DERYA AYDOĞAN​

Matrix, Jurassic Park, Beauty and The Beast filmlerinin Emmy ödüllü bestecisi Don Davis Türkiye’de ilk konserini verdi. 16. Antalya Piyano Festivali’nin kapanış gecesi Antalya Devlet Senfoni Orkestrası ile birlikte sahne alan ünlü besteci unutulmaz film müzüklerini yönetti. Konser sonrası yaptığı konuşmada’ Matrix insanların kendilerini kaygan zeminde gibi hissetmelerini sağladı’diyen Don Davis’le kariyeri ve hayal gücü üzerine bir söyleşi yaptık.

Türkiye’de ilk konserinizi verdiniz, tadı damağımızda kalan müthiş bir konser oldu. Siz neler hissettiniz?
Antalya Devlet Senfoni Orkestrası’nı yönetmek onurdu. Daha önce Matrix kayıtlarını yönetmiştim ancak ilk kez North by Northwest and Our Town’ı yönetme fırsatım oldu ve bu benim için unutulmaz bir şeydi.

Felsefe dilinizden düşmüyor peki müziğinize ruh verirken en çok sorguladığınız şey nedir?
Daha önce yaptığım işlerden daha iyisini yapabilir miyim diye soruyorum kendime. Daha iyi olması lazım diyorum, farklı ve iyi bir iş nasıl yaparım diye soruyorum kendime.

Bir filmde ‘müzik’ ne kadar ve niye önemlidir?
Müziğin, filmlerin sahip olduğu görünmez hissiyatı ifade ettiğini düşünüyorum. Tabii pratik amaçlarda da kullanılabilir. Bir suçlunun ortaya çıkarılmasında, kurgunun vurgulanmasında, kovalamacada geçen heyecanın yansıtılmasında ve hatta izleyiciye gülmelerine müsaade eder nitelikte... Ne yazık ki müzik filmlerde gereğinden fazla kullanılıyor. Bu da etkisini azaltmakta ve yanlış kullanılırsa iyi film kötü bir filme dönüşebiliyor. Ancak doğru yerlerde yaratıcı ve makul ölçülerde kullanıldığı zaman müzik yönetmenin bakış açısının yarattığı etkiyi çarpıcı bir şekilde artırarak yansıtır.

Matrix bir film olsa da bizde başka bir boyutun kapılarını araladı. Başyapıtlar arasına giren bu filmin müziklerini yaparken neler hissettiniz? Nasıl bir hayal kurdunuz?
Bir besteci, harika bir filmle karşılaştığı zaman verdiği ilk tepki, dilediği gibi yaratıcılığını sergileyebileceği için duyduğu yoğun keyif ortaya çıkar. Ancak çok geçmeden şüphe onu ele geçirir ve böyle mükemmel bir filmde çalışmak için yeteri kadar iyi bir besteci olup olmadığını sorgulamaya başlar. Matrix’in sunduğu fırsatlar harikaydı ve post-modern müzik yaklaşımlarının bu filmde çok işe yaradığını görme fırsatım oldu. Matrix’in senaryosunu okuduğumda başarılı ve çığır açacak bir film olacağını hemen o an anlamıştım. Wachowskis on Bound ile çalışırken onların film yapımında özel bir yetenekleri olduğunu ve onların iyi bir senaryoyu mükemmel bir filme çevirebileceklerini biliyordum. Felsefeyi popüler kültüre adapte etme fikri beni çok heyecanlandırıyordu.

Son dönemde yaptığınız yeni bir film müziği var mı?
Fulvio Sestito tarafından yönetilen ‘Yanlış Bellek Sendromu’filmine başlamak üzereyim.

Sizi anlatan filmler ve müzikler hangileri?
O kadar çok var ki... Bu eminim sizin sevdiğiniz filmleri de içeriyordur, The Godfather, Das Leben des Anderen, Chinatown, Mandalina... Ravel’in Le Tombeau de Couperin, Stravinsky’s Petrushka, Schoenberg’s Erwartung, Furrer’ın Klavierkonzert, Berio’nın Sinfonia... Saymakla bitmez.

Umarım Türkiye’de tekrar bir konser verirsiniz. Var mı böyle bir ihtimal?
Şimdilik görünürde böyle bir plan yok ama kesinlikle yakında Türkiye’ye dönmek için bir fırsat bulacağım.

Kaynak: Birgun.net