Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak, internet yasaklarını genişleten düzenlemeyle ilgili, “Yasa=başkan oluyor. Bütün hükümleri hukukun üstünlüğüne aykırı. Anayasa Mahkemesi istese 1 günde yürütmeyi durdurma kararı verebilir. Düzenlemenin Anayasa’ya aykırılığı çok açık” dedi. Yasanın TBMM’den geçtiği önceki akşamın ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, gece yapılan programında olmamasına rağmen Ulaştırma Bakanı Lütfü Elvan’ı Köşk’e davet ederek bilgi aldı. Elvan, Gül’le görüşmesinin ardından yaptığı bilgilendirme toplantısında, eleştirileri yanıtlarken, düzenlemeye tepki gösteren AB’yi yasayı okumamakla eleştirdi.
Altıparmak, düzenlemeyle her şeyin idarenin takdirine bırakıldığını belirtti. Yasaklama kararına itirazın nasıl yapılacağının belli olmadığını ifade eden Altıparmak, “URL bazlı engelleme yapılacak. 1000 tane URL olacak. Hangisinin yasaklanacağını kimse size söylemeyecek” dedi. Altıparmak, “3 sene önce bu ihlaller varken neredelerdi? Anayasa Mahkemesi istese 1 günde yürütmeyi durdurma kararı verebilir. Düzenlemenin anayasaya aykırılığı çok açık” dedi.

İtiraz yolu kapanıyor
Altıparmak’ın verdiği bilgiye göre, erişim engelleme kararının ESB’ye gönderilmesi öngörülürken, kararın web sitesi sorumlusuna gönderilmesi zorunlu değil. Bu da itiraz süreçlerinin geç başlamasına neden olabilecek. Bu da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 13. maddesinde öngörülen “etkili başvuru yolu”nu kapatacak. ESB’nin yapısı da tartışma yaratacak. Birliğin yapısının, Avrupa standartlarındaki “örgütlenme özgürlüğü” kavramına da ters düşeceği belirtiliyor.

Özel internet mahkemesi
Düzenleme ile DNS tabanlı engellemenin yanı sıra, URL ve IP tabanlı engelleme ile engelleme yöntemleri genişletilecek. Kişisel twitter, facebook hesapları ve youTube videoları veya hesapları da URL tabanlı erişim engelleme kararlarına konu olacak. Yeni düzenlemede, erişim engelleme kararının ESB’ye gönderilmesi öngörülürken, kararın web sitesi sorumlusuna gönderilmesi zorunlu değil. Bu da itiraz süreçlerinin geç başlamasına neden olabilecek. Bu da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 13. maddesinde öngörülen, “etkili başvuru yolu”nu kapatacak. Düzenlemeye göre, birden fazla sulh ceza mahkemesi bulunan yerlerde, HSYK tarafından belirlenen sulh ceza mahkemeleri internet yasağı başvurusunu görüşecek. Böylece, “özel internet mahkemeleri” kurulmasının öne açılacak. Bir tartışılan düzenleme de TİB Başkanı’nın ancak Ulaştırma Bakanı’nın, TİB personelinin ise ancak TİB Başkanı’nın izniyle yargılanabilmesi olacak.

İYD: Utanca uyandık
İnternet Yayıncıları Birliği (İYD) Genel Başkanı Tayfun Sırman da şunları kaydetti:
“Türkiye yeni bir utançla uyandı. Özel hayatın gizliliğini koruma gerekçesiyle internet TİB’in emrine tahsis edildi. TİB personelinin, ‘görevlerini’ yerine getirirken işlediği suçlar hakkındaki soruşturma izni bakanın iznine bırakıldı. Dünya sıralamasında Suudi Arabistan, Çin, İran ve Vietnam gibi ülkelerle birlikte yer aldığımız ‘İnternet Düşmanları’ sıralamasında üst basamaklara tırmanıyoruz. İnterneti kendi oyuncağı gibi gören AKP hükümeti sansür ve baskı yasalarını derhal geri çekmelidir.”

Elvan: Okumamışlar
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, AB Komisyonu’nun Genişleme ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Üyesi Stefan Füle’nin sözcüsü Peter Stano’nun, açıklamasının hatırlatılması üzerine, bu açıklamaların, tasarının detayına bakılmadan yapıldığını düşündüğünü söyledi. Elvan, AB’ye birçok ülkedeki düzenlemelerin getirdikleri yeni  düzenlemeden daha ağır olduğunu ve hapis cezalarının öngörüldüğünü savundu.

VIP’e hemen, vatandaşa sırayla

Düzenleme ile özel hayatın gizliliğini ihlal şikayetlerinde, “gecikmesinde sakınca bulunan hal” bulunursa TİB Başkanı’nın emri üzerine erişim engellenecek. Bu karar hakime sorulmayacak. Düzenleme, “şikayet yapılıp yapılmadığı nereden bilinecek” sorusunu gündeme getirdi. Ulaştırma Bakanı, şikayetçinin kamuoyuna açıklanabileceği bir ek düzenleme yapılabileceğini ifade etti. Düzenlemeye göre TİB Başkanı, internette dolaşırken “kamuoyuna mal olmuş kişiler” hakkında “zararlı acil içerik” tespit ederse kendiliğinden harekete geçebilecek. Normal vatandaşlar ise TİB’e yaptıkları başvurunun sonuçlanmasını bekleyecek.  Yasa ile TİB’in doğrudan engelleme kararı vermesini sağlayan, “özel hayatın ihlali” ile mahkemelerin uhdesindeki “kişilik hakkının ihlali” de ayrılmış oluyor. Ancak bu ayrımın pratikte nasıl yapılacağı da merak konusu. Bakan Elvan, aile içi özel konuşmalar ve müstehcen içeriklerin, “özel hayat” olarak kabul edileceğini belirtirken, TCK’nın 132-139 arası maddelerindeki “özel hayat” tanımının esas alınacağını kaydetti.