Mısır’da olan İslami devlet anlayışı ile çağdaşlığın çatışmasıdır.  İslam demokrasi ile bağdaşamaz çünkü şeriat demokratik değildir. Müslümanlar için geçerli olan şeriattır. Müslümanlara göre şeriatı ret etmek kâfirliktir. Bu felsefe kur ’anın özünde vardır. Bu nedenle şeriatçılardan demokrasi beklemek saflıktır. Bu çatışma sürecektir, on yıllarca..

Arap Baharı geri kalmış ülkelerde darbe ve diktatörlüğün tarihe karıştığını müjdeliyordu.  Kitle iletişim araçlarının yarattığı hava buydu. Bugün Mısır’daki askeri darbe ile kısa sürede Arap Baharı ve demokrasi darbelendi.  Arap baharı bir yalan rüzgarı, geri kalmış ülkelerde darbeler döneminin bittiği iddiasının sadece büyük bir yalan olduğu ortaya çıktı.

Şeriat ile çağdaşlığın çatışması biri diğerini dönüştürene kadar sürecektir

Arap Baharının % 52 oyla Mısır’da iktidara getirdiği Müslüman Kardeşler Hareketi ve Mursi ‘nin uyguladığı politikalar küresel güçleri rahatsız etti. Bu gayet doğaldır. Mursi uyguladığı politikanın tersini uygulasaydı bu kez kendisine destek veren İslamcılara ters düşecekti.  Demokrasi ile Müslümanlığın birlikte var olmaları İslam’ın batıdaki aydınlanma çağını yaşaması, değişmesi ve dönüşmesi ile mümkündür aksi halde çatışma kaçınılmaz olacaktır. Dayatan İslam’dır, çünkü İslam bir düzen emretmektedir, şeriat düzeni emretmektedir.

İslamcı iktidarlar şeriatı uygulamaya kalktıkları takdirde Müslüman olmayanları, farklı mezheplerden olanları rahatsız etmektedirler. Türkiye’de AKP iktidarının cem evlerini ibadethane olarak kabul etmemesi, dindar(Sünni) nesiller yetiştirmeyi hedeflemesi gibi..

İslamcılar iç politikada şeri uygulamalara yer verirken dış politikada da bu politikaya uygun davranmak zorundadırlar. Dış politikadaki bu zorunluluk İsrail’e karşı olmak, uluslararası toplantılarda “one minute!”  diye bağırmayı gerektirir. Bu politikalarda küresel güçleri rahatsız eder.

Mursi darbeye karşı yandaşlarını direnmeye çağırdı, Türkiye’de Taksim Gezi Direnişleri sırasında Erdoğan %50 yi evlerinde zor tutuyorum tehdidi yapmıştı. Mısır'da darbe sonrası hükümet sözcüsü Hüseyin Çelik Mısır halkını oyunun namusuna sahip çıkmaya çağırdı.

Görüldüğü gibi Mısır’daki Mursi ile Türkiye’deki Erdoğan arasında tam bir kader birliği vardır. İslam’la çağdaşlık arasındaki bu çatışmanın sonlanması İslam’ın dönüşmesi, aydınlanmanın bu ülkelerde de yaşanmasına bağlıdır. Batıda kilisenin hakimiyetinin sonlanması ronesans  ile aydınlanma ile mümkün oldu.

Demokrasi keşfedilen en iyi rejim olsa da kötülerin en iyisidir, ideal bir düzen değildir. Bu nedenlerle ne darbeleri ve ne de demokrasiyi fetişleştirmenin bir gerçekliği yoktur, bugün Mısır’da olanların yarın Türkiye’de olmaması için AKP iktidarının özgürlüklere müdahaleden vazgeçmesi, Sünni nesiller yetiştirme planlarını rafa kaldırmasına bağlıdır. AKP’nin bunu yapması mümkün müdür? Çok zor, kendisini inkar etmiş olur…

Çağdaşların, demokrasi güçlerinin görevi kitleleri aydınlatmak için örgütlenmek, sahaya inmek olmalıdır yoksa bu ülke daha çok acılar yaşayacaktır.