Obama konuşmasında Hz. Muhammed'e hakaret içeren film ile filmin yayınlanmasından sonra Ortadoğu'da Amerikan misyonlarına yönelik saldırıları kınadı. Aşırılıktan en fazla zararı Müslümanların gördüğünü ifade ederken, düğününe beş gün kala şehit düşen Özkan'dan bahsetti. Obama, "Bingazi'de Amerikan diplomatların öldürüldüğü gün İstanbul'da bir Türk polis memuru da öldürüldü. Düğününe sadece birkaç gün vardı." ifadelerini kullandı. Şiddet ve bölücü siyasetin artık bir kenara bırakılması gerektiğini vurguladı. "Gelecek, Mısır'da Kıpti Hıristiyanları öldürenlerin değil, Tahrir Meydanı'nda 'Müslümanlar, Hıristiyanlar, hepimiz biriz' diye bağıranların olmalı." dedi. ABD Başkanı, hakaret filmini de 'iğrenç, tiksindirici ve çok ilkel' olarak nitelendirirken, "Bu sadece Müslümanlara değil, aynı zamanda Amerika'ya da hakaret." diye konuştu. ABD'nin Müslümanların evi olduğunu belirtti. Filmin yasaklanmasının ise ABD Anayasası gereği mümkün olmadığını ifade etti. Obama, "Anayasamız özgür konuşma hakkını koruyor. Benim gibi, Amerikalıların çoğunluğu Hıristiyan. Ama bizim için çok kutsal değerlere yapılan saldırıları da yasaklamıyoruz." şeklinde konuştu. Obama, filme karşı düzenlenen şiddet içerikli gösterileri de kınarken, "Hiçbir video elçiliğimize saldırıyı meşru kılmaz." dedi.

Obama kasımdaki başkanlık seçimleri öncesi yaptığı son uluslararası konuşmada Ortadoğu'daki Amerikan karşıtı şiddet olaylarına rağmen Arap Baharı'nın 'bir ilerleme' olduğunu belirtti. Suriye halkının acılarının sona ermesi için Beşşar Esed rejiminin son bulması gerektiğini söyledi. İran'ın nükleer krizinin de diplomasi ile çözülmesini istediğini dile getiren Obama, ancak bu sürecin açık uçlu olmadığını vurgulayarak, "ABD, İran'ın nükleer silahlara sahip olmaması için zorunlu olan her şeyi yapacaktır." dedi.