İSTANBUL

Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen Dünya İnsani Zirvesi, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Yardımcısı Jan Eliasson'un moderatörlüğünde düzenlenen panel ile sona erdi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, buradaki konuşmasında, zirveye 173 ülke ve birçok uluslararası örgütün katıldığının altını çizdi.

Dünya İnsani Zirvesi'nde birçok ülkenin bundan sonra insani yardımların nasıl yapılacağına ve sorunlara nasıl çözüm üretileceği konusunda fikirlerini beyan ettiğini vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Her şeyden önce bunların uygulamaya geçmesi lazım ve insani yardımlarla kalkınma desteklerimizi birleştirmemiz lazım, aksi taktirde insani yardımlar geçici çözüm olur ve sadece yaraları sarar. Kalkınma yardımlarıyla beraber o insanların kendi geleceği hakkında karar vermelerini sağlayabilmemiz lazım. Diğer taraftan, bu insani sorunlara sebep olan gelişmelerin de neler olduğunu iyi tespit etmek lazım. Bunları önleyebileceksek önlememiz lazım."

İnsani yardımlarda dezavantajlı gruplara, kadınlara, çocuklara ve engellilere öncelik verilerek destek olunması gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Bu taahhütlerin uygulanması için finansmanın sağlanması lazım. Finansmanı nasıl sağlayacaksınız, nereden gelecek? Ülkelerden mi, diğer kaynaklardan mı, bunun çalışmasını iyi yapmamız gerekiyor." dedi.

"Uluslararası toplum çok duyarsız"

Çavuşoğlu, zirvede kazanılan ivmeden nasıl yeni fırsatlar yaratılabileceğine ilişkin bir soruya ise şöyle cevap verdi:

"Bu konuda BM'nin ilgili örgütlerine ve onların işbirliğine ihtiyaç var. Bugüne kadar biz UNDP, UNESCO ve UNICEF gibi birçok BM örgütüyle gerek Türkiye'deki Suriyeliler gerekse başka ülkelerde zor durumda yaşayan insanlara yardım ulaştırmak için işbirliği yaptık. Burada gençlerden bahsettiniz. Çocuklara ve gençlere ve özellikle de onların eğitime önem vermeliyiz aksi takdirde zor şartlar altında yaşayan ve evleri terk etmek zorunda kalan bu insanların geleceğini kaybedebiliriz. O yüzden eğitim çok önemli. Diğer taraftan külfet paylaşımı konusunda uluslararası toplum çok duyarsız. Dünyanın başka bir yerinde olan sorun bana gelmez diye duyarsız kalıyor. Uzun yıllar Avrupa'da Suriye'den göç etmek zorunda kalan mültecilere duyarsız kalındı. Ne zaman bunlar Avrupa kapılarına dayandı duyarlı olmaya başladı."

Muhabir: Nazlı Yüzbaşıoğlu,Betül Yürük

Kaynak: AA