Hakkını teslim etmek lâzım; Başbakan “tutuksuz yargılamanın” esas olduğunu ilk kez söylemiyor.

Eleştiri ve şikâyetini yanlış adrese de göndermiyor.

Öyleyse neden çaresizlik görüntüsüne giriyor?

Önceki gece “Teke Tek” adlı TV programında ekrana yansıyan Tayyip Erdoğan görüntüsü, tanıdığımız Tayyip Erdoğan’a pek benzemiyordu.

Özel Yetkili Mahkemeler’in hakim ve savcılarına daha önce yaptığı telkinleri tekrarlamak, istediği bir şeyi ikinci, üçüncü kez istemek Başbakan’ın tarzı değildir.

Ama o programda bunu yaptı.

“Genelkurmay Başkanı’nı niye içeri atıyorsun arkadaş; tutuksuz yargıla” dedi.

En değerli tanık...

Başta İlker Başbuğ olmak üzere tutuklu askerlere “terör örgütü üyesi” demenin çok ciddi bir yanlış olduğunu belirterek “Bu affedilemez” dedi;

“Bu tanımlamayı yapanlar şu anda bulundukları makam itibarıyla kendilerini sağlam görseler bile tarih onları affetmez. TSK bir örgüttür ama terör örgütü değildir, anayasal bir örgüttür!”

Bu söyledikleri Başbakan Erdoğan’ı Balyoz sanıklarının bir anda tahliyelerini sağlayacak değerde bir tanık durumuna getiriyor.

Başbakan davalar üstünde çalıştığı için mi, yoksa seçmenin nabzındaki değişimden etkilendiği için mi tutumunu bu kadar net hale getirdi?

Çünkü Metropoll Araştırma Şirketi’nin son çalışması, hükümetin yargıya müdahale ettiğini düşünen seçmenlerin yüzde 54 gibi bir orana dayandığını belirliyor.

Daha önemlisi şu ki “yargıya müdahale arttı” diyen AKP’li seçmenin oranı da yüzde 42’yi buluyor.

Bu sıkıntının çözülmesi lâzım; ama nasıl?

İktidarın hazır bir planı bulunmuyor; Erdoğan’ın üslubundan belli.

Eski Genelkurmay Başkanı dahil tutuklu yüzlerce askeri, terör örgütü üyesi olarak niteleyenlere, bir uyarı - tehdit gönderiyor.

“Kendilerini sağlam da görseler tarih onları affetmez” diyor.

Cemaatin rolü aranıyor

Mesajın adresi nedir?

İşaret parmakları Gülen cemaatini gösteriyor.

Mesela Economist dergisinin son sayısında çıkan tahlil, “AKP hükümetinin arkasına sığınan Gülen hareketinin 1990’lar sonunda peşlerine düşen generallere karşılık verdiği” iddiasını sütunlarına almış.

Cemaatin bu işi, polis ve yargı içindeki uzantılarından yararlanarak yaptığı savunuluyor.

Cumhuriyet’e verdiği demeçte ABD’nin eski Türkiye Büyükelçisi Edelman da olayları aynı yönde yorumluyor.

Başbakan Erdoğan’ın başlangıçta darbe davalarından yararlandığını fakat şimdi bu davaları açan güçlerden kendisinin de kaygı duyuyor olabileceğini söylüyor.

Her neyse; insaf ve adalet duygusunu ağır şekilde yaralayan bu sorun artık çözülmelidir.

Yargının bağımsızlığı ilkesi, sorunu sürüncemede bırakmanın bahanesi olamaz.

Gazetevatan