“2007’de yürürlüğe girdiğinden beri, bu yasanın, ülkemizin bilgi toplumu niteliği kazanmasına engel olacağını ifade ettik. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de 2012 yılında, yasanın ‘ifade özgürlüğüne aykırı’ olduğunu, uygulanmasının başka ‘insan haklarını da ihlal ettiği’ kararına vardı. Yasanın bu hatalarının giderilmesi için çağrılarımızı sürdürürken ve internetin denetiminde insan haklarına saygı beklerken, bugün tam tersini üzüntüyle görüyoruz.”
“Ülkemiz, Avrupa Birliği üyeliğine adaydır. Bu amaçla iç hukukunu AB Hukuku’na uyarlamaktadır. Avrupa Birliği Hukuku, iç hukuku bağlar. Bu nedenle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ‘insan haklarına aykırı bulduğu’ bir yasanın kısıtlayıcı yapısının daha da sertleştirilmesi bu hukuka açıkça aykırıdır. Ayrıca, Türkiye’nin, dünyada rekabet edebilmesinin başlıca şartı, ekonomisini bilgi temeline oturtması ve bu bilgi birikimini sürdürüp, aşmasına bağlıdır. Bunu sağlamanın yolu ise interneti kısıtlayarak bilgiye erişimi güçleştirmek, hatta imkânsız hale getirmek değil, Avrupa Birliği’nde internetin denetimine dair uygulamaları tıpkı iç hukukta olduğu gibi, hakkaniyete sadık kalarak, ölçülü ve dengeli bir şekilde uygulamaktır.”



Yeni Asya