Kapitalizm insanlığı ve doğayı belki de geri dönülmez biçimde katlediyor. Bu düzenin acilen değiştirilmesi gerekiyor. Bunun için çığlıklarımızı çoğaltmalı, kapitalizmde çatlakları çoğaltmalıyız. Devrim, ihtiyaç ve zorunluluktur. Bu devrim iktidarı almak değil, bilakis sorarak, deneyerek, yanılgılardan dersler çıkartarak, cesaretle yürümektir.

METE KIZIK

İZMİR- Kapitalizm karşıtlığıyla tanınan dünyaca ünlü İrlandalı Sosyolog John Holloway, iktidarı hedeflemeyen, çığlıklar atarak, sorarak, koşmadan yürüyen Zapatistler hareketini, başka bir dünyanın yaratılmasında önemli bir deneme diye nitelendiriyor. Bilinenlerin aksine Devrim iktidarı ele geçirmek değil, sorarak, sordurarak yürümektirdiyor.

Hollowayin 1991de Meksikaya göç etmesi, onun Zapatistler hareketiyle (EZLN) yakın ilişkiye girme sürecini de başlattı. Kısa bir süre sonra EZLN hareketinin kuramcısı olarak tanındı. Holloway, özellikle bir- çok kişi için çok yeni şeyler söylüyor, devlet, para, egemenlik ilişkileri, devrim üzerine. Devrim cesaretle yürümektir yaklaşımları dünyada yankılar yaratıyor. Anarşizmin öncülerinden Mikhail Bakuninin devlet odaklı eleştirilerini de aşan yorumlarıyla, modern anarşizmin en önemli isimlerinden biri. Yazdıklarına gelen tepkileri yüzde 90u beni aptalca buluyor, yüzde 10luk kesim de desteklediğini belirtiyordiye açıklayacak kadar da alçak- gönüllü. Hollowayle söyleşimiz başlıyor:

Filizlenen radikal eleştiri

-Neo-liberal politikaların alternatifsizliğini belirten Tarihin sonu bitti söylemlerinin tersine, sürece dair görüşleriniz neler?

HOLLOWAY - Klasik Marksizmin uygulamalarının feci sonla bitmesinin ardından yeni bir tarih yazılmaya başlandı. Seatle, Prag, Cenova, Salzburg, Heiligendamm, Porto Agale sürecindeki radikal anti-kapitalist çıkışlar, umut veriyor. Burada filizlenen radikal eleştiri; insanlığı ve doğayı belki de bir daha düzeltilemez oranda katleden kapitalizme karşı yeni bir denemenin de ortaya çıkmasına yol açıyor. Kapitalizmde çatlak yaratmanın yolları ve yöntemleri daha bir önem kazanıyor, yaygınlaşıyor. Kapitalizmi yaratan ilişkiler zincirine yönelik bilinç yükseliyor.

Devrim zorunluluktur

- Geleneksel sol anlayışlardan farklı olarak kapitalizmi devlet sorunu olarak değil de, onu yaratan ilişkiler zinciri diye yorumluyorsunuz...

- Klasik Marksist yorumlarda, emeğin çifte karakterlerinden biri olan toplumsal yönü öne çıkartılmıyor. Onun yerine artı değerin meta üretim yönü öne çıkartılıyor ve bunun sonucunda kapitalist devlet karşılığı olarak sosyalist devlet amaçlanıyor. Devlet nesne yerine özne olarak ortaya çıkartılıyor. Oysa devlet gökten inen bir olgu değil, insanların ürettiği, var ettiği bir nesnedir. Bu nedenle toplumsal emek (mal üretmeyen emek) kapitalizmi ortadan kaldıracak gerçekliktir. Kapitalizm insanlığı ve doğayı belki de geri dönülmez biçimde katlediyor. Bu düzenin acilen değiştirilmesi gerekiyor. Bunun için çığlıklarımızı çoğaltmalı, kapitalizmde çatlakları çoğaltmalıyız. Başka bir dünyanın mümkün olduğunu, kendi özgür irademizin belirleyici olduğu, ihtiyaçlarımıza göre, doğa ve canlılarla dost içinde yaşadığımız, Marksın emeğin toplumsal yönünü özne yapan (Klasik Marksizmin eşya üreten ve kapitalizmi yaratan emek yönünü değil) yaşayabileceğiz alanları çoğaltmalıyız. Devrim, ihtiyaç ve zorunluluktur. Bu devrim iktidarı almak değil, bilakis sorarak, deneyerek, yanılgılardan dersler çıkartarak, cesaretle yürümektir. Aslında her gün kapitalizmi yeniden yaratıyoruz.

Cumhuriyet