Dolandırıcılar, son dönemde geliştirdikleri yeni bir yöntemde adliyeyi de kullanmaya başladı. Başkalarına ait kimlik bilgileriyle icra dairelerine giden dolandırıcılar, 30 liralık masrafla yazdıkları yüksek miktarda rakamlarla ilamsız icra takibi başlatabiliyor. İlamsız icra takibinde, herhangi bir belgeye veya mahkeme kararına gerek duyulmuyor. Borcu olmadığı halde ödeme emri alan vatandaşlar, yanlışlık olduğunu zannederek itiraz etmiyor. Kanunen 7 gün içinde itiraz yapılmadığı takdirde borcu kabul etmiş sayıldığı için dolandırıcı, devletin gücüyle mağdura icra gönderiyor. Bu durumda mağdurun, borçlu olmadığını ispatlamak için dava açması gerekiyor.

Denizli 1. Sanayi Sitesi 154. Sokak'ta, Renoser adlı dükkanında oto tamir ve LPG işi yapan Osman Refik Esmek de icra mağdurlardan birisi. Esmek, İstanbul Büyükçekmece 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nden çek borcu olduğuna dair ihbarnamenin muhtarlığa bırakılmasıyla durumu öğrenmiş. İhbarnameyi görünce şaşırdığını belirten Esmek, "Ben çeki ve muhatabı hiç tanımıyorum. Ticari hayatımda da hiç bu kadar büyük hacimli bir çek yok. Çeki dördüncü şahıs olarak güya biz cirolamışız görünüyor. İcraya da bizden başlamışlar. İcra tebligatı, avukat masraflarıyla beraber 46 bin lirayı buluyor." diyor. Çekin üzerinde yazılanlardan sadece ad, soyad ve kimlik numarasının doğru olduğunu, telefon ve adresin bile tutmadığını kaydeden Esmek, şunları anlatıyor: "Cirodaki imzaların tek kalemden çıktığını anladık ve hemen avukatımıza başvurduk Allah'tan bir gün kala bu işi fark ettik. Avukat, 'İyi ki bugün buraya getirmişsiniz. Yarın gelseydiniz, şu anda bu 46 bin lirayı ödüyor olacaktınız.' dedi. Bu bir furya halini almış, şirketlerde pek olmuyor ama bu iş şahıs firmalarında ise eğer ihbarnameyi fark edemeseniz geciktiyseniz dire hacze gelebiliyorlar.

OLMAYAN BORÇ, KANUNİ YOLLARLA TAHSİL EDİLİYOR

Denizli Barosu Başkanı Müjdat İlhan, ilamsız takibin vatandaşlara hukuki anlamda zorluk yaşatan bir uygulama olduğunu söylüyor. ilamsız icrada kendisini alacaklı gibi gösterip yine yasaya uygun bir şekilde herhangi bir alacak belgesine dahi dayanmasa ödeme emri düzenletilebileceğini vurgulayan İlhan, "Borçlu olarak belirlediği kişiye yine yasal yollardan, herhangi bir icra müdürlüğü vasıtasıyla gönderiliyor. Tebligatı alan vatandaşımız, evrağı inceledikten sonra belki o andaki iş yoğunluğu, belki hukuki anlamda başına gelebilecekleri bilmemesi, belki de bu tür bir alacak borç ilişkisi olmadığı ve alacaklı kişiyi tanımadığını düşünerek hiçbir işlem yapmıyor. Tebliğ aldığı günden itibaren hiçbir işlem yapmadan yedi günü geçirdiğinde de aleyhindeki bu icra takibi kesinleşmiş oluyor." diye konuştu.

İcra takibinin kesinleşmesinin, İcra İflas Kanun'un borçlular adına yapılması gereken bütün işlemlerinin o icra dosyası adına da yapılması anlamına geldiğini vurgulayan Baro Başkanı İlhan, "Bu da kişinin taşınır taşınmaz, banka hesaplarının tamamına, varsa maaşına haciz konulması anlamına gelir. Vatandaşımız, evrak geldiği zaman icra müdürlüğüne, 'Benim böyle bir borcum yoktur.' şeklinde vereceği bir itirazla durdurabileceği icra takibi, artık menfi tespit davasına konu edilip mahkemenin belirleyeceği oranda teminat yatırarak durdurulabilir. İtirazı ilk anda yapmadığı için kendisini hukuken daha zor bir sürece sokmuş olur." şeklinde konuştu.

Vatandaşların, gelen her türlü evrağı kendisi yorumlayamıyorsa mutlaka bir avukata götürüp yapılması gerekeni sormasını tavsiye den İlhan, kimlik bilgileri ele geçirilen kişiler adına şirket kurulabildiği ve çek koçanı alınabildiği gibi her türlü işlem yapılabildiğini vurguladı: "Öncelikle kimlik fotokopisini bir yere bırakmak zorundaysa hangi işlem için bırakıldığını üzerine yazsın. Mesela 'Telefon makinesi alımı içindir', 'Telefon hattı alımı içindir' gibi. Ayrıca sosyal paylaşım sitelerinde kimlik bilgilerinin yayılması da bu konuda da hassas olunmasını gerektirmektedir."

sondakika cihan hb