Amerikan gazetesi New York Times, kızı PKK’ya katılan, oğlu ise askerlik görevini yapan Şırnaklı Mevlüde Güngen’in hikayesini kaleme aldı. Gazetenin İstanbul muhabiri Şebnem Arsu’nun haberi Türkiye’de son dönemde artan çatışmaları Şırnaklı annenin gözünden şöyle anlattı:

“Mevlüde Güngen’in en büyük iki çocuğunun fotoğrafı odadaki televizyonun üzerinde asılı duruyor. Televizyonda da PKK’ya ait bir kanal açık ve aileye yıllardır ülkesinin yakasını bırakmayan çatışmanın haberlerini getiriyor. Mevlüde’nin kızı Emine iki yıl önce 14 yaşındayken PKK’ya katılmak için evden kaçmış. 20 yaşındaki oğlu Ramazan ise geçen sene Türk ordusuna katılmış. 6 çocuğu olan 35 yaşındaki Güngen ‘Diğer çocuklarım nerede duracaklarını anlamıyorlar. Onların bazen, ‘Eğer Ramazan ile Emine karşılaşırsa ne olur? Emine mi Ramazan’ı öldürecek, Ramazan mı Emine’yi öldürecek’ diye sorduklarını duyuyorum’ diyor.

ÇATIŞMALAR VE KORKULAR
Onları bu tür düşüncelerini dile getirdiklerinde cezalandırsa da kendisi de onlar için meraklanıyor. Arayan ya da mektup yazan oğlundan arada haber alıyor. Fakat kızından, kaçtığı günden beri hiç haber alamamış. Kızı kuzeni ve en yakın arkadaşı, yaşıtı Heybet Güngen ile beraber kaçmış. Heybet’in de ağabeyi Salih Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görevli... Güngen’in çocuklarına duyduğu endişe de hükümet ile PKK arasındaki çetışmalarla beraber artıyor ya da azalıyor.

BİR BAŞKA YARALI ANNE
Haziran ayında çatışmalar arttığından beri Güngen kızının tehlikede ve yalnız olduğunu düşünüyor. Eylül sonunda, Danimarka merkezli PKK’ya ait televizyon kanalında, Türk askerlerinin Irak sınırı yakınında düzenlediği operasyonda kızının beraber kaçtığı Heybet’in öldürüldüğünü öğrenen Güngen o günü, ‘Kendi kızımı kaybetmiş gibi hissettim’ diye anlatıyor.

Heybet’in annesi 45 yaşındaki Taubet Güngen de ‘Devlet çocuklarımızı karşı karşıya getiriyor. Kardeşi kardeşe vurdurtuyor’ diyor. Kızı öldüğü günden beri, diğer 7 çocuğuna bu konu hakkında konuşmayı yasaklamış.

Şırnak’ta yaşayanlar ordu ile PKK arasındaki çatışmalar arttıkça, dağa çıkan gençlerin sayısının da arttığını söylüyorlar. Taubet Güngen, ‘Herkesin çocuğu dağlarda, sadece bizimkiler değil. Çocuğu dağlarda olan binlerce anne var. Biz buna alıştık, oğullarımızın orduda olmasına alıştığımız gibi’ diye konuşuyor.

Emine’nin annesi yaşadıklarını, ‘Ben iki taraf için de barış istiyorum. Ordudakiler bizim çocuklarımız fakat dağdakiler de bizim çocuklarımız. Benim kızım PKK ile beraber ama ben aynı zamanda bir asker anasıyım’ diye özetliyor.

‘İKİ TARAF İÇİN DE BARIŞ’
Bu durum, ülkenin Kürt köşesindeki diğer birçok aileyi PKK ile barış istediğini söyleyen fakat ülkesinin bölünmesinden korkan hükümet arasında bırakmış. Kürt hakları için verilen mücadele duygusal açıdan oldukça karmaşık. Güneydoğudaki Kürtler ya PKK destekçisi ya da grubun sempatizanı fakat aynı zamanda savaştan bıkmışlar ve artık barışçıl bir çözüm istiyorlar.

Aileler de kendilerini aynı oranda bölünmüş hissediyorlar. Özellikle de zorunlu askerlik onları daha da zorluyor. PKK konusunda ateşli olan genç Kürtler kaçarak onlara katılıyorlar. PKK’nın metotlarını onaylamayanlar ya da hayatlarının geri kalanını kaçak bir şekilde geçirmek istemeyenler de orduya katılmak ve kimi zaman tanıdıkları, sevdikleri insana silahlarını doğrultmak zorunda kalıyorlar.”