İSTANBUL

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yapılan salonda görülen "Futbolda şike" soruşturmasında "kumpas" kurduğu iddiasıyla haklarında 35 yıldan 85 yıla kadar hapis cezası talebiyle dava açılan 15'i tutuklu, 108 sanığın yargılandığı davanın üçüncü duruşmasında tutuklu sanık Lokman Yanık, 1998'de polis olarak mezun olduğunu, hayatının hiçbir döneminde, terör, istihbarat gibi birimlerde görev yapmadığını belirterek, buralarda çalışan hiçbir görevliyle de işinin olmadığını savundu.

Ailesinde bu tür örgütün yurtlarına hiçbir zaman giden kimsenin olmadığını, bu örgütün okulunda okumadığını, gazetesini eline almadığını belirten Yanık, "Ömrüm boyunca hiçbir sol, sağ görüşle işim olmadı. Dernek üyeliğim yoktur. Bankalarında hiçbir zaman hesabım olmadı. FETÖ suçlamasını kendime hakaret kabul ediyorum." dedi.

Spor müsabakalarındaki üç büyük kulübün tribün liderlerinin, farklı gruplarla, cemaatlerle ilişkiler ile diğer gelişmeleri raporlaştırarak sıralı amirlerine aktardığını dile getiren Yanık, daha sonra yanına verilen MİT görevlisiyle birlikte çalışmaya başladıklarını ifade etti.

Yanık, 2010'a kadar MİT görevlisiyle tribünlere baktıklarını belirterek, şöyle konuştu:

"Bu kişi bir gün Osman Çırak'la yanıma geldi. MİT görevlisi, 'Osman benim arkadaşım, Giresunspor başkanı, başına bir olay geldi. Olgun Peker bundan para istiyor, tehdit ediyormuş. Şimdi de şirketi ve evinin çevresinde Olgun Peker geziyormuş, şikayetçi olmak istiyormuş' dedi. Maç esnası tribünler kalabalık, yarın şubeye gelin amirimle görüştürürüm, dedim."

"Hazırladığım raporun resmi geçerliliği yok"

Çırak'ın ertesi gün asayiş şubeye geldiğini, operasyona giden büro amiri Oğuz Tüzün'ün "sen konuş ona göre bana bilgi verirsin"sözleri üzerine Çırak'la kendisinin görüştüğünü anlatan Yanık, yaptığı mülakatı Osman Çırak'la Olgun Peker arasında geçen olayları derleyerek amirinin talimatı üzerine rapor haline getirdiğini söyledi.

Yanık, hazırladığı ve iddianamede adı geçen raporun, Osman Çırak'ın kendisine anlattığından ibaret olduğunu ifade ederek, daha sonra amirinin söz konusu raporu Organize Şube Müdürlüğüne göndereceğini söylediğini aktardı.

Osman Çırak'la ilgili hazırladığı raporun resmi hiçbir geçerliliğinin olmadığını, bunun sadece konuyla ilgili ön bir mülakat olduğunu belirten Yanık, kendisinin de bunun üzerine o dönemdeki asayiş şube müdürüyle görüştüğünü ve bir mülakatın neden şahsın ifadesi alınmadan organize şubeye gönderdiğini sorduğunu anlattı.

Yanık, asayiş şube müdürünün de kendisine, "Akşam asayişten sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Tekin Akdoğan, Organizeden Sorumlu Müdür Yardımcısı Mutlu Ekizoğlu, Organize Şube Müdürü Nazmi Ardıç'la beraberdim. Raporu Çapkın'a gösterdim. O da rapora baktı, Nazmi Ardıç'a verip Nazmi baksın bu işe, dedi. Biz de yazdık, organizeye gönderdik." dediğini aktardı.

Sanık Lokman Yanık, Organize Şube Müdürlüğüne giden raporun daha sonra şike soruşturmasına dönüştüğünü ve 3 Temmuz sabahı bu kapsamda gözaltıların başladığını anlattı.

"Başbakan'a sütliman bir rapor gönderdiler"

Haziran ayında Diyarbakır'a tayininin çıktığını ve bunun sebebini de anlatmak istediğini vurgulayan Yanık, "Sinan Erdem Spor Salonu'ndaki bir basketbol karşılaşmasında o dönem Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül yuhalanmıştı. Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, talimat verdi, 'bunları yakalayın', dedi. Ben de stat müdüründen davetli listesinin tamamını istedim. Stat müdürü vermedi. Aradan birkaç ay geçtikten sonra Galatasaray Stadı'nda o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yuhalandı. Bununla ilgili hazırladığım raporu da şube müdürü yırtıp attı. Başbakan'a sütliman bir rapor gönderdiler." ifadelerini kullandı.

Daha sonra gasp bürodan alındığını ifade eden Yanık, bunun sebebini emniyet müdürüne sorduğunda, kendisine, istihbarat ve organize şube müdürlerinin haklarındaki olumsuz görüş bildirip alınmasını istemesinden kaynaklandığını söylediğini anlattı.

Diğer sanıklar savunma yapmadı

Lokman Yanık'ın savunması ve çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından, savunmalarını yapmak üzere söz verilen bu davanın tutuklu diğer 14 sanığı da bazı dosyaların kendilerine henüz ulaşmadığı için savunmalarını hazırlamadıklarını söyledi.

Mahkeme heyeti de bunun üzerine tutuksuz sanıkların savunmalarının alınmasına karar verdi.

Kaynak: AA