BARIŞ İNCE

 

Çatalı, kaşığı o gece biz fırlattık. Çok engellemeye çalıştınız, çok uğraştınız siz şeriatçılar, ülkücüler, alperenler, liberaller falan… Ama dinlemedik yaptık. Biz yaptık… “Zamanın ruhu” dedik, yaptık.  Serdar… Çekik gözlü çocuk… Yazık çok uğraştı, durdurmak istedi bizi… Hem şimdi demokrat bir Ak Partili’dir kendisi… Ama onu da dinlemedik yaptık... Hatta göbeğimizde biriktirdiğimiz siyah zeytinleri de kafasına fırlattık. Öyle yaman, öyle terör şeyler yaptık.  Çatalları fırlatırken biz Ahmet Kaya’ya, “Kızıl Biberim” şarkısını da söyledik bağıra bağıra... Sonra hep beraber bir araya gelerek ırkçı bir marş olan Avusturya İşçi Marşı’nı okuduk: “Din farkı bilmeyiz, dil farkı bilmeyiz, sanki bir anadan doğduk.” 

Darbeleri biz yaptık. Oradaydık… ABD ile Sovyetlerden aynı anda aldığımız destekle, valla bak, gülüyorsun ama ikisinden de aynı anda! aldığımız destekle, darbe tezgahlayıp kendimizi zorla hücreye soktuk. Kaçak elektrik çekmek suretiyle kendimize elektrik vererek milli ekonomiyi de bir güzel zarara soktuk. Siz dışarıda paşalarla hoşbeş halinde mağdur olurken biz yıllarca mahpuslara koyulduk, kendi arkadaşlarımızı da dar ağacına koydurduk. Sonra da sizler değil aslında biz iktidar olduk, hatta çok acayip de zengin olduk.

Kürtleri biz vurduk. Evet, evet yaptık. Zaten hep oradaydık. Önce ilk Türk kadın pilotumuz Rosa Luxemburg’un hamurlu elleriyle, 38’de Dersim’i bombaladık. Çoluk, çocuk, yaşlı, genç demeden soyduk, Evladı Kerbela’nın da başını vurduk. Sonra Yaşar Kemal, Fakir Baykurt gibi toprak ağalarının eliyle epey bir muktedir olduk. Vurduk, kırdık, yaptık… Siz sağcılar o coğrafyaya Kürdistan derken biz “kart kurt diye ses çıkaran dağ Türklerinin otağı” adını taktık. Tabi biz yaptık... Musa Anter, Metin vardı bizim Göktepe, sonra Cemil falan bir araya geldik, asit kuyuları açtık Kürtleri onların içine attık. Kendimizi öldürmek suretiyle de zekice bir planla ceza almaktan yırttık!

Sivas’ta siz değil biz yaktık… O gün zaten oradaydık. Turan, Uğur, Aziz, Ahmet Taner falan toplaştık, kafa kafaya verdik, birbirimize biraz da gaz verdik, sonra elimize gaz bidonlarını aldık ve Nazım’dan şiirlerle, şarkılarla oteli kuşattık. Siz şeriatçılar, ülkücüler, alperenler, liberaller falan çok karşı çıktınız ama biz dinlemedik ve kibriti çaktık. Otel alev aldı, hem de ne alev… “İşte bu” diye bağırıyordu içimizden biri… “Prometheus  ateşi”… 35 arkadaş… Dost, sevgili, yoldaş… Diri diri yaktık…

Ahmet Atakan’ı çatıdan biz attık. Oradaydık. Faiz lobisi olarak borsa haberleri izliyorduk ki birden anten bozuldu çatıya çıktık. Tam o sıra panzer geçiyordu, biraz hır gür çıksın diye Ahmet’i önüne attık, kafasına da uzaktan gaz fişeği fırlattık.  Siz şeriatçılar, ülkücüler, alperenler, liberaller falan insan sevginiz çoktur. Bizde insan değil “kapital” sevgisi çok olduğundan yaptık. Bize bu işleri öğreten adam bile Kapital diye kitap yazınca gerçek yüzümüzü bir anda ortaya çıkardık. Sonra koşarak gidip Ali İsmail’i dövdük. Evet biz yaptık… O gün Eskişehir’deydik. Fırının önünde oturmuş 1844 El Yazmaları’nı okuyorduk. Çocuk koşarak yanımızdan geçti. Üzerindeki Adam Smith tişörtünü görünce çok kızdık. “Çıkar onu ulan” dedik, çıkarmadı, üzerine saldırdık. Sopa, tekme, küfür… Annesi ertesi gün yüzümüze bile bakmadan, “Ölmesinler, utana utana yaşasınlar” dedi.  Siz şeriatçılar, ülkücüler, alperenler, liberaller falan utanmanız çoktu ama bizde o da yoktu. Ondan yaptık…

Okmeydanı’ndaydık… 14 yaşında bir çocuk ayarladık… Tam polisin ateş açacağı sırada karnımız acıktı, çocuğu ekmek almaya yolladık. Lobilerden, kobilerden topladığımız yüklü paralarla iki ekmek üç tane de yumurta aldırdık. Tam geri dönerken, onu bombanın önüne biz attık. Sonra koşarak kameraları çabucak kırıp polisleri de olay yerinden uzaklaştırdık. Berkin… Güzel kaşlı çocuk… Gözlerimizi kapattık açtık… Uyanmayınca da onu hastaneden yollamaya çalıştık. Ablasının gözlerinin içine yalandan baktık. Şeriatçılar, ülkücüler, alperenler, liberaller falan masumdu. İtiraf ediyoruz, hepsini biz yaptık. 

Kızlı erkekli bir araya geldik; dövdük, yıktık, vurduk, yaktık… Hepsini bir güzel yaptık da yalan ve hilelerinizle başa çıkamadık. Bir tek de ona yandık.