Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen karar duruşmasına, tutuklu sanık Bayancuk ile avukatları Hüseyin Yılmaz ve Zekeriya Yapıcıoğlu katıldı.

Savcı, daha önceki duruşmada mahkemeye sunduğu mütalaasını tekrarlayarak, sanığın ''Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın tamamını ya da bir kısmını tağyir, tedbil ve ilgaya teşebbüs'' suçundan cezalandırılmasını talep etti.
    
Mütalaaya karşı savunma yapan sanık Bayancuk, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 2008 yılında verdiği bozma kararına değinerek, ''Yargıtay kararı doğrultusunda hüküm kurulacak olursa sizlere karşı kinim olacak ve beddua etmek durumunda kalacağım'' dedi.
    
Sanık avukatı Zekeriye Yapıcıoğlu da dosyada kesin ve inandırıcı delil bulunmadığını savunarak, ''Her ne kadar Yargıtayca müvekkil hakkında eylem isnat edilmiş ise de müvekkilin söz konusu eyleme iştirak ettiğine dair delil bulunmamaktadır'' diye konuştu.
    
Sanık avukatı Hüseyin Yılmaz da müvekkilinin çatışma sonucu yakalandığı iddia edilen yere ilişkin görüntü kayıtlarının bulunduğunu, bu kayıtların incelenmesini talep etti.
    
Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının taleplerini, ''dosyanın geldiği aşama göz önünde bulundurularak'' reddetti.
    
Karar öncesi son sözü sorulan sanık Bayancuk, ''Yakalandığım evde kesinlikle güvenlik güçleriyle girilmiş bir silahlı çatışma olmamıştır. Ben Müslümanım, inanmışım. Ben ahirette sizinle hesaplaşmak istemiyorum. Ben cenabı hakkın dediğine inanırım. Eğer suçluysam cezamı çekmiş oluyorum, değilsem cenabı hak intikam alacaktır'' dedi.
    
Mahkeme verdiği kısa bir aranın ardından sanık Bayancuk'u 765 sayılı TCK'nın 146/1. maddesinde yer alan ''Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın tamamını ya da bir kısmını tağyir, tedbil ve ilgaya teşebbüs'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.
    
Mahkeme, 765 sayılı TCK'nın 59. maddesinde yer alan ''cezanın failin geleceği üzerindeki etkileri göz önüne alınarak, verilen cezadan indirim yapılması'' hükmü gereği indirim yaparak, cezayı müebbet hapis cezasına dönüştürdü.


AA