Yargıtay 15. Dairesi daha önce bir sanık için verdiği mahkumiyet kararını, delillerin değerlendirilmesinde hata yapıldığı gerekçesiyle kaldırdı. Karar, Balyoz ve Şike sanıkları için umut ışığı olurken, hukukçuları böldü.

ŞAKİR AYDIN -  HABER MERKEZİ 

Yargıtay 15. Dairesi, sahte çekle benzeri suçlardan 12 yıl hapis cezası kesinleşen ve hakkında yakalama kararı çıkarılan sanığın mahkumiyet kararlarına yapılan itirazı kabul etti. Yargıtay Başsavcısı'nın başvurusu üzerine daha önce onadığı kararı kaldıran 15. Daire, yerel mahkemece delillerin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğüne hükmetti. Onanan mahkumiyet kararının bozulması özelikle Balyoz ve Şike davasından mahkum edilen birçok isme umut kaynağı oldu. Kararı AKŞAM’a değerlendiren ceza hukukçuları ikiye bölündü. İşte hukukçuların görüşleri: 

EMSAL TEŞKİL ETMEZ

Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Köksal Bayraktar: Yargıtay 15. Dairesi’nin verdiği karar, Balyoz ve Şike davaları için emsal teşkil etmez. Yargıtay kararları olaya ilişkindir. Hukukçular olarak temennimiz elbette bu tür kararların yaygınlaşmasıdır. Çünkü Yargıtay genellikle verdiği karardan pek dönmez. Burada delil durumundaki bir hatadan dolayı verdikleri mahkumiyet kararından dönülmesi umut verici. Umarım bu tür kararlar bundan sonra devam eder. Ama bu karar Balyoz ve Şike davaları için emsal teşkil etmez.”  

BALYOZ VE ŞİKE DAVALARI BİR DELİLLE ÇÖKMEZ

Eski DGM Savcısı Mete Göktürk: Kanunda yargılanmanın hangi hallerde yenilenebileceği bellidir. Bunlar, bir delilin sahte olduğunun ortaya çıkması ya da bir şahidin verdiği beyanın yalan olduğunun kesin olarak tespit edilmesi gibi. Bu durumlarda Yargıtay başsavcısı bozma isteyebilir. Ama verilen bu karar Balyoz ve Şike davası için emsal teşkil etmez. Çünkü orada bir delil değil, onlarca delil var. Yani bir delilin sahte olması demek diğer bütün delillerin de sahte olduğu anlamına gelmez ya da bir şahidin verdiği beyanın yalan olmasının tespit edilmesi diğer tüm şahitlerin beyanlarını boşa çıkartmaz. Bunlar çok kapsamlı davalar. Dolayısıyla bir delilin sahte olması tüm davayı çökertmez. 

HATA VARSA BOZMA VERİLEBİLİR

Ceza Hukukçusu Prof. Dr. Vahit Bıçak: Hukukta eğer delil değerlendirilmesinde hata yapılmışsa, Yargıtay bozma kararı verebilir. Aynı gerekçeler, Balyoz ve Şike davaları için de geçerli olabilir. Delil bir puzzle’ın parçaları gibidir. Eğer parçalardan biri eksikse sonuca tam olarak ulaşılamaz. Tabii ki kamera kayıtları gibi tek başına yeterli olan deliller vardır. Ama bazı deliller de vardır ki tek başlarına yetmezler. Bundan dolayı tamamlayıcı delillere ihtiyaç olur. Dolayısıyla delillerin sahte olduğu anlaşılırsa, bozma kararı verilebileceği gibi yeniden yargılama kararı da verilebilir. Bu bütün davalar için geçerlidir. 

YETKİSİ VAR AMA KULLANMADI

Ceza hukukçusu Doç. Dr. Yılmaz Yazıcıoğlu: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın bu yetkisi 2005’ten beri var. Bu yetki tüm davalar için uygulanabilir. Ayrıca sanık lehine olması durumunda süre sınırı da olmaz. Balyoz davasına bakıldığında mahkemeye götürülen CD’lerden bir tanesinde oynama olduğu yönünde iddialar vardı. Ayrıca gerek başbakan gerekse de hükümet üyeleri paralel yapıdan bahsederken, yargının etki altına alındığını savundular. Bu sözler bile yeterlidir. Yani Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı oynama iddiası olan CD’den ya da bu sözlerden dolayı bu yetkisini kullanıp itirazda bulunabilir. Ama bugüne kadar bunu yapmadı. Verilen karara bakıldığında söz konusu karar, Balyoz ve Şike davaları için emsal teşkil eder.