NAİROBİ - Recep Canik/Bahattin Gönültaş

Afrika’da yaklaşık 400 yıl boyunca devam eden ve milyonlarca kişinin hayatını karartan köle ticaretinin Doğu Afrika’daki toplama merkezlerinden biri olan Kenya'daki Shimoni köyü, hala o dönemin derin izlerini taşıyor.

Kenya’nın kıyı eyaleti Kwale'deki köy, adını bir dönem içinde kölelerin tutulduğu ve Swahili dilinde “delik, oyuk” anlamına gelen Shimoni mağarasından alıyor.

Mağara, köle ticaretinin yaygın olduğu 1700’lerde uzun süre köleleri hapsetmek için kullanıldı. Kenya’nın iç kesimlerinden getirilen köleler, mağarada toplanıyor ardından gemilerle köle ticaretinin merkezi konumundaki Zanzibar’a götürülüyor, buradan da dünyanın farkı ülkelerine gönderiliyordu.

Shimoni Kölelik Müzesi'nden Athman Myongo, AA muhabirine yaptığı açıklamada, önce Araplar, daha sonra Portekizliler ile İngilizlerin binlerce belki de milyonlarca masum Kenyalıyı köle olarak dünyanın dört bir yanına gönderdiğini belirtti.

Köydeki kölelik mağarası hakkında bilgi veren Myongo, Kenya’ya gelen sömürü güçlerinin ülkenin iç kesimlerinden topladıkları insanları haftalarca mağarada tuttuğunu söyledi.

"Kölelere işkence ediliyordu"

Myongo, "Küçücük mağarada 600 ila 1000 kişi haftalarca bir arada tutuluyordu. Mağaradakiler, daha sonra satılmak üzere Zanzibar’daki köle pazarlarına gönderiliyordu.” dedi.

Mağarada açlık ve hastalıkla boğuşan kölelerden bazılarının öldüğüne işaret eden Myongo, mağarada ölen kölelerin cesetlerinin denize atıldığını belirtti.

Myongo, kaçmak isteyen kölelere işkence yapıldığını ifade ederek “Bu köleler, diğerlerine ders olsun diye herkesin gözü önünde ellerinden zincirlerle mağara duvarına asılıyor, aç ve susuz günlerce işkence görüyordu.” diye konuştu.

Mağaradaki kölelere su verilmediğini söyleyen Myongo, kölelerin tahta çubuklarla zemini kazdıklarını, sızan suyla hayatta kalmaya çalıştıklarını ifade etti.

Mağaranın belli bölümlerinde kölelerin zincirlere vurulduğu duvardaki oyuklar ve kölelerin ellerinden duvara çivilendiği demir halkanın parçaları hala duruyor.

Köleler tarafından elleriyle kazılarak oluşturulan mağaranın zeminindeki küçük su kuyusunda da hala su bulunuyor.

Bir dönem Afrikalıların acılarına ortak olan bu mağarada şimdi ise sadece yarasalar var. Yerli ve yabancı turistler de mağarayı ziyaret ediyor.

Afrika'da 12 ila 60 milyon kişi köleleştirildi

İngilizlerin Doğu Afrika Şirketi'nin ilk üst düzey personel ikamet merkezi ve ilk sömürge hapishanesi de Shimoni köyünde yer alıyordu.

Kenya'da Kwale eyaletinin yanı sıra Malindi ve Mombasa eyaletlerinde de köle toplama merkezleri bulunuyordu.

Tarihçilere göre, Afrika’da 1492'de başlayan ve 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar devam eden sömürge döneminde 12 ila 60 milyon kişi köleleştirildi.

Köle tacirleri, önceleri güçlü ve uzun çalışma koşullarına dayanabilecek köylüleri seçerken daha sonra kolay yakalandıkları ve gemilerde daha az yer kapladıkları için küçük çocuklar ve kadınları tercih etmeye başladı.

Afrika’dan gemilerle genellikle Brezilya ve Orta Amerika’ya götürülen kölelerin yüzde 30'u, yaklaşık 2 ay süren yolculuk sırasında çeşitli nedenlerden yaşamlarını yitiriyordu.

Amerika'ya sağ varmayı başaran köleler, şeker, pamuk, kahve ve tütün tarlalarında çalıştırılıyordu.

Mombasa'da tur rehberliği yapan 42 yaşındaki Rashid Zahran, AA muhabirine köle tüccarlarının bu işi tek başına yapmadığını, yerel kabile liderleriyle çalıştıklarını söyledi.

Zahran, “Afrika’daki kabileler, o dönemde birbirleriyle savaş halindeydi. Kazanan taraf, diğer kabilenin üyelerini köle ticaretini elinde bulunduran Araplar, Portekizliler ve İngilizlere satıyorlardı. Köle tacirleri de kabile liderlerinden satın aldıkları bu insanları Zanzibar’a götürerek satıyordu.” diye konuştu.

"Hristiyanlığı yaymak için köleliği bitirdiler"

Kenya’da köle ticaretinin birçok millet tarafından yapıldığını söyleyen Zahran, herkesin bu pastadan payını aldığına işaret etti.

İngilizlerin Kenya’dan yeterince faydalandıktan sonra kendi çıkarları için 1873'te köleliği yasakladığını savunan Zahran, “İngilizler, Avrupa’daki sanayileşme ile kölelere ihtiyacın azalmasıyla köleliği bitirme kararı aldı. O dönemde insanların gözünde şeytani bir uygulama olarak görülen köleliği yasaklayarak Hristiyanlığı yaymak istediler.” dedi.

Sömürge tarihinin Kenya'daki okullarda okutulduğunu belirten Zahran, Kenya'dan ve çevre ülkelerden gelen turistlerin mağarayı gezip burada yaşananları dinleyince çok üzüldüklerini ve tarihi sorgulamaya başladıklarını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA