MUHSİN BAY: Kıymetli Haber7 okuyucuları, El Halil şehrindeyiz. Rabbimiz tarafından etrafı mübarek – bereketli  kılınan topraklardayız. Kudüs’e 20-30 km uzaklıkta bulunan El Halil şehrindeyiz. Peygamber efendimizin soyunun yeşerdiği topraklardayız. El Halil camii’nin içindeyiz, Allah Elçilerinin ebedi istirahatgahlarının olduğu bir kabristandayız adeta. Başka bir deyişle El Halil ür-Rahman’dayız. Hocam Halilullah (Allah’ın Dostu) olarak bilinen Hz İbrahim, (AS)  Kur’an-ı Kerim de nasıl anlatılır.?

NECMETTİN NURSAÇAN: Değerli kardeşlerim malumunuz Peygamber Efendimiz, İbrahimi din diye tabir edilen, Kur’an da da Hanif din anancı diye adlandırılan yani Tevhid inancına mensuptu. Tek Allah inancı ile hayatını sürdürüyordu.

Cahiliye devrinde, süet olduktan sonra Kabe'yi ziyaret eden kimseye hanîf denilirdi. Bu tür ibadetleri yapanlar Hz. İbrahim ( a.s.) dininden geriye kalanlardan bazılarıydı.

Kur'an-ı Kerim'de hanif kelimesi on yerde, çoğulu hunefa ise iki yerde geçmektedir. Bu on iki yerin dokuzunda hanifliğin müşriklikten farklı ve onun karşıtı olduğu belirtilmekte, aynı zamanda sekiz yerde de Hz. İbrahim ( a.s.)'ın imanını ifade etmekte, bu sekiz yerin birisinde de din manâsına gelen millet kelimesi yer almakta, bir yerde de bizzat Hz. İbrahim (a.s.)'ın kendini hanif diye nitelemektedir.

Hanif kelimesi Kur'an-ı Kerim'de bir taraftan Hz. İbrahim (a.s.)'ın imanını ifade etmek için ve müşrikliğin karşıtı olarak kullanılırken, diğer taraftan Hz. İbrahim (a.s.)'ın Hristiyan ve Yahudi olmadığı , bilakis Ehl-i kitabın hanifler olarak Allah'a kulluk etmekle emrolunduğu vurgulanmaktadır.

Hanifliği, Yahudilik ve Hristiyanlıkta aramanın gereği yoktur. Hepsi bir Allah'ın dinidir. Zamanla bazı bozulmalar olmuş, İslam bütün bozulma ve eğrilikleri düzelterek, güzelliklerin devam etmesine müsaade etmiş, yanlışlıkları ise tashih etmiştir.

Nitekim Kur'an-ı Kerim,

"Ey Ehl-i kitap, İbrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz? Halbuki Tevrat ve İncil kesinlikle ondan sonra indirildi. Siz hiç düşünmez misiniz?.."

"İbrahim ne Yahudi ne de Hristiyan'dı, fakat o bir hanif ve müslümandı, müşriklerden de değildi."(Âl-i İmran SÜRESİ, 3/65, 67.ayetler)

buyurarak hem hanifliğin Yahudi ve Hristiyanlıktan önce olduğunu kesin bir dille ifade eder, hem de Hz. İbrahim (a.s.)'ın yerini belirler.

Hanifliğin, Araplardan putlara tapmayan, bir tek ilahın varlığına inanan ve O'na kulluk eden bir cemaate işaret ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunlar hunefa veya ahnef diye de bilinirler ve bizatihi kendileri Yahudi ve Hristiyan olmadıklarını, Hz. İbrahim (a.s.)'ın dinini takip ettiklerini ve Allah'a şirk koşmadıklarını ifade ederler.

Hanif kelimesinin, Kur'an'daki anlamıyla hadislerde de geçtiğini görmekteyiz. Hz. Peygamber (s.a.v) :

-"Allah katında hangi din daha makbuldür?" diye sorulduğunda 

-"Kolaylaştırılmış Haniflik" diye cevap vermiştir.

Buhari'de geçen başka bir rivayete göre , Zeyd b. Amr b. Nüfeyl, hakiki dini aramak amacıyla Şam'a gitmiş, rast geldiği bir Yahudi ve Hristiyan alimlerine dinlerini sorup, beklediği cevabı alamayınca kendilerine hangi dini önerdiklerini sormuş, onlar da hanifliği tavsiye etmişler, hanifliğin ise İbrahim (a.s.)'ın dini olduğunu, O'nun Hristiyan ve Yahudi olmadığını, sadece Allah'a kulluk ettiğini belirtmişlerdir.

Peygamberimizin (s.a.v), "Allah, kullarımın hepsini Hanif olarak yarattım, buyurdu." ifadesi ile "Ben Yahudilik ve Hristiyanlık ile değil, kolaylaştırılmış Haniflikle gönderildim." sözü beraber düşünüldüğünde, hanifliğin, bütün peygamberlerin tebliğinde ortak olan ilkeleri içine aldığı ve İslamın da bu ilke ve esasları yaşatan bir din olduğu ve Hz. İbrahim (a.s.) gibi Hz. Peygamber (s.a.v)'ın da aynı dini tebliğ ettiği sonucuna varılabilir.

Değerli Haber7 okuyucuları, Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) : “Ben babam İbrahim’in duası, kardeşim İsa’nın müjdesi aem Amine’nin rüyasıyım’’ buyurmuşlardır. Çünkü İbrahim Peygamberin duaları esnasında, Kur’an da geçen Ayet-i Kerime mealen şöyle, bakara suresi  129. Ayetinde: ”Ey Rabbimiz! Onlara, içlerinden senin âyetlerini kendilerine okuyacak, onlara kitap ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir peygamber gönder. Çünkü üstün gelen, her şeyi yerli yerince yapan yalnız sensin.” diye dua etmişlerdi.

Efendimiz de:

-“İşte o duanın kabul olmuş şekliyim’’ buyurur.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Kanuni Sultan Süleyman’ın, Sultan ikinci Abdülhamit’in eseri hatırası bulunan bir mabetteyiz. El Halil şehri. İbrahim Aleyhisselam malum Halilullah bu Kur’an da geçen bir ayetten veriliyor. “Allah Hz. İbrahim’i dost edindi.” (Nisa SÜRESİ 4/125. ayet)

Peygamberimiz Habibullah Hz. Muhammed aleyhisselam(sav) Habibullah yani Allah’ın sevgili kulu.

İbrahim aleyhisselam, Halilullah yani Allah’ın sevgili Dostu. Diye adlandırılmıştır kutsal kitabımızda.Değerli kardeşlerim İbrahim Aleyhisselam’ın daha çok ömrü de burada geçtiği için bu şehrin adı El Halil şehri olmuştur.

MUHSİN BAY: Kıymetli hocam El Halil Camii’nde hangi Peygamber kabirleri bulunmaktadır.?

NECMETTİN NURSAÇAN: Bakınız değerli okuyucularımız, Rabbimize hamd ederiz ki burada bulunan, hem bu mabedi, hem bu mabette kabirleri bulunan İbrahim Aleyhisselam, İshak aleyhisselam, Yakup aleyhisselam Yusuf aleyhisselam, Refika aemiz ve Sare aelerimiz’in kabirlerini ziyaret imkânı verdi Rabbimiz. Ecdadımızın izlerini görüyoruz. Hemen şu önümüzde gördüğümüz kısım İbrahim Aleyhisselamın makamıdır ve hemen onun başucunda da Osmanlı sancağını görüyoruz. Yani devletimizin burada işte böyle izleri var.

MUHSİN BAY: Hocam Haber7 okuyucuları için Hz. İbrahim ve babası arasında geçen diyalogları Kur’an  bizlere nasıl anlatıyor?

NECMETTİN NURSAÇAN: Muhsin bey kardeşim Kur’an da geçen Hz. İbrahim AS ile ilgili kıssa ayetler çok önemlidir. Efendim İbrahim Aleyhisselam’ın bilindiği gibi babası kimdi? Put yapıp satan bir adam, Azer idi. Hz. İbrahim ile babası arasında ki ve kavmi arasında ki mücadeleyi Kur’an da En’am süresinden birkaç ayetle izah etmeye çalışayım:

42. Bir zaman o babasına dedi ki: Babacığım! Duymayan, görmeyen ve sana hiçbir fayda sağlamayan bir şeye niçin taparsın?


43. Babacığım! Hakikaten sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Öyle ise bana uy ki, seni düz yola çıkarayım.


44. Babacığım! Şeytana kulluk etme! Çünkü şeytan, çok merhametli olan Allah'a âsi oldu.


45. Babacığım! Allah tarafından sana azap dokunup da şeytanın yakını olmandan korkuyorum.


46. (Babası:) Ey İbrahim! dedi, sen benim tanrılarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen, andolsun seni taşlarım! Uzun bir zaman benden uzak dur!


47. İbrahim: Selâm sana (esen kal) dedi, Rabbimden senin için mağfiret dileyeceğim. Çünkü O bana karşı çok lütufkârdır.


48. Sizden de, Allah'ın dışında taptığınız şeylerden de uzaklaşıyor ve Rabbime yalvarıyorum. Umulur ki (senin için) Rabbime dua etmemle bedbaht (emeği boşa gitmiş) olmam.


49. Nihayet İbrahim onlardan ve Allah'tan başka taptıkları şeylerden uzaklaşıp bir tarafa çekildiği zaman biz ona İshak ve Yâ'kub'u bağışladık ve her birini peygamber yaptık." (Meryem süresi, 19/42-49.ayetler)


74. "İbrahim, babası Âzer'e: Birtakım putları tanrılar mı ediniyorsun? Doğrusu ben seni de kavmini de apaçık bir sapıklık içinde görüyorum, demişti. (En’am SÜRESİ 6/74. ayet)

MUHSİN BAY: Sayın Hocam bilmeyenler ilk defa duyacaklar için Allah’ın varlığının delilinin en somut örneklerinden biri olarak anlatılan ve Kur’an-ı Kerim’de bahsedilen bir kıssa var? Hz. İbrahim’in tek olan Allah’ı, bir olan Allah’ı arayışını Kutsal Kitabımız nasıl anlatıyor?

NECMETTİN NURSAÇAN: Muhsin bey kardeşim sözü ne güzel yere getirdiniz bir yanda Hz.İbrahim (AS)’ın kabri bir yandan ecdad yadigarı bu mescitte İbrahim Peygamber’in tevhid inancını arayışına bir bakalım. Bakınız Kur’an bu kıssayı nasıl anlatıyor:

‘’Böylece biz, kesin iman edenlerden olması için İbrahim'e göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk.
Gecenin karanlığı onu kaplayınca bir yıldız gördü, Rabbim budur, dedi. Yıldız batınca, batanları sevmem, dedi.
Ay'ı doğarken görünce, Rabbim budur, dedi. O da batınca, Rabbim bana doğru yolu göstermezse elbette yoldan sapan topluluklardan olurum, dedi.

Güneşi doğarken görünce de, Rabbim budur, zira bu daha büyük, dedi. O da batınca, dedi ki: Ey kavmim! Ben sizin (Allah'a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım.
Ben hanîf olarak, yüzümü gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah'a çevirdim ve ben müşriklerden değilim.’’

MUHSİN BAY: Kıymetli Hocam Hz. İbrahim'in Kavmi İle Mücadelesi, Putları Kırması ve bilindik bir kıssa yaşanmış hikaye olan  Ateşe atılması Kur’an da nasıl anlatılıyor?

NECMETTİN NURSAÇAN: Bakınız Muhsin bey kardeşim ve değerli Haber7 okuyucuları, Rabbimizin her ayeti birer vesikadır insanlığın geçmişte düştükleri ve gelecekte düşecekleri buhrandan kurtulmaları için. Rabbimiz En’am süresinde mealan şöyle buyuruyor:

52. O, babasına ve kavmine: Şu karşısına geçip tapmakta olduğunuz heykeller de ne oluyor? demişti.
53. Dediler ki: Biz, babalarımızı bunlara tapar kimseler bulduk.
54. Doğrusu, siz de, babalarınız da açık bir sapıklık içindesiniz, dedi.
55. Dediler ki: Bize gerçeği mi getirdin, yoksa sen oyunbazlardan biri misin?
56. Hayır, dedi, sizin Rabbiniz, yarattığı göklerin ve yerin de Rabbidir ve ben buna şahitlik edenlerdenim.
57. Allah'a yemin ederim ki, siz ayrılıp gittikten sonra putlarınıza bir oyun oynayacağım!
58. Sonunda İbrahim onları paramparça etti. Yalnız onların büyüğünü bıraktı; belki ona müracaat ederler diye.
59. Bunu tanrılarımıza kim yaptı? Muhakkak o, zalimlerden biridir, dediler.
60. (Bir kısmı:) Bunları diline dolayan bir genç duyduk; kendisine İbrahim denilirmiş, dediler.
61. O halde, dediler, onu hemen insanların gözü önüne getirin. Belki şahitlik ederler.
62. Bunu ilâhlarımıza sen mi yaptın ey İbrahim? dediler.
63. Belki de bu işi şu büyükleri yapmıştır. Hadi onlara sorun; eğer konuşuyorlarsa! dedi.
64. Bunun üzerine, kendi vicdanlarına dönüp (kendi kendilerine) "Zalimler sizlersiniz, sizler!" dediler.
65. Sonra tekrar eski inanç ve tartışmalarına döndüler: Sen bunların konuşmadığını pek âlâ biliyorsun, dediler.
66. İbrahim: Öyleyse, dedi, Allah'ı bırakıp da, size hiçbir fayda ve zarar vermeyen bir şeye hâla tapacak mısınız?
67. Size de, Allah'ı bırakıp tapmakta olduğunuz şeylere de yuh olsun! Siz akıllanmaz mısınız?
68. (Bir kısmı:) Eğer iş yapacaksanız, yakın onu da tanrılarınıza yardım edin! dediler.
69. "Ey ateş! İbrahim için serinlik ve esenlik ol!" dedik.
70. Böylece ona bir tuzak kurmak istediler; fakat biz onları, daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk." (Enbiya süresi, 21/52-70.ayetler)

MUHSİN BAY: Hocam, bir babanın oğlunu kurban etmesi nasıl bir duygudur? Zira bu  Hz. İbrahim’in Rabbine verdiği bir  sözdü. Hz İsmail’in teslimiyeti nasıl anlatılır kutsal kitabımızda ve insanlığa kurban nasıl hediye olarak kaldı?

NECMETTİN NURSAÇAN: Değerli Haber7 okuyucuları bu kıssa Kur’an-ı Kerim de şöyle anlatılır:

100. O : "Rabbim! Bana sâlihlerden olacak bir evlat ver", dedi.
101. İşte o zaman biz onu uslu bir oğul ile müjdeledik.
102. Babasıyla beraber yürüyüp gezecek çağa erişince: Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin? dedi. O da cevaben: Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun, dedi.
103. Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca:
104.Biz ona: " Ey İbrahim!" diye seslendik.
105. Rüyayı gerçekleştirdin.Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız.
106. Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır.
107. Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik.
108. Geriden gelecekler arasında ona (iyi bir nam) bıraktık:
109. İbrahim'e selam! dedik.
110. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız.
111. Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandır. (Saffat Süresi 37/100-111. ayetler)

MUHSİN BAY: Hocam Yüce Rabbimizin yeryüzünde beytim dediği Kabe-i Muazzama’nın İnşaası nasıl anlatılır kitabımızda.?

NECMETTİN NURSAÇAN: Muhsin bey Allah bizlere Kuran'da Hz. İbrahim'in oğlu Hz. İsmail ile birlikte Kabe'yi inşa ettiğini bildirmektedir. Binlerce dağın arasında Mekke kentinde bulunan Kabe, insanların sadece Allah'a ibadet etmek için kullanacakları bir mekan olarak inşa edilen ilk yapıdır. Allah, "insanlar için ilk kurulan ev" olan Kabe'de "Hz. İbrahim'in makamı"nın bulunduğunu şöyle bildirir:

Gerçek şu ki, insanlar için ilk kurulan Ev, Bekke (Mekke) de, o, kutlu ve bütün insanlar için hidayet olan (Ka'be)dir. Orada apaçık ayetler (ve) İbrahim'in makamı vardır. Kim oraya girerse, o güvenliktedir. Ona bir yol bulup güç yetirenlerin Ev'i haccetmesi Allah'ın insanlar üzerindeki hakkıdır. Kim de inkâr ederse, şüphesiz, Allah alemlere karşı muhtaç olmayandır. (Al-i İmran Suresi, 96-97.ayetler)

Hz. İbrahim, Allah'ın kendisine verdiği Kabe'yi inşa görevini, oğlu Hz. İsmail ile birlikte yerine getirmiştir. Allah Kuran'da, bu konuda Hz. İbrahim'e şöyle vahiyde bulunduğunu bildirmiştir:

Hani Biz İbrahim'e Ev'in (Kabe'nin) yerini belirtip hazırladığımız zaman (şöyle emretmiştik:) "Bana hiçbir şeyi ortak koşma, tavaf edenler, kıyam edenler, rükua ve sücuda varanlar için Evimi tertemiz tut. İnsanlar içinde haccı duyur; gerek yaya, gerekse uzak yollardan gelen yorgun düşmüş develer üstünde sana gelsinler. Kendileri için birtakım yararlara şahid olsunlar ve kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine belli günlerde Allah'ın adını ansınlar. Artık bunlardan yiyin ve zorluk çeken yoksulu da doyurun. (Hac Suresi, 26-28.ayetler) 

Allah Hz. İbrahim'e Kabe'nin temizlenmesini emretmiştir. Bu, fiziksel bir temizlik olabileceği gibi, manevi anlamda da bir temizlik olabilir. Dolayısıyla bu ayetle Allah Kabe'nin hem fiziksel anlamda hem de manevi anlamda (şirkten ve Allah'tan başkalarına tapan müşriklerin kirinden) temizlenmesini emretmiştir. Allah bir diğer ayette, Hz. İbrahim ve Hz. İsmail'in Kabe'yi inşa görevlerini şöyle bildirmektedir:

İbrahim, İsmail'le birlikte Ev'in (Ka'be'nin) sütunlarını yükselttiğinde (ikisi şöyle dua etmişti): "Rabbimiz bizden (bunu) kabul et. Şüphesiz, Sen işiten ve bilensin" (Bakara Suresi, 127)

Hz. İbrahim ile Hz. İsmail de Kabe'yi inşa ederlerken ettikleri dualarının sonunda Allah'ı yüceltmişlerdir. O'nun herşeyi bildiğini, işittiğini dile getirip Allah'ı övmüşlerdir. Bu da göstermektedir ki, dua sırasında da Allah'ı sıfatları ile anmak ve O'na bu sıfatlarla dua etmek makbuldür. Nitekim Allah bir ayetinde şöyle buyurur:

İsimlerin en güzeli Allah'ındır. Öyleyse O'na bunlarla dua edin. O'nun isimlerinde 'aykırılığa (ve inkara) sapanları' bırakın. Yapmakta oldukları dolayısıyla yakında cezalandırılacaklardır. (Araf Suresi, 180)

MUSİN BAY: Kıymetli Hocam Kur’an’ın ışığında Hz. İbrahim peygamberi okuyucularımıza anlatmış olduk. Son olarak neler söylemek istersiniz? Nasıl bir dua ile buradan ayrılmak güzel olur?

NECMETTİN NURSAÇAN: Sevgili yol arkadaşım Muhsin bey,bakınız peygamberlerin atası diye bilinen  İbrahim Aleyhisselam bakın Kâbe’yi yaptıktan sonra şu duayı yapıyordu oğlu İsmail ile birlikte:

-“ Ya Rab beni ve evladımı Müslüman eyle. Ya Rab beni ve evladımı namaz kılanlardan eyle.” Yine bir duasında da:

İbrahim Aleyhisselam:

-“Ya Rab servetin fayda vermediği günde sadece kalbi selim ile gelenin fayda gördüğü günde beni rüsva etme Ya Rab.”

 Aman ya rabbi Allah’ın dostu olan bir peygamber için bile rüsva olma ihtimali mi var ki bir peygamber böyle dua ediyor. Evladının Müslüman olmama ihtimali mi var? Namaz kılmayanlardan olma ihtimali mi var ki bir peygamber böyle dua ediyor. Bize böyle örnek oluyor. Biz her gün namazda:

-“ Ya Rab kendilerine nimetler verdiğin peygamberlerin yolunda eyle bizi. Gazabına uğramış sapıtmışların yollarına iletme ya rabbi bizi.”diye günde kırk defa dua ediyoruz.

MUHSİN BAY: Mescid-i Aksanın etrafı mübarek kılınan topraklarda yaşanan peygamberler tarihindeki yaşanmış kıssaları Kur’an’ın ışığında sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz inşallah. Bir sonraki yazı dizimizde görüşmek dileği ile hoşçakalın, Allah’a emanet olun.

Kaynak: HABER7.COM