İSTANBUL - Ayşe Büşra Erkeç

Sanatçı Ömer Karaoğlu, İsrail polisinin Mescid-i Aksa'nın kapısında yatsı namazı kılan cemaate yaptığı müdahaleyi değerlendirerek, İsrail'in, çalınmış bir ülke üzerinde iktidar kuran ve atalarının hikayesindeki rolünü değiştiren zorba bir topluluk olduğunu söyledi.

İsrail'in, Musa Peygamberle beraber olmadığını aktaran Karaoğlu, "İsrail, Firavun ve adamlarının rolünü üstlendiğini tüm dünyaya göstermiş, Tevhid ve adaletin bir soy, boy meselesi olmadığını tekrar ispatlamış bir güruhtur. İhanet ve sapmaları yeni değil. Sapma sebeplerini 'şimdilik' elde ettikleri maddi-fiziki destek ve güç olduğunu düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Karaoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"İsrail, Filistin ülkesinde ve dünyada yaptığı zulüm ve hadsizliklerin yanına kar kaldığını gören bir tür şımarıklıkla giriştiği küstah ama bir o kadar bilinçli bir saldırı gerçekleştiriyor. Saldırılarını, dünya sisteminin hukuk, adalet ve kutsal anlayışını iyiden iyiye açık ettiği son örnek olarak nitelendirebiliriz. 'Batılı yüksek değerler' diye, aydınlanma hikayesinden bu yana pazarladıklarının, helvadan mamül putlardan ibaret olduğu son yüzyıl içinde sayısız örneklerle ortadadır. Son zamanlarda gerçekleşen saldırıları da son örneklerden biridir. Siyonist İsrail, bölgede zulümle, şiddetle genişleme iştahını, yeni işgaller ve katliamlara aday olduğunu dünyaya ispat etme iddiasındadır. Buna yönelik adımlarını ve bölgedeki kaotik koşulların oluşumunu, elbette kendi katkılarıyla birlikte izleyerek gerçekleştirmeyi deniyor. Özellikle Körfez çevresinde, halkı müslüman olan ülkelerin iktidarlarının, söz konusu koşulların oluşumundaki gönüllü-gönülsüz katkılarının olduğu da muhakkaktır."

"Kudüs'te yaşananlar, Mavi Marmara'nın önemini teyit etmiştir"

Sanatçı Ömer Karaoğlu, Gazze'ye yardım götürmek için yola çıkan ve uluslararası sularda İsrail tarafından saldırıya uğrayan Mavi Marmara gemisine katıldığını hatırlatarak, "Mavi Marmara'da yaşananlar, İsrail ve destekçilerinin aslında ne olduğunu açığa düşüren belgelerden biriydi, sonrası da öyle oldu. Kudüs'te yaşananlar bugün o yolculuğun anlam ve önemini bir kez daha teyit etmiştir. O yolculukta ve sonrasında yaşadıklarımız, Filistin toplumunun hemen bir asırdır yaşadıklarının sınırlı bir tanıklığından ibaretti." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA