İSTANBUL

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayelerinde, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın koordinasyonunda hayata geçirilen Gönül Elçileri Projesi kapsamında, "Koruyucu Aileler ve Gönül Elçileri İstanbul Buluşması" gerçekleştirildi.

Buluşmada konuşan Erdoğan, sadece İstanbul'da, 100 bine yakın gönül elçisinin bulunduğunu belirterek, "İnanıyorum ki tüm Türkiye'deki gücümüzü birleştirdiğimizde, dünyanın en güçlü ordularını geride bırakacak bir kuvvete sahip olacağız. Zira bu gücün kaynağı gönüldür, insan sevgisinin en yüce merkezidir." diye konuştu.

Emine Erdoğan, önceki gün, Suriye'de, İdlib'de yaşananlarla yüreklerin bir kere daha dağlandığını vurgulayarak, "Bu nasıl bir vicdansızlık ki insanların üzerine kimyasal silahlarla saldırıyor, insanlığı, çocukları öldürüyorsunuz. Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun. Kanla ve ateşle kurulan hiçbir düzen düzen değildir, hiçbir toprak helal değildir. İnsanlığın vicdanının bu sefer harekete geçmesini bekliyoruz. Uluslararası siyasetin, bütün hesapları bir kenara bırakıp, bu çocukların hesabını vermesini istiyoruz." diye konuştu.

Din, dil, ırk, mezhep ayrımı yapmadan bir düzen tesis etmenin, çocuklara ve insanlığa borçları olduğunu anlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Merhamet, şefkat, sadece bir duygu olarak kaldığında, pratiğe dönüşmediğinde erdem haline gelmez. Onu ancak ete kemiğe büründürdüğümüzde bir anlamı olur. Bireylerde olduğu gibi, devletlerde de durum aynıdır. İnsani ve vicdani politikalar, bir devlete hayat verir, onu güçlü kılar. Türkiye, milleti ve devletiyle mazlumların hep sesi olmuş, Afrika'dan Myanmar'a, Suriye'den Bosna'ya merhametin adresi olmuştur. Yurt dışına gidip, yardıma muhtaç halklarla bir araya geldiğinizde, bu yardım elinin önemini daha iyi anlıyorsunuz. Tüm dünyanın yüz çevirdiği o mazlumlarla, hiçbir karşılık beklemeden gönül bağı kurduğunuzda, Türkiye'nin ne kadar özel bir misyon üstlendiğini görüyorsunuz. Sivil toplum kuruluşlarımızın bu noktada çok büyük bir emeği var. Tüm emek verenlerden Allah razı olsun. Allah, milletimizi ve devletimizi bu kutlu vazife şuurundan geri bırakmasın. Devletimize güç versin ki dünyanın mazlumları da güçlensin."

"16 Nisan ülkemiz için bir milattır"

Gerek Türkiye'nin, gerekse dünyanın çok zor zamanlardan geçtiğini, Birinci Dünya Savaşı'ndan bu yana yüz yıllık bir dönüşüme şahitlik edildiğini, bu dönüşümde, insanlık adına hayırlı kararlar almanın sorumluluk olduğuna işaret eden Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Bunun için güçlü bir Türkiye, güçlü bir milli irade lazım. Sinmiş değil, tarihin akışını değiştiren, duyarsız değil, şairin tanımıyla 'ak sütün içindeki ak kılı fark edecek' kadar şuurlu bir gençlik lazım. Bu coğrafya, bize kendi iradesi kendi elinde bir millet olmayı zaruri kılıyor. Çünkü, dünyada hiçbir coğrafya başıboş bırakılmadığı gibi, yedi düvelin gözü bizim üzerimizde. Bu açıdan, 16 Nisan ülkemiz için bir milattır, gücü vesayet odaklarının elinden alıp, milletin eline verecek bir düzenleme için, bir başlangıçtır. 16 Nisan, bütün güç odaklarına, 'Bu toprakların söz hakkı, bu coğrafyanın bin yıllık sahibi olan bu millete aittir.' deme günüdür. Bunu ne kadar yüksek bir sesle tescil edersek, bundan sonra da sözümüz o kadar müessir olacaktır. Küçük hesaplarla ayrışacak şartlarda yaşamıyoruz. Büyük düşünmek, Türkiye'nin yüksek menfaatlerini birinci sıraya koymak durumundayız. Milletimizin bu gerçeğin farkında olduğunu düşünüyorum. Yeri geldiğinde küçük bir yavruya sığınak olan, yeri geldiğinde tankların karşısına dikilebilen yürekler olarak, bu milletin ferasetine güveniyorum."


Muhabir: Hatice Şenses Kurukız

Kaynak: AA