İSTANBUL

Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, İstanbul İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünde "İstanbul Afet Farkındalık ve Hazırlık Toplantısı"nın açılışında yaptığı konuşmada, bugün İstanbul'da konunun bütün paydaşlarıyla biraraya gelerek, kentin afet planları, afete hazırlık, afet sırasında müdahale ve olası bir durumun sonrasında iyileştirmeyle ilgili planların ele alınacağını söyledi.

Akdağ, depreme hazırlık denildiği zaman özellikle vatandaşların bilinç, bilgi seviyesinin artırılmasının, afet durumunda nasıl davranılacağının iyi bilinmesinin büyük önem taşıdığını dile getirerek, "Bu itibarla, ikinci önemli husus da kanaatimce budur. Birincisi binaların hazırlıklı olması, hazırlanması, muhtemel bir depreme ya da afetlere karşı dayanıklılığının sağlanması, bu dönüşümün gerçekleştirilmesi ki bir taraftan bu devam ediyor, bunu hızlandıracağız. Öbür taraftan da toplumun hazır olması. Bugün bunları ele alacağız." değerlendirmesinde bulundu.

Recep Akdağ, "Genelde biliyorum ki toplumda afete müdahale konusu dikkat çeken bir konudur ama hazırlık, risklerin azaltılması konusu bizim mutfakta çok daha fazla çalışmamız gereken bir husustur. Allah korusun bir afet olduğunda elbette müdahaleyi elden geldiğince hızlı ve etkin bir biçimde gerçekleştirmek gerekiyor ama mutfakta yapılacak hazırlık kısmı çok önemli." şeklinde konuştu.

"Çok sayıda gönüllüyü iyi bir biçimde yetiştireceğiz"

Planlamaların içinde afetlere müdahale açısından gönüllülerin çoğaltılması konusunun da olduğunu vurgulayan Akdağ, şöyle devam etti:

"Elbette İl AFAD müdürlükleri, buralarda çalışan uzman kişiler, kurtarma birlikleri bir çekirdek teşkil ediyorlar. Bununla birlikte Kızılayımız, birtakım sivil toplum örgütlerinin de özellikle afete müdahaleye hazır hale gelmiş sivil toplum örgütleri ya da afet esnasında, sonrasında iyileştirme çalışmalarına destek olacak örgütlerin de bu noktadaki kıymetli çalışmaları bizim için çok önemlidir. Ancak burada gönüllülüğü artırmak gerekiyor. Hem bir afet sırasında doğrudan müdahale itibarıyla hem de bu doğrudan müdahaleyi yapan kişilere destek olacak kişiler itibarıyla toplumu güçlendirmeliyiz. Kurtarma açısından da ilk yardım açısından da. Bunun için İstanbul'da yeni bir dönem başlatacağız. Çok sayıda gönüllüyü iyi bir biçimde yetiştirerek, mücehhez kılarak, onların bir afet sırasında müdahale edebilecek malzemeleri de kendilerine temin etmek suretiyle, ilin afete hazırlığını çok daha güçlü hale getireceğiz."

"İlk 72 saat bir deprem açısından çok önemlidir"

Akdağ, İstanbul İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü'nde düzenlenen "İstanbul Afet Farkındalık ve Hazırlık Toplantısı"nın açılışında, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Bir basın mensubunun 1999 depremi sonrası İstanbul'a kurulan toplanma alanlarının ve toplum gönüllülerinin durumunu sorması üzerine Akdağ, "İstanbul'da 500 noktada konteynerler halen var. Atıl durumda olduklarına dair bende bir malumat yok. Bu 500 konteyneri tekrar gözden geçirtirim. Bunların güncellenmesi gerekir. Çünkü malzemelerin belli ömürleri var. Bunların zaman zaman yenilenmesi gerekir. Bu şekilde konteynerlerle lojistik destek hazırlığı yapmak doğru. Özellikle büyük malzemeler açısından başka bir yol izleyemezsiniz. Gönüllüler ya da profesyonel kurtarma ekiplerine ya da birtakım kurslu çalışan sivil toplum örgütlerinin mensuplarına büyük malzemeleri evlerine veremezsiniz. Ama en azından kendi giysileri, baretleri ya da müdahale edebileceği birtakım malzemeleri uygun br çantayla onların evlerinde bulundurmanın yararı olacağına inanıyorum." diye konuştu.

Akdağ, yaklaşık 15 yıldır Türkiye'de nerede büyük bir afet olduysa orada olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"İlk 72 saat bir deprem açısından çok önemlidir. Ama aslında o ilk 72 saatin ilk saatlerinin altın saatler olduğunu hepimiz biliyoruz. İlk birkaç saat, teoride 72 saat, müdahale açısından önemli olmakla beraber ilk 6 saat, belki ilk 4 saat müdahalenin en önemli zamanıdır. Dolayısıyla iyi bir mekanizmanın, özellikle bina yoğunluğu yüksek olan kentlerde, İstanbul'da çok hızlı bir müdahale mekanizmasının, ihtiyaç olduğunu ben biliyorum. Bu, profesyonellerin meseleyi yöneteceği, gönüllülerin ise buna katkı vereceği bir sistem halinde geliştirilmelidir. Daha önceden yetiştirilmiş, eğitilmiş gönüllüler var. Elbette mevcut potansiyeli kullanacağız. Bu potansiyel üstüne daha fazlasını nasıl koyarız, buna bakmamız gerekiyor. Eğitimlerin niteliğini zaman zaman gözden geçirip güçlendirmemiz gerekiyor."

Muhabir: Hatice Şenses Kurukız,Zehra Melek Çat

Kaynak: AA