Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Hava Kuvvetleri  Komutanlığındaki mahrem yapılanmasına yönelik dava kapsamında 76 "mahrem imam"  ile 81 askeri personelin yargılandığı davaya, sanık savunmalarıyla devam edildi. 
 
Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesince,

Sincan Cezaevi Kampüsü'ndeki  duruşmada mahrem imamlar ile onlardan talimat aldıkları iddia edilen sanık  pilotlar hakim karşısına çıktı.
 
Merzifon Ana Jet Üssü Komutanlığındaki yapılanmada "örgüt müdürü"  olduğu ifade edilen sanık Erkan Kaya, hazırlık aşamasında cemaate ilişkin  beyanlarını işkence altında verdiğini iddia etti. Buna rağmen önceki ifadelerini  kabul ettiğini söyleyen Kaya, kendisine kötü muamelede bulunduğunu iddia ettiği  polisler hakkında "korktuğu" gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmayacağını  belirtti.
 
Kaya, söz konusu beyanlarının geçmişte içinde bulunduğu cemaate  ilişkin olduğunu, ancak örgütün mahrem imamları yapılanmasına dair bilgisinin  bulunmadığını, böyle bir oluşum içinde yer alamadığını savundu.
 
"FETÖ çatı davasının" 7 sanığı ile telefon görüşmeleri olduğuna  ilişkin tespiti kabul etmeyen Kaya,  bu şahıslarla iletişim kurulan telefon  hattının kendisine ait olmadığını iddia etti.
 
Fotoğraflarından kendisini mahrem imam "Murat kod adlı Erkan Kaya"  olarak teşhis eden Ufuk Işık'ı tanımadığını, aynı ortamda bulunmadığını öne süren  Kaya, "Ufuk Işık, beyanlarında ismimi duyduğunu söylüyor. Kolluk görevlilerden  aldığı bilgiye istinaden benden bahsediyor. Yoksa doğrudan beni tanıdığına  ilişkin net bir şey söylemiyor." şeklinde savunmada bulundu.
 
Mahrem imamları deşifre eden ihbar mailinde isminin geçmesine de  değinen Kaya, söz konusu ihbarda yer alan bilgilerin asılsız olduğunu, iddiaların  somut verilere dayandırılmadığını öne sürdü.
 
Örgütün finans kurumu Bank Asya'daki hesabında bulunan 77 bin TL'nin,  2014'te 130 bine çıkmasına ilişkin Kaya, memuriyete geçmeden önce araç alıp  sattığını, hesabındaki yükselmenin budan kaynaklandığını iddia etti.
 
"Hiçbir örgüte müdür olmadım"
 
Etimesgut 11. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı "örgüt müdürü" olduğu  tespit edilen, "Enes" kod adlı sanık Ertuğrul Akkaya da darbe girişiminden önce  Sivil Havcılık Genel Müdürlüğünde mühendis olarak görev yaptığını belirterek,  iddianamede üzerine atılı suçları kabul etmediğini söyledi.
 
Akkaya, darbe girişiminin ardından işine devam ettiğini ve izne  çıktığı sırada 7 Eylül 2016'da evinin polislerce arandığını öğrendiğini, bunun  üzerine hemen dönüş yaparakAnkara Emniyet Müdürlüğüne gittiğini ve burada  gözaltına alındığını söyledi.
 
Burada kötü muameleyle ifadesinin alındığını iddia eden Akkaya,  şahsına yöneltilen tüm suçlamaları reddederek, örgütün "müdürü" olduğu  iddialarının ise dayanaksız olduğunu öne sürdü.
 
"Ben hiçbir kurum ya da örgütte müdür olmadım." diyen Akkaya, örgütsel  hiçbir faaliyetinin bulunmadığını, bir kod adı da kullanmadığını iddia etti.
 
Akkaya, bir mail hesabı üzerinden yapılan ihbar ve hakkındaki  beyanların da yalan olduğunu savundu.
 
Örgütün dershane ve okullarına gitmediğini, örgütün haberleşme  programı ByLock'u kullanmadığını öne süren Akkaya, evinde örgüte ait bir dokümana  da rastlanmadığını savundu. Akkaya, tahliyesini ve dava sonunda da beraatını  talep etti.
 
"Uçuşların olması anormal bir durumdu"
 
Sanık eski pilot Üsteğmen Eren Önder, darbe girişiminin yaşandığı  akşam Akıncı Üssü'nde mesai arkadaşlarıyla futbol oynadıklarını, bu sırada 141 ve  143. filolara ait F16 uçakların havalanmaya başladığını söyledi.
 
Olağan dışı bu duruma, görüştüğü arkadaşlarının da anlam veremediğini  aktaran Önder, "Cuma günü böyle bir uçuşun olması, anormal bir durumdu. Çünkü  darbe uçuşlarının yapıldığı 141 ve 143. filolar eğitim filolarıydı. Eğer bir  operasyon kapsamında harekat olsaydı, bizim uçmamız gerekiyordu." dedi. 
 
Darbe girişiminin olduğunu öğrenince aracına gaz ve benzin alıp evine  geçtiğini, sabaha kadar gelişmeleri televizyondan izlediğini ifade eden Önder,  "Darbe gecesi, amirlerimizin de bulunduğu ortak yazışma grubumuzda, olaylara  karışmayacağımıza dair karar aldık." ifadesini kullandı.   
 
Darbe girişiminde yer almayan pilotların da FETÖ davaları kapsamında  yargılandığını, bu durumun esas yargılanmaları sulandırmaya yönelik bir girişim  olduğunu savunan Önder, şöyle devam etti:  
 
"Eğer iddia edildiği gibi bizler darbeci olsaydık neden hepimiz o gece  darbeye iştirak etmedik. Bunun düşünülmesi gerekiyor. Yıllarca terörle mücadele  ettim ancak bugün terörist olarak yargılanıyorum. Bu örgüt Diyarbakır'dan uçak  getirtmiş, evlerinden adam çağırmış ama ben o gece hiçbir şey yapmadım, darbenin  yaşandığı merkezde değildim. Bunlar benim suçsuz olduğumun kanıtı değil midir?  Bana iftira atan şahıs bile örgüt toplantılarına katılmadığımı söylüyor. Sinan  Kurt isimli kişi Tarık kod adlı Alper Küçük'ün mahrem imam olduğunu iddia ediyor.  Ancak bu şahıs fotoğrafımdan beni teşhis edememiştir. Çünkü örgütle bağlantım  yoktur." 
 
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'den şikayetçi olduğunu belirten Önder,  tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak tahliye edilmesini talep etti.
 
"FETÖ'cü komutanlar pilot olmamı engelledi"
 
Sanık eski havacı Üsteğmen Erol Macit ise Hava Harp Okulunda başarılı  bir öğrencilik dönemi geçirmesine rağmen komutanlarının olumsuz kanaat notu  nedeniyle dereceye giremediğini öne sürdü.
 
Buna sebep olan komutaların FETÖ soruşturmaları kapsamında  tutuklandığını ya da ihraç edildiğini savunan Macit, örgüt mensubu pilotlarla  yaptığı intibak uçuşlarında kendisine zayıf notlar verildiği için pilot  olamadığını savundu.
 
Macit, kendini engelleyenler arasında sözde Yurtta Sulh Konseyi üyesi  sanık eski Tümgeneral Kubilay Selçuk'un da bulunduğunu ifade etti.
 
Örgütün kendisinden olmayan askere baskı yaparak, pasif görevlere  atanmasını sağladığına dair iddianamede yer alan tespitle yaşadıklarının  örtüştüğünü belirten Macit, "Örgüt üyesi olsaydım bugün ben de pilot olurdum. Bu  durumum, örgütle ilgim olmadığını gösteriyor. Çocukluk hayallerimi çalan,  hayatımı kabusa çeviren bu örgütün bir mağduru olarak davaya müşteki olarak  katılmayı talep ediyorum." dedi.  
 
Aleyhinde beyanda bulunanların darbe girişimine aktif olarak  katıldıklarını iddia eden Macit, bu isimlerden bazılarının, Ankara'yı bombalayan  pilotları bizzat uçağına kadar götürdüğünü ifade etti. 
 
FETÖ elebaşıdan şikayetçiyim  
 
Eski pilot Teğmen Erdoğan Kutluay da darbe girişiminden önce Etimesgut  11. Hava Ulaştırma Komutanlığında görev yaptığını belirterek, hakkında isnat  edilen suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
 
Darbe girişimini evinde televizyondan takip ettiğini, bu süreçte  darbeye yönelik kimseden emir almadığını savunan Kutluay, hiçbir tarikat ve  cemaate mensup olmadığını söyledi.
 
Kutluay, FETÖ faaliyetlerini yürüten kimseyle tanışmadığını, sadece  2007'de üniversiteye hazırlık sürecinde "cemaate" ait olduğunu bildiği FEM  dershanesine gittiğini anlattı.
 
Dosyadaki mahrem imamları tanımadığını söyleyen Kutluay, tutuklu  olmasına neden olan FETÖ elebaşı Gülen'den şikayetçi olduğunu belirterek, "Bugün  hakkımla geldiğim noktadan çok uzağım, şu an fare gibi yaşıyorum. Devletime,  milletime bağlı bir subayken, terör örgütü üyeliğiyle suçlanıyorum. Bunu asla  kabul etmiyorum." dedi.





http://www.gazetevatan.com/hava-kuvvetleri-komutanligindaki-mahrem-imamlar-savunma-yapti-1084216-gundem/