Kardeş Türküler’den Feryal Öney, "Beyaz, geri adım atarak sadece kendine değil, orada yaşanan güzel bir şeye de yazık etti" dedi.

Cumhuriyet’ten Ceren Çıplak, Kardeş Türküler’in solistlerinden Feryal Öney ile konuştu:

Çocuk ölümlerinden, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tavırlarına, Ayşe öğretmenden özyönetime dair yapılan söyleşiden önemli bölümler şöyle:

- Cesedi Emniyet aracının arkasından sürüklenen bir beden... Çocuklarıyla kahvaltı yaparken eve isabet eden roketatarla yaşamını yitiren bir anne... Hemen yanı başımızda yaşanan bu fotoğrafta neler görüyorsunuz?

(Sessizlik...) Hepimizin kendini kötü hissetmesinin sebeplerinden biri, sivillerin öldürülmesi. Doğu’da ciddi bir savaş var. Orada büyük bir insanlık suçu işleniyor. 90’larda neler yaşandığını biz bir kesim, bazı muhalif gazetelerden öğreniyorduk ama artık herkes, anında öğreniyor. Bilmiyorduk, duymadık, deme hakkı yok kimsenin. Son dönemde, akademisyenlerin imzasının gündemin birinci sırasına oturmasıyla, toplumun farklı kesimlerinden ses çıkmaya başladı. “Bu savaşa ben de itiraz ediyorum” diyenler çoğaldı. Bu durum biraz moral verici. İnsanların öldürülmesine özellikle müzisyenlerin, tiyatrocuların, edebiyatçıların, öğrencilerin... karşı olması çok doğal ve biz hep karşı olacağız. Evet, bizler ölümden değil yaşamdan yanayız. Böyle giderse bunu mahkeme kapılarında da söylemek durumunda kalabiliriz, ama yine söyleyeceğiz. Bu talep o kadar insani, o kadar naif ki...


‘Erdoğan hedef gösteriyor’

- Duvarlara “Türksen övün değilsen itaat et” yazıyorlar...

Feci. İnsanın tüyleri diken diken oluyor. Bir duvara “Ne Mutlu Türküm Diyene” yazmışlar. Halktan birileri de bir kısımını silerek, “Ne Mutlu Türkü Söyleyene” olarak bırakmış... Yüzümü güldürdü. O yazıları nasıl bir duygu yazdırıyor çok merak ediyorum; sadece Türk olmak mutluluk vermemeli insana. Bu da tabu bir cümledir ya, “Türk milleti zekidir, çalışkandır”. Dokunulmazdır. Ben de Türküm ama pek çok özelliğimle, zaafımla mücadele ediyorum. Böyle kendimizi doldura doldura, kandıra kandıra altını boşaltmışız pek çok şeyin.


- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın barış bildirisine imza atan akademisyenlere, aydınlara “cahilsiniz, alçaksınız, zalimsiniz” demesini nasıl yorumluyorsunuz?

O kendi insanlığına kalmış, bir şey diyemem ama kimse kimseyi hedef gösteremez. “Onlar onlar” diye yıllardır birilerini hedef gösteriyor, bundan vazgeçmesi gerekiyor. Çünkü maalesef bu ülkede birileri hedef gösterildiğinde boşa gitmiyor. Hrant Abi’den, Tahir Elçi’den biliyoruz. Eşitsizlik, haksızlık itiraz doğurur. O yüzden, akademisyenler, sanatçılar, feministler... sivillerin öldürülmesinden rahatsız olan herkes, belki daha da çoğalarak devam edecek “barış” demeye.


'Beyaz yalnızca kendisine yazık etmedi'

“Beyaz programda Ayşe Öğretmen’e gönülden hak verdi, çok net görülüyordu bu. Eğer can korkusundan dolayı geri adım attıysa, bilemem, bir şey diyemem, daha insani bir sebeptir. Fakat kariyer içinse çok yazık etti. 20 yıl o programı yapmışsın, bırak artık, bu noktada kariyerini düşünme. Sadece kendine değil, çok önemli ve güzel bir şey yaşanmıştı orada, buna da yazık etti. Çünkü güzel sözler, naif sözler, dilekler, etrafına toplayacak çok insan bulur. Oradaki ruh hali devam etseydi, Beyaz o an hissetiğini savunabilseydi, ‘içim sızladı’ deseydi, sokaktaki o öfkeli, önyargılı insanları biraz yumuşatabilirdi.”


'Özyönetim olmalı'

“Özyönetim olmalı. ‘Özyönetim’ tabulaşan kelimelerden. Ne var kardeşim, zaten yönetemiyorsunuz ki. ‘Muktedir’ olarak yönetmek istiyorsunuz sadece. Hiyerarşi kurarak yönetmek istiyorsunuz. İnsanlar eşit ve özgür olmak istiyorlar ve kendilerini ‘insan’ hissetmek istiyorlar. Bundan daha doğal ne olabilir? Bunu rahat rahat ifade eden sanatçılar artmaya başladı.

Kaynak: Birgun.net