İmralı süreci ile birlikte istemezük sesleri de yükseldi.. CHP  karşı, istemiyor.. CHP'nin ne istemediği belli değil.. Zaten sürece katılanların, yani AKP ve PKK’nın hangi çözüm olasılıkları üzerinde tartıştıkları belli değil, bu yüzden istemeyenlerin neyi istemediği de belirsiz..

Net olanlar

MHP net, anlaşılır bir siyaset izliyor. MHP barış görüşmelerine karşı  ve barışçı çözümü istemiyor.. AKP’nin çözüm projesi belli değil ancak yarattığı imaj, uyandırdığı kanı ; AKP barış istiyor ve samimi bir biçimde kanın durmasından yana bir görüntü veriyor..

Net olmayanlar

CHP’de  her şey flu.. Neyi  istemedikleri belli değil.. Kürt sorununda nasıl bir çözümden yanalar? Askeri çözümden mi,  barışçı çözümden mi? Ya da Kürt sorunu için  bir çözüm önerileri var mıdır, bilemiyoruz..

AKP ve PKK ne kadar samimi?

AKP ve PKK’nın samimiyetinden daha önemlisi BOP’un patronu ABD gerçekten çözüm istiyor mu?  Çünkü KÜRT sorununun çözümü için doğan fırsat ABD’nin  Ortadoğu’ya yeni düzen getirme iradesine dayandırılıyor.. ABD Büyük Ortadoğu Projesi’nin önündeki KÜRT engelini  barışçı çözümle aşmak istiyor.. Böylece ABD hem Kürtleri, hem de Türkiye’yi  kazanmak istiyor.. Bu iddia doğru mu?
Apo'nun mektubu Kandil yolunda iken Kandil'in bombalanması tarafların samimiyetini yadsımaktadır..Görüşme tutanaklarının basına sızdırılması ise bir başka örnektir tarafların samimiyetlerine.. Taraflar kendi yandaşlarına mesaj vermekle meşgüller...

Siyasi çözümü peşinen kabul etme saflığı

Tekelci basın böyle bir kamuoyu yarattı; ABD Kürt sorununda barışçı çözüm istiyor ve bu hem Türkiye ve hem de Kürtler için bulunmaz bir fırsattır. Bu bulunmaz fırsat gerçek mi, varsayım mı?

Kimler siyasi çözüm istemez?

Öncelikle bağımsız Kürt devleti isteyenler, Kürt ayrılıkçıları siyasi çözüm istemezler, çünkü siyasi çözüm orta ve uzun vadede ayrılıkçıların aleyhine sonuçlar verecektir.. Ayrılıkçılar savaş, baskı ve şiddetten yanadırlar..

Kürt kartını ellerinde koz olarak bulundurmak isteyen yabancı güçler Kürt sorununda kalıcı ve uzun vadeli  çözüm istemezler..

PKK ve hükümet siyasi çözümü bir propaganda malzemesi olarak kullanıyor olabilirler.

Halklar savaş istemiyor.  Türk ve Kürt anneler çocuklarının artık şehit olmasını istemiyorlar.. Bu nedenle siyasi çözüm konjonktürün sunduğu bir fırsat yerine tarafların işine gelen, propagandaya yönelik  bir fırsat olabilir..

İşleyen süreçten zararlı çıkacaklar; barış söylemine karşı bir söylem içerisinde olanlardır.

Süreçten zararlı çıkacak olanların başında CHP gelmektedir. CHP oynanan oyunun farkında değildir. CHP her zaman olduğu gibi kendi dışında oluşan gündemin peşine takılmış ve klasik karşı olma rolüne soyunmuştur.

Sol politika üretemiyor..

CHP dışındaki sol da bu sürecin ayırdında değildir ve tutarlı bir söylemi yoktur.

TKP eski genel başkanı Aydemir Güler Sol Gazetedeki köşesinde siyasi çözümün konjonktüre dayalı, BOP’a dayalı bir süreç olduğunu söylüyor…

Ulusalcılar ise CHP’den farklı olarak uniter devleti  kararlı bir biçimde savunuyorlar ve Kürtlerle Türklerin eşitliğine itiraz ediyorlar.. Ulusalcıların bu açık politikalarına rağmen onların da Kürt sorununun çözümü için bir projeleri yok..

Ulusalcılar tıpkı İttihatçılar gibi tartışmasız yurtsever bir tutum sergiliyorlar ancak bir gelecek projeleri yok..

İttihatçılar, dağılmakta olan Osmanlıyı bir arada tutmak için hürriyet, anayasa ve meşrutiyet istiyorlardı.. Oysa bu kavramlar yeni çağın kavramları idi.. Çağ ulus çağı idi ve Osmanlıyı ulus çağının hürriyet ve anayasa kavramları ile bir arada tutmak mümkün değildi. Mustafa Kemal çağın ulus çağı olduğunun farkındaydı ve ittihatçılarla bu konuda anlaşamıyordu. Mustafa Kemal ulus temelinde yeni bir devlet hedefliyordu..
Bizim ulusalcıların durumu, günü doğru görememe ve gelecek vizyonundan yoksunlukları ittihatçıların 2. Cihan savaşının öncesindeki durumunu anımsatıyor..

İşte Mustafa Kemal çağına doğru teşhis koyduğu için onunla yolları ayrılan Enver ve Talat Paşalar hüsrana uğrarken o ülkesini zafere taşıdı..

Rahmi Ofluoğlu