Futbolda şike" davasının tutuklu sanığı Fenerbahçe Kulübü Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu, "6222 sayılı yasanın hazırlanmasında maalesef ben de çalıştım. Şike ve teşvik, genel yargı içinde tanımlanmış suç tipleridir, ama biz yasanın bu noktalara geleceğini fantezi olarak bile hayal edemedik" dedi.

İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasına devam eden Fenerbahçe Kulübü Asbaşkanı İlhan Ekşioğlu, suçlandığı maçlara bakıldığında hiçbir futbolcuyla görüşmediğinin ortaya çıkacağını anlatarak, bunun aksini ortaya koyan bir beyan ve delil olmadığını söyledi.

Yöneticilerin maçlardaki "uğurlarından" bahseden Ekşioğlu, "Herkesin bir uğuru vardır. Yöneticilerimizin de uğuru var. Başkanımızın bir ayakkabısı vardır. 10 senedir aynı ayakkabıyı giyer ve aynı kravatı takar. Birçok yöneticinin değişik uğurları var. Kimi merdivenlerde izler maçı. Bu ifadelerim garip gelecektir ama bu bir fanatikliktir" dedi.

Ekşioğlu, transfer konusunda gizlilik içinde hareket etmeyen Doğan Ercan'ı birkaç kez uyarmak zorunda kaldığını ifade ederek, bazı transferleri ortada konuşulduğu için durdurduklarını söyledi.

Teşvik primi verildiği iddialarına değinen Ekşioğlu, "Bizim teşvik primi verdiğimiz iddia ediliyor, ama tarihimize bakıldığında son 8 senede şampiyonluğu 2 kere son haftalarda kaçırdık. Bunu da teşvik primine bağladık" şeklinde konuştu.

Ekşioğlu, Aziz Yıldırım ile 6 Nisan'da yaptığı bir telefon konuşmasının önemli bir kısmının iddianamede yer aldığını belirterek, bu telefon görüşmesinde Yıldırım'a "Ben Eskişehir'e gelmeyeyim. Geçen gittiğimde 2-1 yenildik" dediğini, iddia edildiği gibi teşvik primi verse, gönül rahatlığıyla bu maça gideceğini kaydetti.

"Bize bir sezon önce kök söktüren Bursaspor'a Trabzonspor maçında teşvik primi verilmesi iddiası çok tuhaftır" diyen Ekşioğlu, Fenerbahçe-İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçıyla ilgili de hiçbir telefon tapesinde kendisini suçlu gösterecek bir delil bulunmadığını savundu.

Ekşioğlu, iddianameyi hazırlayan savcının sanık lehine delil toplama görevini yerine getirmediğini öne sürerek, "Cemil Turan bundan 40 sene önce de bu takımda vardı. Ben de 10 yıldır kendisiyle çalışmaktayım. İddianamede adının geçmesi onun kadar beni de üzmüştür" dedi.

-"Tarla sürme" ifadesi-

2001 yılında Samsunspor maçından önce Eyüp Sultan'a gidip dua ettiğini kaydeden Ekşioğlu, "Belirlediğim bir güzergah vardı, orada araba kullandım.

'Tarla sürme' muhabbetini ilk o zaman söyledim ve ondan sonra da kullanmaya devam ettim" diye konuştu.

Ekşioğlu, iddianamede suçlandığı birçok maça ilişkin telefon konuşması dahi olmadığını anlatarak, yaptığı bir konuşmanın 6 ayrı maç için konuşulmuş gibi iddianameye konulduğunu söyledi.

"Şikeye ilişkin iddiaları kanıtlayacak hiçbir somut tape veya delil olmaması masumiyetimin kanıtıdır" diyen Ekşioğlu, şöyle devam etti:

"Trabzonspor'un teşvik girişimlerini engellemeye çalıştığımızdan iddianamede dahi bahsedilmektedir ki, Trabzonspor yöneticileri böyle dinlenmiştir. Kasımpaşa maçıyla ilgili olan tapeler başka yerlerde de mükerrer olarak kullanılmış."

Ekşioğlu, iddianamede aleyhine olan hususları kabul etmeyerek, tahliyesini talep etti.

-Şekip Mosturoğlu-

Tutuklu sanık Şekip Mosturoğlu da savunmasında, kendileri için iddianamede

"transfer şikesi" diye bir suç tipi oluşturulduğunu öne sürerek, "6222 sayılı yasanın hazırlanmasında maalesef ben de çalıştım. Şike ve teşvik, genel yargı içinde tanımlanmış suç tipleridir. Ama biz yasanın bu noktalara geleceğini fantezi olarak bile hayal edemedik. Şike ve teşvik primi suçlamalarının yargılamasının bu boyutta olacağını tahmin edemedik" dedi.

Fenerbahçe Spor Kulübünde hukuk işlerinden sorumlu asbaşkan olduğunu kaydeden Mosturoğlu, şöyle devam etti:

"Bir nevi ücret almayan hukuk müşaviriyim. Sporcu sözleşmelerini hazırlayıp müzakerelerine bizzat katılıyorum. Tff hukuk kurulunda da çalıştım ve değişik kademelerde görev aldım. Yasada yer alan 11. maddeyi iddia üzerinde oynanan şike ve teşvik olaylarını önlemek amacıyla hazırladık. Ancak biz Bakanlar Kurulunda imzalanmış kararı gördük. Bu üzücü olaylar yaşanmasaydı CAS'taki 3. Türk hakem olacaktım. Aklanırsam o görevi de alırım."

Mosturoğlu, maç raporlarının telefon tapelerinden daha değerli olduğunu ifade ederek, "Siz mahkeme olarak bir maçın sonucunu değiştirirseniz FİFA ertesi gün Türkiye'nin üyeliğini askıya alır. Maç raporları tapelerden yüz kat daha değerlidir" dedi.

Mosturoğlu, iddianamede yer alan Sezer Öztürk, Mehmet Ekici ve Tunay Torun'un transferi için görevlendirildiğini belirterek şöyle devam etti:

"Sezer ile ilgili tapelerim var. Zafer Demirel'le konuşuyorum. Sezer'in transferi ile ilgili konuşuyoruz. Sonra Aziz başkanla bu konuyu konuşuyorum. 5 tapeye de hukukçu olarak bakıyorum; şike, teşvik yok. Sezer Öztürk'ün avukatı Sami Dinç'tir. Sami Dinç, müvekkili Sezer Öztürk'e defalarca 'görüşmeye maçtan sonra git' diyor. Bu konuşma, tanışma amaçlı bir toplantıdır. Bu transferde gayri ahlaki olan ne var-"

İddianamenin fikir önderinin, Kadir Has Üniversitesi Ceza Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Süheyl Donay olduğunu öne süren Mosturoğlu, "Savcı iddianamede kendisinden notlar almış. Ben 15 yıllık spor hukukçusuyum. Daha önceden Süheyl hocayı tanıyorum. O zaman kendisi spor hukukunu bilmiyordu, şimdi de bilmiyor. Hoca, sporcu diyerek satranç Oyuncusu ile futbolcuyu aynı kefeye koyuyor" ifadelerini kullandı.

Duruşma, Mosturoğlu'nun savunmasıyla devam ediyor. - İstanbul