ADANA

Adana Merkez Sabancı Camisi'nde cuma namazı sırasında minbere çıkarak, "Üzerimde bomba var." diye bağıran sanık hakkında 5 suçtan 70 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın ilk duruşması görüldü.

Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık Mahmut Kılıçaslan (33) ile avukatı katıldı. Müştekiler Mahmut Eşfak Akkan, Özgür Vehbi Coşkun, Süleyman Doğan, Caner Karalı, cami imamı Erbil Ünüvar, Fazıl Demirci ve Yılmaz Akdoğan da salonda hazır bulundu.

Sanık Kılıçaslan, savunmasına, "Ülkeme ve milletime bağlı bir insanım, ülkeme silah çeviren ve askerlerimizi şehit eden vandal bir terör örgütü ile anılmaktan utanç duyuyorum." diyerek başladı.

Aslen Konya'nın Dedeler Mahallesi'nden olduğunu, buradan göçenlerin bir kısmının Suriye'nin Tel Abyad kentine yerleştiklerini ifade eden Kılıçaslan, bu bölgeye yoğun saldırı olduğunu öğrenince çalıştırdığı internet kafeden kazandığı bir miktar parayı yanına alarak Şanlıurfa'dan Suriye'ye geçtiğini söyledi.

Türkçe bilen taksiciyle bölgeye gidip Tel Abyad çarşısından aldığı ayakkabı ve kıyafetleri çocuklara dağıttığını, bir gün sonra yurda döndüğünü iddia eden Kılıçaslan, "Askerler, pasaportum olmadığı için bana bin lira ceza kesti. Adana'ya döndükten sonra internet kafede silahlı oyunları bile yasakladım." dedi.

Kılıçaslan, internet kafesinde savaş oyunlarını yasakladığı için işlerinin kötüye gitmesi üzerine iş yerini devredip bakkal dükkanı açtığını anlatarak, olay günü oruçlu olduğunu, maddi sıkıntıları bulunduğunu ve camide hutbe vererek insanların hayır duasını almak amacıyla Merkez Sabancı Camisi'ne gittiğini öne sürdü.

"İsteyeni umreye gönderirim"

Üzerindeki bomba düzeneğini internet üzerinden araştırarak basit şekilde yaptığını savunan Kılıçaslan, şöyle konuştu:

"Bu düzenek, patlayacak bir düzenek değildir. Ben imamın bulunduğu yere çıkarak onunla konuştum. Hutbe öncesi dua yapmaya başladığım sırada cemaatten birkaç kişi, 'Canlı bomba' deyince birden panik başladı. Benim kimseye zarar verme gibi bir niyetim yoktu. Olay günü cebimde unuttuğum meyve bıçağını bile kenarda bırakmıştım.

Ayrıca, panik halinde düzeneği polise teslim ettim. Orada bulunanlar beni yoğun şekilde darbetti."

Kılıçaslan, olay nedeniyle yaralananlardan ve zararı olan kişilerden helallik istedi.

Herkesin zararını karşılamaya hazır olduğunu kaydeden Kılıçaslan, "Ayrıca, isteyeni umreye ve tatile göndermeye de hazırım. Kesinlikle örgüte ilişkin suçlamaları kabul etmiyorum. Camide yaptıklarım bakımından ise kimseye zarar verme kastım yoktur." ifadelerini kullandı.

Kılıçaslan, bomba düzeneği yerleştirme sebebinin sorulması üzerine, "Ben olaydan 2 gün önce Kadir Gecesi olduğunu biliyordum. Camiye normal bir şekilde gittiğimde hutbede bana söz verilmeyeceğini düşündüğümden böyle bir plan yapmıştım. Yanlış beyanlarım nedeniyle mahkemenizden ve kamuoyundan özür diliyorum." şeklinde konuştu.

Cami imamı, olay anını anlattı

Sanıktan şikayetçi olan caminin imamı Erbil Ünüvar, cuma hutbesi için minbere çıktığında Kılıçaslan'ın da minbere çıktığını söyledi.

Ünüvar, şunları dile getirdi:

"Ben de daha önce İstanbul'da da Suriyeli veya ihtiyaç sahibi vatandaşların zaman zaman camiye gelip bir şeyler istemeleri nedeniyle öyle bir şey zannederek, kendisine 'İn' demedim. Şahıs, o esnada göğüsünü açarak düzeneği gösterdi ve 'Ses çıkarma.' deyince ben birden şok olarak geriye doğru gittim. O esnada şahıs mikrofona bir şeyler söyledi. Ben mikrofonu kapattım ancak söylediği sözlerden birisinin, 'Allah'ın ipine sarılın.' şeklinde Arapça bir söz olduğunu hatırlayabiliyorum.

Bu sırada korsede bulunan sarı boru şeklindeki düzeneği gördüm. Vatandaş da bu düzeneği görünce birden, 'Canlı bomba' deyince panik başladı. Milletin kaçıştığı esnada sanık kulağıma eğilerek, 'Korkma, bombayı patlatmayacağım.' dedi. Görevli ya da cemaatten biri gelerek şahsı aşağıya indirdi. Bu olay nedeniyle camide hasar meydana geldi."

Müştekiler ifade verdi

Müştekilerden Özgür Vehbi Coşkun da arbede sırasında sol bacağında ağrı ve göğsünde batma olduğu için hastaneye gittiğini belirterek, sanıktan şikayetçi olmadığını söyledi.

Caner Karalı da sanığın imamın bulunduğu yere çıktığını gördüğünü anlatarak, "Cemaat, birden 'Canlı bomba' diyerek hareketlendi. Ben sanığın tam olarak ne yaptığını görmedim. Birden panik başladı." dedi.

Fazıl Demirci de Kılıçaslan'ın imamın bulunduğu yere çıktığını, anlayamadığı şeyler söyleyerek imamdan mikrofonu almaya çalıştığını ifade etti.

Sanığın, imamın kulağına bir şeyler söyledikten sonra cemaate hitaben herhangi bir sözü olmadığını belirten Demirci, "Daha sonra birden panik başladı ve herkes çıkışa yöneldi. O esnada ben düşerek altta kaldım. Şu anda sağ kolum kısıtlı hareket etmektedir. Şikayetimden vazgeçiyorum." ifadelerini kullandı.

Sanıktan şikayetçi olan Yılmaz Akdoğan da "Cumanın sünnetini kılıp oturuyorduk. O esnada sanık, tişörtünü kaldırdı. Tişörtün altında korse sarılıydı. Bu esnada vatandaşlar, 'Canlı bomba' diyerek kapıya doğru yöneldi. Ben de yöneldim ancak izdihamdan dolayı yaralandım. Benim olayda 4 kaburgam ve omzum kırıldı. Sağ gözümde tedavi sonrası sürekli sulanma meydana gelmektedir. Halen tedavim sürmektedir. Olaydan bir hafta sonra ağzımdan kan geldi." diye konuştu.

Müştekilerden Süleyman Doğan da olay sırasında ezildiğini belirterek, başlangıçta şikayetçi olmadığını ancak davanın sonucunu öğrenmek istediği için şikayetçi olduğunu ve davalara katılmak istediğini anlattı.

Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluğunun devamına karar vererek, duruşmayı mahkemeye gelmeyen müştekilerin dinlenmesi ve eksikliklerin giderilmesi için 25 Ocak'a erteledi.

Olay

Adana Merkez Sabancı Camisi'ne 1 Temmuz'da gelen Mahmut Kılıçaslan, cuma hutbesi okunduğu sırada minbere çıkarak, "Üzerimde bomba var." diye bağırıp, gömleğini açarak belinde sarılı korse ve üzerinde sarı renkli, boru şeklinde hazırlanmış el yapımı bombayı cemaate göstermiş, bunun üzerine cemaat infiale kapılarak dışarı çıkmak için koşuşturmuş, 11 kişi yaralanmıştı. Sivil polis memurları, minbere çıkıp Kılıçaslan’ı etkisiz hale getirmişti.

Cemaat tarafından linç edilmek istenen Kılıçaslan tutuklanmış ve hakkında "inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme", "olası kasıtla yaralama, basit yaralama", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma" ve "halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit" suçlarından 70 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.

İl Emniyet Müdürlüğünde görevli bomba imha uzmanı ekip tarafından hazırlanan raporda Kılıçaslan'ın üzerindeki düzeneğin el yapımı patlayıcı olduğu kaydedilmişti.

Muhabir:Neşet Karadağ

Kaynak: AA