Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Uzun tutukluluk süresini 5 yıla indiriyoruz” şeklindeki açıklaması, hukuk çevrelerinde ve cezaevlerinde tahliye umudu yarattı. Hukukçular, kamuoyunun yakından takip ettiği ve 5 Ağustos 2013’te kısa kararı açıklanan Ergenekon davası dosyasının Yargıtay’a henüz gönderilmediğine ve dosya kapsamında da ilk tutuklamaların 2007’de yapıldığına dikkat çekerek, bu davada 5 yılı aşkın zamandır tutuklu bulunan sanıklar için tahliye kararı verilmesi gerektiğini savundu. Uzun tutukluluk süresinin 5 yıl olarak düzenlenmesi hakkında hukukçu görüşleri şöyle:
Doç. Dr. Ümit Kocasakal (İstanbul Barosu Başkanı): “‘Hükmen tutuklu’ diye hukukta olmayan bir şey ürettiler. Hükmen tutukluluk diye bir şey olmaz. Çünkü ceza davalarında karar kesinleşinceye kadar aslında ortada infazı kabil bir karar yok. Tüm hukuki durumu göz önüne aldığınızda bu kişilerin aslında 1 dakika dahi tutulmadan tahliyeleri hukuki zorunluluktur. Bunun halen yerine getirilmemesi hukuki ve cezai sorumluluk gerektirir. Mahkeme ‘Ben dosyadan el çektim’ diyor. O zaman kısa kararı verip de avukatlar da müdafiler de o kısa kararı da temyiz ettiğine göre gerekçeli karar yazılmamış olsa dahi bana göre top Yargıtay’dadır.   
Kazım Kolcuoğlu (Eski İstanbul Barosu Başkanı): “Tutukluluğu 5 yılı geçenler tahliye edilmelidir. Bana göre mahkeme gerekçeli kararını yazana kadar ve dosya Yargıtay’a gidene kadar dosyadan sorumludur. Tutuklamayla ilgili tüm başvurularla ilgili yetki de mahkemeye aittir. Dosya elinde. Bana göre ‘Kararımı verdim, görüşümü açıkladım’ demek ipe un sermektir. O görüşünün aksine Anayasa Mahkemesi’nin kararı ortadayken ‘Ben elimi çektim’ diyemez. Gerekçeni henüz yazmadıysan elini süreceksin.”
Fikret İlkiz (Avukat): “Hangi mahkemeye giderseniz o mahkemenin karar vermesi lazım. Bu anlamda tutukluluk bir tedbir olduğundan kim kendini yetkili görüyorsa önüne gelen tutukluluğu kaldırması lazım. İnsan hayatında ve Türkiye’nin en önemli sorunlarından birisi olan bu konuda görev, yetkiye bence bakılmaz. Usul özü sağlamak için tutukluluk gibi bir konuda mutlaka yerine getirilmelidir. Tebliğnameler bile gönderilirken tutuklusu varsa dosyanın üzerine yazılır. Böyle baktığınızda bu kadar fazla tartışılan bir konuda usul hükümlerinde hangi mahkemenin karar vereceğine bakılmaması lazım.”
Hüseyin Ersöz (Avukat): “Ergenekon davasında Tuncay Özkan ve Doğu Perinçek gibi isimler, Yargıtay kararlarına göre ‘hüküm özlü’ (hükmen tutuklu) statüsündedirler. Bu isimler ‘tutuklu’ statüsünde olmadıklarından 5 yıllık sürenin dolması Yargıtay içtihatları çerçevesinde hukuki durumlarına etki etmeyecektir. Ergenekon sanıklarının kanuna göre ‘tutuklu’ olarak kabul edilmeleri gerekmektedir. Bu çerçevede Ergenekon davasına bakan mahkemenin yasa değişikliği sonrasında dosya Yargıtay’a gönderilmeden kendiliğinden tahliye kararı vermesi gerekmektedir.”

Ergenekon’da 5 yılı geçen tutukluluklar

Alparslan Arslan: 22 Mayıs 2006, Oktay Yıldırım: 12 Haziran 2007, Mehmet Demirtaş: 12 Haziran 2007, Muzaffer Tekin: 15 Haziran 2007, İsmail Yıldız: 18 Temmuz 2007, Ergün Poyraz: 27 Temmuz 2007, Fikret Emek: 25 Haziran 2007, M. Zekeriya Öztürk: 20 Haziran 2007, Veli Küçük: 22 Ocak 2008, Sevgi Erenerol: 22 Ocak 2008, Doğu Perinçek: 21 Mart 2008, Hikmet Çiçek: 25 Mart 2008, Kemal Kerinçsiz: 22 Ocak 2008, Fikri Karadağ: 22 Ocak 2008, Levent Ersöz: 1 Temmuz 2008, Hasan Atilla Uğur: 1 Temmuz 2008, Tuncay Özkan: 23 Eylül 2008, Fatih Hilmioğlu: 13 Nisan 2009 (Nisan ayında 5 yıl olacak)

milliyet