Nâzım Hikmet, doğumun 114. yılında İzmir'de anıldı. 

İzmir Nâzım Hikmet Kültür Merkezi'nce düzenlenen "#NâzımHikmetOlunmalı" etkkinliği Mimarlar Odası Salonu'nda gerçekleştirildi. Konuklar salona sığmadığı için, etkinlik ikinci bir salonda perdeye yansıtılarak gösterildi. 

Etkinlik, İzmir NHKM Arjantin Tango Atölyesi'nin, Astor Piazzola'nın "Libertongo / Özgürlük Tangosu" aslı eserini sahnelemesiyle başladı.  

"NÂZIM USTA'DAN BİZE KALAN AYDIN İNADIDIR"

Etkinliğin açılış konuşmasını İzmir NHKM adına yapan soL yazarı Ahmet Çınar, Nâzım Hikmet'in aydın duruşuna ve komünist kimliğine vurgu yaparak şunları söyledi:

"Geniş halk kitlelerinin edilgenleştirildiği, aydınların toptan kırımdan geçirildiği, aydınlanma felsefesinin yerini post-modernizm ile dinsel gericiliğin aldığı bir dönemde, Nâzım Hikmet olmanın neden bir zorunluluk olduğunu kavramamız gerekiyor. Çünkü Nâzım Hikmet bugün de öğretmeye, yol göstermeye devam ediyor. Nâzım Hikmet bugün de şair duruşuyla, aydın tavrıyla, komünist kimliğiyle, geleceğe inancıyla boyun eğmeden yaşıyor. Şiirin dışında, Nâzım Usta'dan bize kalan inattır. Aydın inadı. Ta 1926’da, gericiliğe, hurafelere, safsatalara, idealizme öldürücü darbeler indiriyor Nâzım. Darbeler, aynı zamanda mistisizme indirilen darbeler. İdealizmin, mistisizmin hareketsizliğine, edilgenliğine karşı kesin ve net bir dille aydın tavrını genç yaşlarda koyuyor Nâzım Hikmet. Ve o karanlığın içinde insanın kayboluşuna, yok oluşuna yüksek sesle itiraz ediyor. Resimli Ay dergisinde 'Putları Yıkıyoruz' kampanyası başlatan Nâzım Hikmet. Bir deprem etkisi yaratmıştır o aydın eylemliliği… Resimli Ay dönemi, Nâzım Hikmet’in en yaratıcı, en savaşçı dönemi. Bütün ömrü boyunca bu savaşa devam etti Nâzım Usta. Emek düşmanlığında, işçi düşmanlığında, halk düşmanlığında, sanat düşmanlığında, kadın düşmanlığında, öğrenci düşmanlığında, bilim düşmanlığında ustalık dönemini ilan eden usta müsveddelerine karşı,  yapı nedir, duvar nedir, tuğla nedir, harç nedir, sabır nedir, emek nedir, örgüt nedir, direnç nedir öğretmeyi sürdürüyor Nâzım Hikmet."

AKSEL: "NÂZIM'A EVET, MÜCADELEYE HAYIR SEÇENEĞİ İPTAL" 

Komünist Parti Kültür Sanat Bürosu adına konuşan Asaf Güven Aksel, gericiliğin, kapitalizmin, liberalizmin ağır kuşatması altındaki günümüz dünyasında Nâzım Hikmet olmanın bir ihtiyaç haline geldiğini söyledi. Örgütlü karanlığın ancak örgütlü bir güçle yıkılabileceğini ifade eden Asaf Güven Aksel, şunları söyledi:

"Burada sadece bir şairi anmıyoruz. İnsanlığın sınıfsız topluma doğru yürüyüşünün yarattığı birikimden bir parçayı, günümüz kuşaklarına örnek olarak sunuyoruz. Nâzım'ı iyi bir şair, üretken bir oyun yazarı olmakla sınırlamak, onu hiç anlamamaktan daha kötü bir şeydir. Onu sıradanlaştırmaktır. Nâzım Hikmet herkesin şairi değil. O, kendisini 'tepeden tırnağa kavga' diye tanımlayan, 'kavgaya koşun' diye çağıran bir şairdir ve komünistler onu kimseyle paylaşmayacaktır. Nâzım'ı sevmek zordur. Bir davanın insanı olmaktır Nâzım'ı sevmek. 'Büyük şair' olmayı, 'güçlü dizeler' yazmayı ikinci planda tutabilmenin ve 'işini iyi yapmayı', safında yer aldığı sınıfa karşı bir görev olarak kabul etmenin derinliğine varmaktır. 'Nâzım'a evet, mücadele hayır' seçeneği iptal edilmelidir. Nâzım'ın neyine ihtiyaç duyuyoruz? Neyinin aşılamadığından bahsediyoruz? Nâzım'daki şiir ve sanat kelimelerini politika kelimesiyle değiştirdiğimiz anda, elde edeceğiniz sonuç olsa gerek, onu her anmanın, bir mücadele çağrısına denk gelmesinin ardında yatan. Bu ihtiyacı her duyduğunuzda, aklınıza her Nâzım adı gelişinde, bir şeyi daha hatırlayın. Nâzım ne demişti? Neydi onun için en yüce mertebe? Evet: Sevdalınız komünisttir."

BEHRAM: "NÂZIM HİKMET OLMAK, TESLİM OLMAMAK VE DİRENMEKTİR"

Şair-yazar Nihat Behram da, Nâzım Hikmet olunmalı" cümlesinin aynılaşma anlamı taşımadığını ifade ederek, "Nâzım Hikmet gibi iyi şair olmak anlamına gelmiyor. Aynılaşma değil kasdedilen. Aynılaşma sözcüğünden a,ş,m,a harfleriyle 'aşma' sözcüğünü türetebiliriz. Yani aynılaşmanın vereceği meyve, onu aşmaktır. Nâzım'ın direncini, örgütlü mücadelesini aşmak" dedi. 

Nİhat Behram şunları söyledi: "Doğada teslimiyet yoktur, karşı koyma vardır, direnmek vardır. Teslim olmaz insan. Nâzım Hikmet etkinliği düzenleyip sonra da direnmemek, teslim olmak bir arada olmaz. 'Nâzım Hikmet Olunmalı' demek, teslim olmamak ve örgütlü direnmek demek. Ancak bu şekilde Nâzım Hikmet olunur."

Nihat Behram daha sonra "Böylesi Zamanlarda" adlı şiirini okudu. 

Şair Halim Yazıcı'nın Berkin Elvan için yazdığı şiiri ve Nâzım Hikmet'in "Su Başında Durmuşuz" adlı şiirini okumasınında ardından, İzmir NHKM Arjantin Tango Atölyesi bir gösteri daha gerçekleştirdi.

Etkinliğin "Nâzım Şiirleri Dinletisi" bölümünde ise, şair-Ressam Cevdet Yüceer ile Nigün Yener, Nâzım Hikmet şiirlerini Yalçın Kutluyurt'un gitarı eşliğinde yorumladılar.  

 Etkinlik, Arjantin Tango Atölyesi'nin "Karanlığa Karşı Dans Ediyoruz" adlı doğaçlama tango gösterisiyle sona erdi. 

Konuklar salonu doldurduğu için, etkinlik ikinci bir salona perdeden yansıtılarak izlenebildi. 

 

 

Kaynak: Haber.sol.org.tr