Türkiye'de ilk kez bir ağır ceza hakimi TV programına katıldı. Gazeteci Çağlar Cilara'nın konuğu ağır ceza hakimi Dr. Enver Kumbasar oldu.

28 yıllık ağır ceza hakimi Dr. Kumbasar, KRT'de Çağlar Cilara'nın programına konuk olarak yargıyla ilgili yaşanan sorunları anlattı. Sulh Ceza Hakimliklerini eleştiren Kumbasar, Hukuk Fakülteleri'ndeki eğitimin Adalet Bakanlığı'nca verilmesi önerisine karşı çıktı, uzun tutukluluklardan şikayet etti ve Başkanlık sistemine karşı çıktı.

Kumbasar ayrıca, hakim ve savcıların mesleğe başlamadan önce girdikleri mülakat sistemine yönelik eleştiriler getirdi. Kumbasar, Sulh Ceza Hakimlikleri ile ilgili, "tutuklama dahil dava açılmadan önce savcılık işlemleri sırasında savcının kendisinin yapamayacağı, bir hakim kararına ihtiyaç duyduğu noktalarda o kararları verecek hakimlikler olarak karşımıza çıkıyor" ifadelerini kullandı ve şöyle konuştu:

SULH CEZA HAKİMLİKLERİNİN YAPISINA ELEŞTİRİ

"Sulh ceza yargıçlıkları. Bu yeni getirilen bir kurum. Tutuklama dahil, dava açılmadan önce savcılık işlemleri sırasında savcının kendisinin yapamayacağı, bir hakim kararına ihtiyaç duyduğu noktalarda o kararları verecek hakimlikler olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü Sulh Ceza Hakiminin verdiği kararı savcı yapamaz, mesela tutuklama kararını hakim verecek. Veya birşeye el konulacak, bir yere arama yapılacak, bunları Sulh Ceza Hakimliği verecek. O ihtiyacı karşılamak için konuldu. Bu hakimliklerin kararlarına karşı itiraz kurumu var, olması da gerekiyor. Çünkü, İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasamız kademeli yargılama getirmiştir. Yani, bir yargıdaki birimin kararına karşı bir üst birime itiraz edilmesi gerekir. Fakat burada her nedense bunun bir üst mahkemesi veya güvenceli mahkemesi Asliye Ceza Mahkemesi yada Ağır Ceza Mahkemesi olabilirdi. Ama bunu böyle yapmadı yasa koyucu. Yine diğer Sulh Ceza Mahkemesini görevlendirdi. Enteresandır, Anayasa Mahkemesi bu kuralı anayasaya aykırı görmedi. Ben Anayasa Mahkemesinin bu görüşüne katılmıyorum. Mahkemelerde atamalarla ilgili şikayetleri de dikkate aldığınızda bu hep sorun olmuştur. Burada kademeli bir yargılama düşünülmeliydi. Bu da olmayınca, son dönem uygulamalarda bir kesimce adil olmadığı düşünülünce böyle haklı bir şikayet gündeme geldi."

"SAÇIMI BAŞIMI YOLUYORUM"

"26-27 yaşındaydım. Ağır ceza mahkemesi üyesi olarak başladım. Bu sistem değişmemiş. Günümüzde, stajını, adaylık dönemini tamamlayan hukuk fakültesi mezunları yada şimdi avukatlıktan da alınıyor, onların büyük adliyelere geldiklerini ve ağır ceza mahkemelerinde üye olduklarını görüyorum ve inanın saçımı başımı yoluyorum. Nasıl karar verdiklerine bakmam ben. Bunlar çok ağır davalar, bunlar insan yaşamları ile, insan hayatıyla ilgili davalar. Bazı ülkeler bunu o kadar önemsemişki, örneğin İngiltere'de hakim savcı olmanız için 10 yıllık avukat olmanız lazım. Avukat olmanızda o kadar kolay değil. Bir hakim savcı en genç 40 yaşında. Avukatlık mesleğinden hakimliğe geçişin daha da sayısının artırılması görüşündeyim. Geçişte daha sıkı kurallar konulabilir." 

İNGİLTERE HAKİM VE SAVCI ALIRKEN HANGİ KRİTERLERİ İSTİYOR?

"Hukuk bilgi ve tecrübe, sağlam muhakeme, 10 yıllık avukatlarda bunları arıyor. İletişim kurma ve dinleme yeteneği, dürüstlük ve bağımsızlık, insanları ve toplumu anlama, kibarlık, entelektüel ve analitik düşünme yetenekleri, otorite kurma ve davayı yönetme, adil ve tarafsız olma, olgun ve sağlam mizaca sahip olma, bunları tespit edip öyle alıyor."

HUKUK FAKÜLTELERİ'NDEKİ EĞİTİMİN BAKANLIK TARAFINDAN VERİLMESİNE KARŞI ÇIKTI!

"Hukuk Fakülteleri'ndeki eğitiminin Adalet Bakanlığı tarafından belirlenmesi kabul edilebilir birşey değil. Bu ancak şöyle olabilir; Hukuk Fakülteleri ile oturup toplantı yaparsınız, görüş alırsınız, birşey paylaşırsınız, fakültelerden talebiniz olur. Hukuk fakültelerinin özerk yapısı korunmalı, Adalet Bakanı'nın eğitimi belirlemesi sağlıklı sonuçlar doğurmaz."

HAKİM VE SAVCILARIN MESLEĞE GİRİŞLERİNDEKİ MÜLAKAT SİSTEMİNDE SORUNLAR VAR

"Mülakat ve adaylık kabulü çok önemli. Çünkü herşey buradan başlıyor. Burada siz kimi alırsanız onunla yargıyı oluşturuyorsunuz. Örneğin ben bir güç olarak olarak buraya şu grup insanı alırsam bununla devam ederim, başka bir grup alırsam onunla devam ederim. Bu mülakatı yapacak, bu kabulleri yapacak heyetin oluşması da çok önemli, hayati bir nokta. Bu hep aslında sadece son dönem değil, daha önceki dönemlerde de eleştiri konusu olmuş, sorun olmuş belki. Ama son dönemlerde daha çok olmuş, basına da çok şey yansıdı. Mülakat heyetinin yapısına baktığımızda şunu görüyoruz; bunlar çoğunlukla bakanlık personeli. Bunun HSYK bünyesinde olması lazım. Bu mülakat heyetinin kuruluş itibariyle insanlarda şu duyguyu uyandırması gerekiyor; bu kurul nesnel bir değerlendirme yapacak, objektif değerlendirme yapacak. Bundan en küçük bir sapma hissi uyandıracak bir davranış, bir sonuç çıktığında bu mesleğe girecek olan insanların kuşkuları artıyor. Duyuyoruz, üç dert kez bu mülakatlara girip, yazılı sınavda çok başarılı olmasına karşın mülakatları aşamamış adaylar olmuş, bunu bir yara olarak dile getirmek istedim, bu çok önemli."

UZUN TUTUKLULUKLARA KARŞI ÇIKTI

"Birçok insan tutuklandı, yargılandı, müebbetlik davalardı. Bu kararlar verildi, sonra 3-5 yıl geçti, dosyalar yeniden ele alındı, bu kez müebbet alanlar tahliye oldu. Uzaydan baktığınızda bu ülkede ne oluyor, yargı bu mu, adalet hangisi diye bir kuşkuya, kaygıya kapılmaz mısınız? Ardından tırnak içerisinde paralel yapılanma ile ilgili davalara bakalım, tabi bunlar nasıl sonuçlanacak bilemiyoruz, bütün bunlar insanlarda bu anlamda adalete olan güveni zedeliyor. Öte yandan sıradan insanların davaları da çok sağlıklı değil diyebiliriz adliyelerde. Bir defa çok uzuyor davalar, çok dava var."

TUTUKLU YARGILAMALARI ELEŞTİRDİ

"Tutuklama ile ilgili Türk yargısı dün bir sorun yaşıyordu, bu sorun devam ediyor ve bu sorun aşılmamıştır."


http://www.hukukihaber.net/gundem/ilk-kez-bir-agir-ceza-hakimi-tv-programina-katildi-ve-sunu-soyledi-sacimi-basimi-yoluyorum-h69272.html