İSTANBUL

İbn Haldun Üniversitesinden (İHÜ) yapılan açıklamada, Kuran-ı Kerim'in dinsel şiddet ve antisemitizmi beslediği öne sürülerek, "Yahudi, Hristiyan ve Müşriklere karşı şiddet telkin ettiği iddia edilen ayetlerin dini otoritelerce Kuran-ı Kerim'den çıkarılması" ifadesine yer verilen bildirinin, dünyadaki 2 milyar Müslümanı derinden yaraladığı belirtildi.

Yahudilerin, Hristiyan dünyada maruz kaldıkları şiddetten Yeni Ahit'te rastlanan düşmanca imaların ayıklanması suretiyle kurtuldukları fikrinin Müslümanların kutsal kitabı için kıyaslanamayacağı aktarılan açıklamada, "Müslüman din adamlarından, Kuran'daki herhangi bir ayetin kaldırılmasını talep edenler, ya bu kitabın mahiyeti hakkında koyu bir cehalet içindedirler, ya da su-i niyetin girdabına düşmüşlerdir. Orijinalliğini koruyabilmiş tek ilahi hitap olma imtiyazına sahip bu kitap, üzerine rahatlıkla Allah kelamıdır diye yemin edilebilecek tek ilahi mesajdır. Hiç kimsenin Kuran metni üzerinde yorumlama dışında herhangi bir tasarruf yetkisi bulunmamaktadır." denildi.

Bildirinin Batı'da giderek yayılan İslam düşmanlığının yeni bir tezahürü olduğu aktarılan açıklamada, Avrupa'nın Yahudilere yaşattığı zulmü unutturma çabasının ve Siyonizm'e yaranma telaşının bir ifadesi olan bildirinin tarih boyunca farklılıklara kucak açmış İslam'ın imajını çarpıtma amacı taşıdığı vurgulandı.

Kuran'da Yahudi ve Hristiyanlar ile inançsızların öldürülmelerini emreden hiçbir ayetin olmadığı belirtilen açıklamada, Kuran'ın Yahudi ve Hristiyanları "Ehl-i Kitap" sayarak onlara ayrıcalıklı bir statü tanıdığı hatırlatıldı.

"Dini yorumlamaya, din dışı ideoloji sahipleri müdahale etmemelidir"

Açıklamada, "Bizler bu bildiriyi imzalayan 300 Fransızın eğer samimi ve dürüst bir duruşları var ise Kitab-ı Mukaddes'teki eskatolojik kehanetlerin dünya barışını tehdit edici, şiddeti öven, ayrımcı, ırkçı ve ötekileştirici yorumlamalarına karşı da bir tavır sergilemelerini bekleriz. Ancak şunu da belirtiriz ki, bizler Kitabı Mukaddes'in şiddeti öven yorumları var diye Hristiyanlar'dan ve Yahudiler'den kutsal kitaplarının metnini ya da yorumlarını değiştirmelerini istemeyi aklımızdan bile geçirmeyiz ve bunu değerlerimize ve medeniyetimize yakıştırmayız. Antisemitizmle mücadele stratejisi, tüm dini grupların özgürlüklerine yönelik oluşturduğu riskleri de giderecek ve bölgesel farklılıkları göz önünde bulunduracak şekilde çok yönlü düşünülmelidir. Antisemitizmle mücadelenin sağlıklı yöntemi, Müslüman toplumu ve bu toplumun kutsal olarak kabul ettiği kitabın içindeki bazı ayetleri çıkarmak değil, antisemitik çevrelerin toplumsal zeminini erozyona uğratacak derinlikli stratejiler geliştirmektir. Birlikte yaşamak için kutsal metinlerin yorumu din bilginlerine bırakılmalı. Dini yorumlamaya ulus devletler, din dışı ideoloji sahipleri müdahale etmemelidir." denildi.

Her gün yüzlerce Müslüman'ın katledildiği ve öz yurdundan edildiği hatırlatılan açıklamada, "Mağdurlar sırf Müslüman oldukları için ses çıkarmayanların, utanmadan ahlak havarisi kesilmesi insanın kanına dokunmaktadır. Dürüstlükten yoksun bu zümrenin haddini aşan çıkışını tel’în ediyor ve onları duyarlı dünyanın ma’şeri vicdanına havale ediyoruz." ifadeleri kullanıldı.

Muhabir: Zeynep Rakipoğlu, Elif Küçük

Kaynak: AA