AKP, 12 Mart muhtırasını verenlerin de faydalanacağı korkusuyla düzenlemeden vazgeçti

Darbeciye yarar endişesi

© BDP’li Birdal’ın sorusunu yanıtlayan Milli Savunma Bakanı Gönül, 1960 darbesi ve 1980 darbesi sonrasında 929 askeri personelin TSK’den ilişiğinin kesildiğini açıkladı. Hükümet ise darbe mağdurlarının özlük haklarının iadesini vermemek için “Sayı belli değil, maliyeti yüksek” gerekçesine sığındı.

AYŞE SAYIN

ANKARA - 28 Şubat döneminde atılanlar dahil Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) kararı ile TSK ile ilişiği kesilenlere özlük haklarının iadesiyolunu açan ancak gerçek darbe mağduru askerleri sayıları bilinmediği, maliyeti yüksek olduğu, yeterince araştırılmadığıgerekçesiyle kapsam dışı bırakmasının altında, 12 Mart muhtırasını verenlerin deyararlanacağıendişesinin yattığı ortaya çıktı. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül 1960 ve 1980 darbesi sonrasında TSK ile resen ilişiği kesilen askeri personel sayısının yalnızca 929 olduğunu bildirirken hükümet de 12 Mart muhtırasını verenleri kapsam dışıbırakacak düzenleme için formül arayışına başladı.

BDP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdalın, askeri darbeler sonrasında TSK ile resenilişiği kesilen personelin sayısına ilişkin bilgi istediği Gönül, 1960-1963 ve 1980 ve 1983 yılları arasında toplam 929 askeri personelin TSK’den resen ilişiğinin kesildiğinin saptandığını bildirdi.

Bakan Gönülün verdiği yanıtta dikkat çeken bir başka nokta ise 12 Mart ve 28 Şubat dönemine ilişkin değerlendirmesi oldu. Birdal, soru önergesinde, 12 Mart 1971 ve 28 Şubat 1997 döneminde de darbe mağduru askeri personelin sayısı hakkında bilgi istedi. Ancak Gönül, 12 Mart 1971 ve 28 Şubat 1997 dönemlerinde herhangi bir askeri yönetim söz konusu olmadığından bu dönemlere yönelik herhangi bir araştırma yapılmamıştırgörüşünü bildirdi. Ancak YAŞ kararıyla atılanların tasarı kapsamında olması nedeniyle 28 Şubat sürecinde ordudan atılanlar, düzenlemeden yararlanabilecek.

‘Formül’ arayışı

TBMM Genel Kurulunda YAŞ kararlarıyla atılanların özlük hakkının iadesini öngören yasa tasarısının görüşmelerinde ise sürpriz bir gelişme yaşandı. Muhalefetin darbe mağdurlarının da tasarıya eklenmesini sağlamak için sık sık engelleme yapması ve hükümet kanadının kararını yeniden gözden geçirmesi için yürütülen temaslar üzerine görüşmelerine ara verilerek uluslararası sözleşmelere geçildi. Ancak ara verilmesinin altında, darbe mağdurları için yeni bir formül arayışının olduğu ortaya çıktı. Erdoğan yeniden çalışma başlatılması ve 12 Mart muhtırası veren ve bu nedenle TSKden atılanların kapsam dışında bırakılması koşuluyla, diğer darbe mağdurlarının önergeyle tasarı kapsamına alınmasına yeşil ışık yaktı.