğan, " Eğitimde yine bu yıl seçmeli ders sistemini başlattık. Bunları da bilmezler bunların kitabında seçmeli ders diye birşey yok. Başta Kur'an- ı ve Hz. Muhammed'in Hayatı olmak üzere veliler ve öğrenciler bunları seçtiler. Fakat çok rahatsız oldu beyler. Sen gönderme yine. Seçmeli ders bu. İstersen gönderirsin istersin göndermezsin senin böyle bir derdin olmadığına göre gönderme ama gönderecek olanlar da seni rahatsız etmesin. Niye rahatsız oluyorsun ? Bunların o geçmişten gelen sıkıntılarının ne oduğunu anlıyor musunuz ? Dert burada. Bunların böyle bir derdi olmamış olsaydı siyaseti de öne çıkararak yapsalardı. Kürtçe de seçmeli ders. Bakalım ne kadar talep olacak ? Bizim bir endişemiz yok" dedi. 66 aylık çocukların okula başlamasıyla ilgili de konuşan Başbakan " Eğitimde bu yıl başlattığımız bir başka uygulama da ilkokula başlama yaşının 66 aya çekilmesi oldu. Bu da onları rahatsız etti. Ne yaptılar ? Gösteriler yaptılar. Ne oldu ? Şimdi rapor alanların oranı yüzde 4 oldu. Boşuna uğraşıyorsun. Yanlış yola gidiyorsun. Önce bir defa kendine çeki düzen ver. Niye rahatsız oluyorsun ? 66 ay deyip geçme bizim çocuklarmız zekidir. Hayata bir an önce katılmalarını istiyoruz " dedi.

" İSLAMOFOBYA IRKÇILIK KADAR TEHLİKELİDİR KÖTÜDÜR "

Başbakan ABD'de yayınlanan ' Müslümanları Masumiyeti' filmiyle ilgili de konuştu. Erdoğan," İslam dünyası ABD'de yapılan bir film dolayısıyla kitlesel protesto gösterileri bu gösterilerden birinde Libya'da Büyükelçi hedef alındı ve büyükelçi üç elçilik mensubuyla katledildi. Şu anda yapılan gösterilerde de can kayıpları yaşanmaya devam ediyor. Bu olaylarla ilgili olarak iki hususu biribirinden net biçimde ayırmak durumundayız. Hangi gerekçeyle olursa olsun bir Müslüman'ın masum bir cana kıyması tek başına infaza girişmesi bizim asla ve asla kabul edeceğimiz bir durum değildir. Biz halka söylemekle mükellefiz. Bizim inancımızda öfkeyle hareket edip şiddet uygulamak yakmak yıkmak taşlamak daha da ileriye giderek katletmek asla ve asla yer almaz. Dahası Müslümanlar tepki koymakta son derece haklı oldukları bir konuda haksız konuma düşmüşlerdir. Hiçkimsenin Müslümanları böyle göstermeye hakkı ve hukuku yoktur. Meselenin bir diğer yanı var. Batıda bu tür girişimlerin ardından İslam dünyasında başlatılan provakasyonlar ilk değil. Geçmişte de değişik karikatür ve kitaplar yoluyla İslam dünyası rencide edilmeye çalışıldı. Dinimizin peygamberi bir dinin peygamberine hakaret etmek dinin kutsallarına bir milletin en kutsal değerlerine aleni hakaret etmek düşünce özgürlüğü kategorisinde asla değerlendirilemez. Gerek ABD'de gerek ardından Fransa 'da film ve karikatür yoluyla Müslümanları rencide edenlerin düşünce özgürlüğü bahanesinin ardına sığınmaları doğrudan doğruya düşünce özgürlüğüne yapılmış bir saldırıdır. Yaşanan hadiselere rağmen bu tür girişimlerin ardı arkası kesilmiyor. Şimdi de Müslümanları barbar olarak nitelendirecek afişlerin metro istasyonlarına asılması sözkonusu. Kısa bir süre önce Almanya'da başörtülü kızlarımıza karşı bir kampanya başlatıldı. Irkçılıkla ilgili örgütlenmeler gelişmiş demokrasilerde dahi düşünce özgürlüğü kapsamında görülmüyor. Bu yaklaşımın artık İslamofobya'da İslam karşıtlığı konularında sergilenmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunlar antisemitizmi uygulamaya çalışıyorlar ama burada bunu görmezlikten geliyorlar. İslamofobya ırkçılık kadar tehlikelidir kötüdür ve hoşgörü gösterilmemesi gereken bir konudur " diye konuştu.

" İSLAM COĞRAFYASINDAKİ PROTESTOLAR ÖLÇÜLÜ OLMAK DURUMUNDADIR "

Konuşmasında Hristiyan ve Musevi dünyasını da eleştiren Başbakan, " Hristiyan dünyası Musevi dünyası. Bunlar ne yapmak istiyor ? Bir taraftan barıştan konuşurlarken bir taraftan da halkları barış karşıtı hale getirmeyi ne kadar sürdürecekler ? Eğer bugün Ortadoğu da sıkıntı yaşanıyorsa işte bunun arkasında bu anlayış yatmaktadır. Biz bu hassasiyeti, gösterdiğmiz hassasiyeti kendi dinimize Hz. Muhammed'e yönelik de görmek istiyoruz. Bu bizim hakkımız. Konuyla ilgili şu anda nasıl Lahey Adalet Divanı varsa şimdi bununla ilgili gerekirse, Lahey Adaet Divanı içinde bir birim oluşturulması için girişimlerde bulunacağız. İlk önce Türkiye'de nefret suçları kapsamına bunu alacağız. Meclis açılır açılmaz bunun adımlarını da atacağız. Ölçüsüz protestolara asla müsamaha gösteremeyiz. Ancak İslam peygamberine hakaret edilmesi ardından da adeta Müslümanların başı üzerinde boza pişirilmesini sineye çekemeyiz. İslam coğrafyasında protestolar ölçülü olmak durumundadır. Batı da İslamofobya karşısında artık kararlı bir duruş sergilemelidir. Müslümanlara yönelik manevi tacizin önlenmesi için bir uluslararası adım atılması gerekmektedir " dedi. ABD Devlet Başkanıa Barack Obama ile de bu konuyu görüştüklerini söyleyen Erdoğan, ortaklaşa adım atma konusunda çalışmalar olduğunu belirtti.