Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türkiye’de son yıllarda artan boşanma nedenlerini anlattı.

ANKARA (ANKA) - Bozdağ, nedenleri “Zina, Hayata kast, Pek kötü veya onur kırıcı davranış, Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme,Terk, Akıl hastalığı, Evlilik birliğinin sarsılması” olarak sıraladı.

Aile Bütünlüğünün Korunmasını Araştırma Komisyonu AKP'li Ayşe Keşir Başkanlığı’nda toplantı. Komisyon bugün Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ı dinledi.

Bozdağ, Türkiye’de son yıllarda artan boşanma nedenlerini anlattı. korunmasına matuf geliştirilen politikalar ve bunların uygulamaya yansıması ile

Ailenin, sıklıkla tekrarlandığı üzere, toplumun temel taşı, çekirdek birimi olduğunu vurgulayan Adalet Bakanı, “Anayasamızın 41. maddesi, devlete ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alması ve teşkilatı kurması görevini vermiştir. İkinci olarak her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alması ödevini devlete yüklemiştir” diye konuştu.

Bozdağ boşanma nedenlerini, “Zina, Hayata kast, Pek kötü veya onur kırıcı davranış, Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, Terk, Akıl hastalığı, Evlilik birliğinin sarsılması” olarak sıraladı.

Eşler arasındaki boşanma nedenlerinden en önemli etkenin şiddetli geçimsizlik olarak gösterildiğini anlatan Adalet Bakanı Bozdağ, “Diğer boşanma nedenleri ise özel nedenlerdir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ilişkin genel boşanma sebebi ile yargılamanın başlangıcı­nı, konusunu ve sona ermesini belirleyebilme, dava konusu üzerin­de serbestçe tasarruf edebilme ilkesinin sonucu olarak eşler diledikleri sebep ile dava açabilmektedirler” dedi.

BOŞANMALARIN ARTMASINA RAĞMEN AİLE YAPISI GÜÇLÜ

Bakan Bozdağ boşanma ile ilgili yıllara ait istatistikleri de şöyle sıraladı:

“Cumhuriyetin ilk yıllarında 20 bin civarında olan evlenme sayısı 2015 itibariyle 602 binlere ulaşmış, 2 bin civarında olan yıllık boşanma sayısı ise 130 binin üzerine çıkmıştır. 2004 yılında 156 bini aşkın boşanma davası açılmışken, bu rakam 2014 yılında 202 bin civarında gerçekleşmiştir. 2014 yılında açılan boşanma davalarının nedenlerine göre oransal dağılımına bakıldığında; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanmalar yüzde 53,3 oranla birinci sırada, anlaşmalı boşanmalar yüzde 43,6 oranla ikinci sırada yer alırken, akıl hastalığı, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedenine dayalı boşanmalar yüzde 0,1'lik oranla son sıralarda yer almaktadır. Elbette bu rakamlar, açılan bütün bu davaların boşanmayla sonuçlandığı anlamına gelmemektedir. Örneğin 2014 yılında kabul kararı verilen dosya sayısı 135 bin civarında kalmıştır. Keza, 2006 yılında 11 bin civarında olan davadan feragat sayısı, 2014 yılında 26 bine çıkmıştır. Bu durum, rakamlarla ortaya koyduğum tedirgin edici tablonun kısmen de olsa olumlu yüzüdür. Her şeye rağmen aile yapımızın güçlü olduğu söylenebilir.”

KADINA YÖNELİK ŞİDDET

Türkiye’de kadına yönelik şiddet olaylarının artması ve bunun da boşanma nedeni olmasının altını çizen Bekir Bozdağ, “Bununla mücadele edilmesi gerekir. Artan toplumsal duyarlılık ve sorunla mücadeledeki yüksek politik hassasiyet ve kararlılık bu konuyu son yıllarda daha görünür hale getirmiştir” diye konuştu.

Bozdağ, boşanmada önemli rol oynayan şiddetle ilgili şunları söyledi:

“Kadının fiziksel, psikolojik, cinsel veya ekonomik şiddete maruz kalması aynı zamanda aile birliğini tehdit eden boşanma sebepleri arasında da yer almaktadır. Bakanlığımızın istatistiki verilerine baktığımızda; 2006 yılında 4.068, 2008 yılında 23.688 ve 2010 yılında 38.951 tedbir kararı verilmiştir. 6284 sayılı Kanunun uygulandığı dönemde ise, 2012 yılında 108.311, 2014 yılında ise 138.084 tedbir kararı verilmiştir. Tedbir kararı sayılarındaki ifade ettiğim bu artış, kadına karşı şiddette dramatik bir artış olduğu anlamına gelmemektedir. Bu artışın birinci nedeni az evvel sözünü ettiğim üzere, konunun sosyal görünürlüğünün artmasıdır. Bu sayede hem kadınlarımızdaki hak arama bilinci, hem de kamu makamlarının mücadeledeki kararlılığı yükselmiştir. İkinci neden ise, 6284 sayılı Kanunda koruma kapsamının nikâhlı eşle sınırlı tutulmayıp, tüm kadınlar için daha geniş bir koruma şemsiyesi oluşturulmuş olmasıdır.”

Son yıllarda, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması amacıyla yasal düzenlemeler yapıldığına dikkat çeken Bozdağ, Başta Anayasada olmak üzere birçok alanda düzenlemeler yapılmış ve kadın-erkek eşitliğinin hukukî zemini güçlendirilmiştir” diye konuştu.

Bakan Bozdağ, Ailenin bütünlüğünün korunması ve boşanma ve ferilerine ilişkin davalarda karşılaşılan sorunların çözümünü sağlamaya yönelik, Adalet Bakanlığınca alınan ve yapılan faaliyetleri de şöyle sıraladı: “Boşanma davası açan eşlerin bu süreçte aile bütünlüğünün sağlanması, çatışmaya girmeden boşanması ve boşanmanın feri sonuçlarında uzlaşmaları, özellikle ana ve çocukların korunması, ayrılık veya boşanma gerçekleşecek olsa bile bunun da sağlıklı koşullarda yapılması amacıyla Bakanlığımızca Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı Taslağı hazırlanmış ve bu Taslak 18 Kasım 2013 tarihinde Başbakanlığa sevk edilmiştir. Taslakla, boşanma ve ayrılık talepli davalarda, aile mahkemesi hâkiminin eşleri, talep üzerine veya re’sen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde kurulan sosyal hizmet merkezlerine yönlendirebilmesi amaçlanmaktadır.” (ANKA)

(BK/ORH)