YAUNDE - ALAATTİN DOĞRU/ADAM ABU BASHAL

Kamerun'daki Yaunde-1 Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Verkijika G. Fanso, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ülkesinin sömürge öncesi ve sonrasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Sömürü öncesinde bir ülkeleri olmasa da halk olarak Kamerun topraklarında var olduklarını hatırlatan Fanso, Almanların ülkeye tamamen sömürgeci bir politika izlemek için 1884'te yerleştiğini kaydetti.

"Almanlarla yapılan anlaşmanın içeriğini kimse bilmiyor"

Almanya'nın, Kamerun topraklarına sömürü için geldiği ilk zamanlarda Duala Krallığı'nın olduğunu hatırlatan Fanso, "Almanlar o zamanlarda buradaki krallıkla bazı anlaşmalar yaptı. Fakat hala kimse yapılan bu anlaşmanın içeriğinde neler olduğuna dair bir şey bilmiyor." dedi.

Duala Krallığı'ndaki halkın baştan beri Alman sömürgeciliğine karşı olduğunu söyleyen Fanso, Almanların buna rağmen Krallıktan bazı yetkilileri kandırarak sömürgeciliğini bir şekilde pekiştirdiğini söyledi.

Alman sömürgesinin 1. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar sürdüğünü belirten Fanso, "Almanya'nın çekilmesiyle tam sevinmeye başlayalım derken sevincimiz kısa sürdü. Çünkü Almanların çekilmesinin hemen akabinde İngiliz ve Fransızlar topraklarımızı sömürgeleri altına almaya başladı. Üstelik Birleşmiş Milletler (BM) de buna ses çıkarmıyordu, hatta o zamanlar bunu destekliyordu diyebilirim." ifadelerini kullandı.

İngiliz ve Fransız Kamerun'u

İngilizlerin Nijerya'ya uyguladığı sömürge politikasının aynısını mandası altındaki ülke topraklarına uyguladığını aktaran Fanso, Fransızların da Orta Afrika Cumhuriyeti ve Ekvator Ginesi'ne uyguladığı politikasının bir benzerini kendi sömürgesindeki Kamerun topraklarına yaşattığını ifade etti. Fanso, "Almanya, Fransa ve İngiltere diğer Afrika ülkelerini sömürürken kullandıkları yöntemlerin aynısını bizi sömürürken de kullandılar." dedi.

Bu sürecin Kamerun halkı arasında büyük sorunların oluşmasına yol açtığını ifade eden Fanso, şunları kaydetti:

"Ülke toprakları, iki farklı Avrupalı devlet tarafından sömürgeleştirilince ülkede dil sorunu oluşmaya başladı. Bir taraf İngilizcenin etkisi altına girerken diğer taraf ise sadece Fransızca konuşmaya başladı. Dil deyip geçmemek lazım. Dil toplumdaki en önemli etkileyici faktördür. Bu yüzden Fransızlar herkesin Fransızca öğrenmesini zorunlu hale getirdi. Fransa bu şekilde bölgedeki etkisini artırmak istedi."

"Biz kendi halimize bırakılırsak sulh içinde yaşamasını biliyoruz"

İngiliz Kamerununda özel mülkiyete biraz hak tanınsa da Fransız Kamerununda arazilerin otomatik olarak devletin malı haline dönüştürüldüğünü anımsatan Fanso, yapılan bu dayatma ile devlet yönetiminde etkin olan Fransızların ülkede bulunan arazilerin çoğunu kendi zimmetlerine geçirdiğini ifade etti.

Bütün bu sömürge politikalarına rağmen Kamerun halkının birbirinden kopmadığını dile getiren Fanso, şunları söyledi:

"Kamerun'daki 200'den fazla kabileye rağmen halk milli meselelerde hep bir arada duruyor. Fakat mesele siyasi olunca birden çatışmalar baş gösteriyor. Buradan şunu anlıyorum ki, biz kendi halimize bırakılırsak sulh içinde yaşamasını biliyoruz. Demek ki başkaları içimize parmak karıştırıyor, kendi menfaatleri için bizi birbirimize düşürmeye çalışıyorlar."

Kaynak: AA