Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) Yürütme Kurulu Başkanı Murat Karayılan gündemdeki MİT-Emniyet gerilimiyle ilgili ANF’ye değerlendirmelerde bulundu. “Biz MİT’le değil, devletle görüşmeler yaptık” diyen Karayılan, sürecin AKP tarafından Kürt tarafını oylamak ve tasfiye etmek için kullanıldığını söyledi.

Belgeler MİT arşivinden
Geçen hafta bazı internet sitelerinde yayımlanan, Öcalan’ın el yazısıyla yazılmış mektup ve diğer belgelerle ilgili de konuşan Karayılan, “Polisin BDP Amed İl Binası’nda ‘ele geçirdim’ diye basına sızdırdığı Önderliğimizin el yazması olan mektuplar ve diğer belgeler asla ve asla bizim tarafımızdan çoğaltılmamış, Türkiye sınırları içerisine sokulmamıştır” dedi. Karayılan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu konuyla ilgili olan tüm belgeler tek nüshadır ve bizzat bizim denetimimizdedir. Kesinlikle ve kesinlikle polis, KCK operasyonlarında bu konuyla ilgili hiçbir belge yakalamış değil, kendisi koymuştur. Bu konuda BDP Eşbaşkanı Sayın Selahattin Demirtaş da açıklama yaptı. Eğer Başbakan ve AKP bu konuda ciddi ise ve gerçekten bu görüşme ekibine dava açan bu kesime karşı tutum almak istiyorsa önce şunu açığa çıkarmalıdırlar: Bu mektupları nereden ele geçirdiler? Bunun açığa çıkması olayın perde arkasını aydınlatır. Aslında Oslo görüşmelerini kim internete sızdırdı? Kim deşifre etti? Kim deşifre ettiyse bu belgeleri de aynı çevreler polisin dosyasına koymuştur. Bu, çok açıktır. Belli ki devlet içi bir müdahale vardır. Bu belgeler devletin ya da MİT’in arşivinden alınmıştır. Başka hiçbir mümkünatı yoktur. Tek bir ihtimal daha vardır, uluslararası güçlerin de bu belgeleri elde etme olanağı olabilir; onu yadsımıyorum ama buna pek ihtimal de vermiyorum. Esas büyük ihtimal, dış bağlantıları olsa da, bizzat devlet sistemi içerisinde yer alan bir kesimin bu belgeleri ele geçirmesi ve deşifre etmesidir.”

Karayılan KCK operasyonlarında bazı belgelerin ele geçirildiği izleniminin bilinçli olarak yaratıldığını söyleyerek, “Açıkça görülüyor ki, iktidar ve devlet yapısı içerisinde dış dayanakları da bulunan bir kesim böyle bir senaryoyu tezgahlamış, sanki KCK operasyonlarında belgeler ele geçirilmiş gibi gösterilerek bilinçli bir yönelim sürecini planlamıştır. Bundaki amaçları belki iktidar içi bir kavga-bazılarını hedefleme de olabilir ama esas olarak bununla da diyalog sürecini tümüyle kapatma ve bundan sonra kimsenin diyaloga yeltenmemesi için gözdağı vermeye dönük de bir yönelim olmuştur. Belli ki bunu yapanlar barışı ve diyalogu istemeyen, savaşı tek yol haline getirmek isteyen ve savaştan çıkarı olan kesimler olmaktadır” dedi.

Murat Karayılan gelişmelerin sorumlusunun AKP olduğunu, AKP içerisindeki bazı eğilimlerin bu süreçteki rolünü yadsımanın sorunu görmemek anlamına geleceğini söyledi. Konunun açıklığa kavuşturulması için sadece birkaç savcının el çektirilmesinin yetmeyeceğini sözlerine ekleyen Karayılan, “ bu belgelerin nereden ele geçirildiğini açığa çıkarmak gerekmektedir. Kim, nasıl ele geçirdi? Bu tespit edilirse zaten söz konusu müdahalenin bütün boyutlarıyla açığa çıkması da gerçekleşmiş olacaktır” dedi.

MİT’in KCK’ye sızdığı doğru değil
MİT ajanlarının KCK yapılanmasına sızdığı, hatta üst düzey pozisyonlarda yer aldıkları iddialarına da değinen Karayılan, “Her şeyden önce Türkiye’de KCK diye örgütlenmiş bir örgütsel sistem yoktur. Yani topluma açık, legal Kürt kurumlarına birkaç MİT mensubu sızdırılmış olabilir. Buna bir şey diyemem, bilmem de. Bu hiçbir şey yapmaz; sıradan, basit bir durumdur. Legal kurumlardır, açıktır, sızdırmış olabilirler. Birkaç kişi sızmışsa bunu böyle reklam haline getirip sanki işte KCK’yi adeta MİT yönetiyor, MİT denetliyor gibi çıkarımlar elde etmek saçmalıktır” diye konuştu.
KCK’nin MİT tarafından yönetildiği iddiasını ise saçmalık olduğunu söyleyen Karayılan, “Biz devletle boğaz boğaza boğuşuyoruz; devletin en temel kurumu gelip bize bu kadar zemin mi açacak? Biz kendimizi devletlerin istihbaratlarına karşı korumasak bu kadar ayakta durabilir miyiz? Elbette devletlerin bize karşı çeşitli istihbarat çalışmaları vardır. Biz bunlara karşı kendimizi savunmasak ayakta kalabilir miydik?” dedi.

MİT’çiler için yapılan düzenleme çözümsüzlüğü derinleştirir
Bugün Meclis gündemine gelmesi beklenen MİT Kanunu değişikliği ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Murat Karayılan şöyle konuştu:

“İşte ‘Başbakan’ın özel görevlendirdiği görevliler hakkında Başbakan’ın özel izni olmadan soruşturma açılamaz’ gibi bir yasal düzenleme aslında illegalize edilmiş olan, sanki suçmuş gibi gösterilen diyalog sürecini illegalize olmaktan çıkarmak yerine, devlet kurumunu illegalize işlere sevk edecek bir kanun düzenlemesi olmaktadır. Diğer bir deyişle, illegalize işlere sevk etmeye yetki veren bir kanun düzenlemesi yapmak istemektedir. Bu, yanlış bir yöntemdir. Bakınız bir kez daha söyleyeyim: Kürt sorunu o kadar ciddi bir sorun ki, bu tür yaklaşımlarla çözüm değil, çözümsüzlük derinleştirilmektedir.”

habersol