İSTANBUL

İslam Dünyası STK'lar Birliği (İDSB) Genel Sekreteri Ali Kurt, "İnsanlara balık tutmayı öğretmek, onlara balık ikram etmekten çok daha öncelikli bir konudur. Bu çerçevede mikrofinansın Türkiye'deki insani yardım kuruluşları tarafından anlaşılması ve uygulanabileceğine inanıyorum." dedi.

Discover Events'in organizasyonunda İslam Ülkeleri Standardlar ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC) ve İslami Ticareti Geliştirme Merkezi (ICDT) iş birliğiyle düzenlenen 5. İİT Helal Fuarı ve Dünya Helal Zirvesi’nin kinci günü düzenlenen çeşitli panel ve oturumlarla devam etti.

Kurt, Anadolu Ajansı'nın (AA) global iletişim ortağı olduğu zirvede yapılan "Dünya Helal Zirvesi 7. Global İslami Mikrofinans Forumu" başlıklı oturumdaki konuşmasında, İslam dünyasının son derece sıkıntılı günler geçirdiğini belirterek, "Bizim tek bir ümmet ve tek bir millet olma ekseninde yapacağımız çalışmalar var, buna bu milletin ve ümmetin ihtiyacı var." dedi.

Küresel İnsani Yardım raporunun 2017 verilerine göre Türkiye'nin 6 milyar dolarlık insani yardım bütçesiyle dünyada insani yardım yapan ikinci ülke konumunda olduğunu bildiren Kurt, yapılan insani yardımın Gayri Safi Milli Hasıla'ya (GSMH) oranına göre ise Türkiye'nin dünya lideri olduğunu aktardı.

Kurt, şunları kaydetti:

"Bizim Suriye ve Yemen ekseninde çok ciddi sıkıntılarda karşı karşıya olduğumuzu göz önünde bulundurursak Türkiye'de yaklaşık 5 milyon civarında misafir sığınmacı bulunduğuna özellikle dikkati çekmek istiyorum. Türkiye'nin insani yardım meselesinde açık kapı politikası uygulayarak sığınmacılara ciddi manada ev sahipliği yapmış olmasını da tarihe düşülen bir not olarak görüyorum. Türkiye'nin özellikle son yıllarda Suriye'nin ekseninde yaptığı toplam yardımın 25 milyar dolar civarında olduğuna dikkati çekmek istiyorum.

Bizim kültürümüzde borç vermenin, sadakadan çok daha faziletli olduğunu biliyoruz. Türkiye insani yardım konusunda çok ciddi emek sarf ediyor olmasına rağmen, mikrofinans ülkemizde Türkiye'de çok bilinen bir mesele değildir. Halbuki üretimi teşvik etmek, insanlara balık tutmayı öğretmek, balık ikram etmekten çok daha öncelikli bir konudur. İDSB olarak 9-10 Aralık'ta 'Uluslararası STK Fuarı'nı düzenleyeceğiz, orada mikrofinans konusunu biz de ele alacağız."

"Faize dayalı sistem çatlıyor"

Pakistan'ın İstanbul Başkonsolosu Yousaf Junaid de dünyanın yoksullukla mücadele ettiğini belirterek, yoksulluğun insanlar üzerinde birçok etkisi olduğunu vurguladı.

Junaid, "Modern bankacılık sistemi şu anda çatlaklar göstermeye başlıyor, faize dayalı sistem çatlıyor. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi dünyadaki uluslararası örgütler insanlığın sorunlarını çözemediler." dedi.

Oturumda, Türk Standardları Enstitüsü (TSE) Eğitim Dairesi Başkanı İhsan Övüt ve AlHuda CIBE Üst Yöneticisi (CEO) Zubair Mughal de mikrofinansın İslam dünyasındaki önemine dair sunum gerçekleştirdiler.

“Şu ana kadar helal kültür maddesi üreten bir şirket karşımıza çıkmadı”

Etkinlik kapsamında düzenlenen "Günlük Hayatta Bilim, Sağlık ve Helal" başlıklı oturumda ise bilim insanları ilaç endüstrisi ve helal kavramını ele aldı.

Burada konuşan, İlaç Uzmanı Dr. Ali Sheikh Wace Alchwis, dünya biyolojik ilaç pazarının 200 milyar dolar büyüklük oluşturduğunu belirterek, tamamen helal bileşenlerden oluşan ilaç oranının çok düşük olduğunu söyledi.

İlaç etken maddelerinin elde edilişinde helal olmayan yolların da kullanıldığını aktaran Alchwis, “Şu ana kadar helal kültür maddesi üreten bir şirket karşımıza çıkmadı. Bu dev bir alan ama maalesef helal ilaç üretimine başlayan şirket yok.” bilgilerini verdi.

“Modern ilaç endüstrisinde domuz daha çok kullanılıyor”

Selangor Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Mohamad Ropaning Sulong, bazı enzimlerin kaynağı nedeniyle helal olmadığını belirterek, gıda işlemesinde termostabil enzim ayırma yönteminin kullanılabileceğini söyledi.

Birçok ülkenin domuzdan kaynak enzim tedarik ettiğini aktaran Sulong, “Aslında inek, keçi ve tavuktan da alınabilir bunlar ancak modern ilaç endüstrisinde domuz daha çok kullanılıyor. Bunun yanında birçok meyve ve sebzeden enzim alınabiliyor ama zaman aldığı için bu yöntem pek tercih edilmiyor. Benim önerim bakterilerden elde edilen enzimlerin daha fazla kullanılması şeklinde.” diye konuştu.

Zirve yarın da devam edecek

Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Gültekin ise oturumda yaptığı sunumda sektörde kullanılan katkı maddeleri hakkında bilgi verdi.

Gültekin, "Bir kişi farkında olmadan ortalama kendi ağırlığı kadar katkı maddesi tüketmektedir." dedi.

Gıda katkı maddelerinin çeşitli formlarda kullanıldığını bildiren Gültekin, bazı katkı maddelerinin çok fazla kullanılması durumunda kanser, alerji, hiperaktivite, migren ve obezite gibi hastalıklara sebep olabildiğini belirtti.

Bazı içeceklerde aroma çözücü olarak alkol kullanıldığını aktaran Gültekin, bunların helal olmadığını, bunlara dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

Yarın sona erecek zirvede, çeşitli sektörlerin uzmanları düzenlenecek panellerle helal konusunu ele almaya devam edecek.

Kaynak: AA