CHP Konya Milletvekili hukukçu Atilla Kart, hükümetin Sulh Ceza Hakimleri üzerinden gözaltı, arama, el koyma, tutuklama, tutuklamaya itiraz gibi son derece kritik ve hayati aşamaları doğrudan kendi kontrolüne almak istediğini söyledi. Bütün bunlar yapılırken hukuk sisteminin iflas ettiğini, hukuk ve ceza kavramlarının içinin boşaltıldığına dikkat çeken Kart, "Bırakın hukuk devleti olmayı falan, biz kanun devleti olmaktan çıktık. Artık kanun güvenliğimiz yok." dedi. 

Sulh ceza mahkemelerinin lağvedilerek tutuklama, yakalama, arama, gözaltı ve itiraz kararlarında tek yetkili olacak sulh ceza hâkimliklerinin kurulmasını öngören yasaya tepkiler devam ediyor. CHP'nin hukukçu milletvekili Atilla Kart, gözaltı, yakalama, tutuklama, tutuklamaya itiraz gibi aşamalarda farklı dinamikler söz konusu olduğu için bazen de heyet yapılanmaları olduğu için siyasi otoritenin müdahale etmesi ve oradan sonuç alması ihtimalinin az olduğunu ifade etti. 

"HÜKÜMET SON DERECE KRİTİK VE HAYATİ AŞAMALARI DOĞRUDAN KENDİ KONTROLÜNE ALMAK İSTİYOR"

"O mekanizma kendi dengeleri içinde işliyordu; doğrusu da budur. Bu başlı başına hukuki bir güvencedir." diyen Kart, şöyle devam etti: "Hükümet ne yaptı; o yargının kendi dinamikleri içinde işlemesini istemiyor. Kendi dengeleri içinde, kendi bağımsız ve tarafsız dengeleri içinde işlemesini istemiyor. Buna tahammül edemiyor. İşte bunu engellemek için ne yapıyor: Bütün bu karar alma mekanizmalarını her ilde doğrudan Adalet Bakanlığı tarafından ismen görevlendirilmiş Sulh Ceza Hakimleri üzerinden bu süreçleri, gözaltı, arama, el koyma, tutuklama, tutuklamaya itiraz gibi son derece kritik ve hayati aşamaları doğrudan kendi kontrolüne almak istiyor. Yani hükümet o bağımsız ve tarafsız yargının temel dinamiği olan o ilk aşamadan itibaren kolluk aşamasından itibaren, sorgulama aşamasından itibaren olayı kendi kontrolüne alıyor. Nasıl olsa o kadar maharetli, o kadar organize bir süreç yaşıyoruz ki bir taraftan bakıyoruz Türk Ceza Kanunu çift dikiş diyelim, sağlama yapılarak gidiliyor. Türk Ceza Kanunun 277. maddesinde soruşturmaya müdahale suç olmaktan çıkıyor. Böylesine birbirini tamamlayan düzenlemeler yapılıyor. Bütün bunlar yapılırken hukuk sistemi iflas ediyor, hukuk ve ceza kavramlarının içi boşaltılıyor. Bırakın hukuk devleti olmayı falan biz kanun devleti olmaktan çıktık. Artık kanun güvenliğimiz yok, hukuk güvenliğini bırakıyorum." 

"17-25 ARALIK SORUŞTURMALARINI ÖRTME ÇABASI"

Bunun 17-25 Aralık soruşturmalarını örtme çabası olduğuna dikkat çeken Kart, özelleştirmelerle ilgili iptal kararlarının uygulanmamasında kimin sorumlu olduğunu sordu. 17-25 Aralık’ta tarih ve doğa katliamını gerçekleştirenlerin olduğunu dile getiren Kart, bunların soruşturulmasını yasal olarak ortadan kaldırılmak istendiğini kaydetti. 

"Özel yetkili mahkemeler düzenlemesiyle kendinize özel af niteliğinde düzenlemeler getiriyorsunuz." diyen Kart, "Ne yapıyorsunuz İdari Yargılama Usul Yasasının 28. maddesinin 4. fıkrasında o yargı kararlarını uygulamamaktan dolayı o kararları uygulama mevkiinde olan bakanlar ve Başbakanın tazminat sorumluluğunu ortadan kaldırıyorsunuz. Bunlar bir tesadüf değil. Hepsi birbirini tamamlayan düzenlemeler. O sebepledir ki 17 ve 25 Aralık’la birlikte bu artık tırmanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, Anayasaya ve devletine karşı kalkışma halindedir. Sürekli darbe gerçekleştirmektedir. Böylesine acı bir tablo ile karşı karşıyayız." diye konuştu. 

"KCK DAVALARINDA DA AYNI MÜDAHALE, AYNI YÖNLENDİRME SÖZ KONUSU OLACAK"

"Doğrudan Adalet Bakanının kontrolünde olan Sulh Ceza Hakimi, o itiraz mekanizmalarını da bertaraf edecek şekilde heyetlerin üstüne çıkacak." diyen Kart, "Kim bu sulh ceza hakimleri; mesleğe yeni başlayan 1-2-3 yıllık tecrübesi olan ve önemli bir bölümü de avukatlıktan yargıçlığa geçiş sınavıyla AKP teşkilatları tarafından mesleğe intisapları yapılan yargıçlar olacak." şeklinde konuştu. 

KCK davalarında da aynı müdahale aynı yönlendirme söz konusu olacağını vurgulayan Kart, Silivri sürecinde Balyoz'dan tutun bu müdahalelerin o zaman başka boyutlarıyla yapıldığını belirterek bugün bir başka boyut kazandığını ifade etti. Kart, şunları söyledi: "Burada artık mutlak anlamda hükümetin, Adalet Bakanının kontrolünde olan bir yapı gerçekleştirilmek isteniyor. Ama buradan tabi hukukun çıkması, adaletin çıkması, adaletin tecelli etmesi mümkün olamaz, söz konusu olamaz." ifadelerini kullandı.



cihan.com.tr