Urfa’nın Viranşehir ilçesinde Belediye tarafından 2 Ekim 2004 tarihinde organize edilen Kültür ve Sanat Festivali’nde, “Kadın – Toplum ve Aile” konulu panele konuşmacı olarak katılan insan hakları savunucusu avukat Eren Keskin hakkında, “Kürdistan” dediği için Viranşehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından suç duyurusunda bulunularak, dava açılmıştı. Viranşehir Asliye Ceza Mahkemesi’nin 16 Ekim 2007 tarihli kararında, söz konusu panelde polisin yaptığı kamera kayıtlarına dayanılarak, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlaması ile Keskin’e 10 ay hapis ve 3 bin 300 YTL para cezası verilmiş, bu karar Yargıtay 9. Dairesi tarafından da 13 Mayıs 2010 tarihinde onaylanmıştı. Ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetimli serbestlik süresine tabi tutulmasına karar verilmişti.

Bu ana kadar klasik savcılık-mahkeme-yargıtay üçgeninde yürüyen dava, durumdan vazife çıkartan İstanbul Barosu’nun 26 Eylül 2011 tarihli disiplin cezası kararıyla yeni bir boyuta sıçradı. İstanbul Barosu, “İleri sürdüğü düşüncelerinin sadece kendisini bağladığını ve bu nedenle herhangi bir makam karşısında kendini savunmayı doğru bulmadığını” belirterek, ifade özgürlüğünü savunan Eren Keskin’in, “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır” maddesine sığınarak, uyarma cezası ile cezalandırılmasına karar verdi.

“BARO, KRALDAN ÇOK KIRALCI”

ANF’ye konuşan Eren Keskin, mahkemenin hükmü ertelemesine rağmen, İstanbul Barosu’nun uyarma cezası vermesinin, Baro’nun mahkemeye göre kraldan çok kralcı davrandığının bir göstergesi olduğunu söyledi. Baro’nun 2008 yılında soruşturma açıp kendisinden savunma istediğini anlatan Keskin, “Ben de düşüncelerim nedeniyle kimseye savunma vermeyeceğimi, bunların benim düşüncelerim olduğunu ve düşüncelerimi ise hiç kimsenin yargılayamayacağını söyledim. Buna rağmen verdikleri bu uyarı cezası düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda ne kadar farklı konumlarda olduğumuzu gösteriyor” dedi. 2003-2004 yılları arasında da düşünceleri nedeniyle meslekten men edildiğini hatırlatan Keskin, bir uyarı cezası daha aldığı takdirde barodan ihraç edilebileceğini belirti. Bir insanın düşüncelerinden dolayı cezalandırılmasını baronun kabul etmemesi ve avukatlık mesleğinin itibarının asıl böyle korunabileceğini vurgulayan Keskin, şunları söyledi:

“Artık kaçıncı yüzyıldayız ve demokratik hukuk ilkelerinden söz ediliyorsa bu tutumun sorgulanması lazım. Dikkatinizi çekerim, burada Baro söz konusu. Ergenekon sanıklarının haklarını savunurken demokratik hukuk ilkelerini ağzından düşürmeyen Baro, benim düşüncelerim nedeniyle yargılanmam söz konusu olduğunda aynı özeni göstermediği gibi, üye avukatına sadece düşünceleri nedeniyle uyarı cezası verebiliyor. Bu kararı demokratik hukuk ilkelerine, insan haklarına, ifade özgürlüğüne aykırı buluyorum ve bu nedenle 30 gün içersinde bu karara itiraz edeceğim ve sonuna kadar da bu karara karşı mücadelemi sürdüreceğim.”

ANF NEWS AGENCY