İstanbul Kalkınma Ajansı ve Kalkınma Bakanlığı'nın ortaklaşa yürüttüğü saha araştırması, Kentsel Dönüşümün İstanbulluların zihnindeki karşılığını yansıtması açısından fevkalade önemli. Neticede milyonların hayatında, kalıcı izler bırakacak.

 
Mekân, ilişkiyi belirler... Araştırmanın takdimi ve devamındaki seminerde dile getirilen konular, Kentsel Dönüşümün barındırdığı fırsat ve tehditleri, tüm sosyal paydaşlar açısından tarif ediyor.
 
Önce pozitif algıları sıralayalım: Depremlere ve doğal afetlere dayanıklı Konut üretimi %80.6, yeşil temiz çevre %74.0, daha iyi belediyecilik %69.5, mülkün artan değeri %72.1 ve yeni iş alanları %60.3. Şimdi de negatif algıları sıralayalım: Mahalleli taşınacak %69.5, yaşam maliyeti artacak 78.9, kalabalık nüfus %72.6, göç alma %74.1, mahalleli değil yeni gelenlere yarayacak %71.6 ve zengini daha zengin fakiri daha fakir yapacak %69.1. İstanbul'u daha yaşanabilir hale getireceği algısı ilk sırada. Çevre sorunlarına çözüm, güvenli, etkin kamu ulaşımı, ekonomik açıdan daha güçlü, doğal ve tarihi değerleri daha fazla koruyan yararları da sıralanıyor.
 
Araştırmanın mimarlarından sahaya yönelik en çarpıcı özet: İstanbullu, kentte değil, mahallesinde yaşıyor ve burayı terk etmek istemiyor.
 
İstediği, daha fazla park bahçe, yeşil ve yaşama alanı. Bunun da gerçekleşeceğine dair inancı yok.
Kentsel Dönüşümü "depreme ve doğal afetlere dayanıklı konutlar yapılması" olarak algılayanların yüzdesi 44.2 iken, şehircilik anlayışıyla projeye uygun binalar yapılması algısı ise %11.8 olmuş. Benim araştırmadan okuduğum şu: Kentsel dönüşüm iyi bir şey ama sancılarına karşı derin kaygı... Politika yapıcıların dikkatine sunulur. "
 
Şeref Oğuz - Sabah