CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk'ün, "tutukluluk süresine" ilişkin soru önergesini yanıtlayan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Anayasa'nın 138. maddesini hatırlattı. Adalet Bakanı, hakimlerin görevlerinde bağımsız oldukları; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verecekleri, hiçbir organ, makam, merci veya kişinin, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremeyeceğini söyledi.


Tutukluluk süreleri konusunda bir çalışma olup olmadığını soran CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, "Türkiye, AİHM'in yargı yetkisini kabul ettiği dikkate alınırsa mahkemelerin, AİHM kararlarını dikkate alması neden sağlanmıyor?" diye sordu.



-ADALET BAKANI ANAYASA MADDELERİNİ HATIRLATTI-

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, soru önergesine yanıt verirken Anayasa maddelerini hatırlattı. Anayasa'nın 9. maddesinde, yargı yetkisinin Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağının hükme bağlandığını ifade eden Ergin, şöyle dedi:


"138. maddesinde, hakimlerin görevlerinde bağımsız oldukları; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verecekleri, hiçbir organ, makam, merci veya kişinin, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremeyeceği, genelge gönderemeyeceği, tavsiye ve telkinde bulunamayacağı, görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamayacağı, görüşme yapılamayacağı veya herhangi bir beyanda bulunamayacağı; 


87. maddesinde kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmanın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri arasında sayıldığı; 88. maddesinin birinci fıkrasında kanun teklif etmeye Bakanlar Kurulu ve milletvekillerinin yetkili olduğunun hükme bağlandığı malumlarıdır."



-TASARIYI HATIRLATTI-

Bakan Ergin, TBMM'ye gönderilen, "Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı"nın, Ceza Muhakemesi Kanununun 101. maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik öngören 76. maddesinde, hakim veya mahkemenin; tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin verdiği kararlarda kuvvetli suç şüphesini, tutuklama nedenlerinin varlığını, tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu gösteren delilleri somut olgularla gerekçelendirerek açıkça göstereceğinin düzenlendiğini kaydetti. 



-"HSYK HAKİMLERE TELKİNDE BULUNAMAZ"-

Adalet Bakanı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'yla yapılan yazışmaya verilen cevapta da, hakimlerin bağımsız olduğu, mevzuat ve içtihatları göz önünde bulundurarak karar verdikleri, hakimin önüne gelen olayla ilgili mevzuatın uygulanması ve yorumlanması görevinin yargı yetkisi ve takdir hakkı kapsamında kaldığını ifade etti. Adalet Bakanı, şöyle dedi:


"Yüksek yargı içtihatları gibi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının da mahkeme kararlarına gerekçe yapıldığı, ancak bu kararların hangi mahkeme tarafından hangi kararında, ne şekilde kullanacağı yönünde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun bağımsız olan hakimlere tavsiye ve telkinde bulunamayacağı, bildirilmiştir."
Soru önergesine verilen yanıtı ANKA'ya değerlendiren Ali Rıza Öztürk, "Sorularıma yanıt alamadım. Ben ne yapılacağını sordum, Adalet Bakan mevcut düzenlemeleri cevap olarak gösterdi. Yanıtlarımın sorularla ilgisi yok" dedi. (ANKA)