AB ile Türkiye arasında varılan anlaşma gereği dün (pazartesi) Yunanistan'ın Sakız ve Midilli adalarından ilk mülteciler, İzmir Dikili'ye iade edildi. İade işleminin yarın (çarşamba) devam etmesi beklenirken işlemlerin sağlıklı ve süratli yürütülebilmesi için AB bünyesindeki Frontex'ten gelen 50 Fransız personel, Sakız Adası'na geldi. Sakız Adası'ndaki kamptan kaçarak Sakız Limanı'na gelen 400 kadar mültecinin büyük bölümü, kendilerine müdahale olabileceği söylentisi üzerine kayıplara karıştı. Limanda bekleyen mültecirden bazılarının denize girdiği gözlendi.

İADE EDİLMEYECEKLERİ YALANIYLA YOLA ÇIKMIŞLAR

Limanda bekleyenlerden isminin açıklanmasını istemeyen Suriyeli bir mülteci, organizatörlerin oyununa geldiklerini belirterek, 'Bizi getiren organizatör, 20 Mart'tan sonra Sakız'a gelen ve iade edilecek her bir Afgan, Afrikalı, Bangladeşli mülteci karşılığında da, Türkiye'deki mülteci kamplarında kalan bir Suriyeli'nin Avrupa'ya gönderileceğini söyledi. Ayrıca 'Sakız'a gelen Suriyeliler'i de doğrudan uçakla Almanya'ya gönderecekler' dedi. Bu nedenle çoluk çocuk ölüm yolculuğuna çıkmayı göze aldık. Buraya geldiğimizde bizi doğruca VİAL Mülteci Kampı'na götürdüler ve iade edileceğimiz söylendi. Biz de bunun üzerine kamptan kaçarak Atina'ya gidebilmek umuduyla şehir limanına geldik. Ama Atina seferleri yapan gemiyi buraya yanaştırmıyorlar. Burada sefil olduk. Şimdi de 'Geri iade edilmeyi kabul edenlere 2 bin Euro verilecek' diyorlar. Çünkü iltica başvurusunun sonuçlanması en az 6 ay sürermiş. Burada bize bakmak yerine geri iade edilmemiz AB'nin işine gelecek. Ben kendi adıma razıyım, versinler 2 bin Euro Türkiye'ye geri dönüp kampta kalmaya razıyım. Belki yasal yollardan uçakla Almanya'ya gitme şansımız da olur' dedi.

İade anlaşmasının umut yolcularında hoşnutsuzluk yarattığını söyleyen Suriyeli Yusuf adlı mülteci ise, 15 gün önce 9 kişilik ailesiyle kişi başı 700 dolar ödeme yaparak Sakız Adası'na geçtiklerini belirterek, 'Bizi buraya getiren şişme botta 75 kişiydik. Türkiye'ye geldiğimizde Türk hükümeti bizi önce 20 gün boyunca Şemdinli'de bin 500 ailenin kaldığı hapishane gibi bir yerde tuttu. Eğer Türkiye'de bize daha iyi imkanlar sunulsaydı, orasını terk edip, buralara gelmezdik. Birçok akrabamız Almanya ve Fransa'da. Bizler de onların yanlarına gitmek istiyoruz' dedi.

PARALARI İNSAN TACİRLERİNDE

Kucağında 5 aylık kızı Julenar'le IŞİD'ten kaçtıklarını söyleyen Suriyeli Okpa (33), 'Biri 1.5 yaşında, diğeri de 5 aylık 2 kızım ve eşimle birlikte Suriye'den kaçtık. Türkiye'ye gelene kadar toplam 2 bin dolar, Türkiye'den buraya gelene kadar 1400 dolar verdik; insan tacirlerine. Tüm paramızı yollarda harcadık. Şimdi hiç paramız kalmadı. Kardeşlerim ve akrabalarım Almanya'da. Suriye'de kimsemiz kalmadı. Çocuklarımın iyi bir gelecekleri olsun istiyorum. Bizi ölüme göndermesinler. Çocuklarım yaşasın istiyorum' dedi.

MÜLTECİ GEÇİŞLERİ DURMADI

Öte yandan Son 24 saatte Ege'de, mülteci geçişi de durmadı. Yunan adalarına geçmeyi başaran yaklaşık 500 sığınmacıdan 187'sinin Midilli'ye, 199'unun Sakız ve Samos adalarına, diğerlerinin ise diğer adalara lastik botlarla çıktığı belirtildi.

PLASTİK KELEPÇE TEPKİSİ

Ayrıca dün (pazartesi) Midilli üzerinden Türkiye'ye gönderilen sığınmacıların, Yunanistan'ın Kavala kentindeki mülteci kampından alınarak feribota bindirilişi sırasında ikişerli gruplar halinde birbirlerine plastik kelepçeyle kelepçelendiği ortaya çıktı. Sivil toplum kuruluşları bu görüntüye Yunan basınında tepki gösterdi.

Kaynak: DHA