Soru 1)

HIRSIZLIK

A ineğini bakım ve idaresi için B ye verir. B’nin babası olan ve B ile aynı evde yaşayan C, D ile bu ineğin satımı konusunda anlaşır ve D den ineğin ücretini alır. Olay tarihinde B'nin haberi olmadan ineği alan C İNEĞİ D ye teslim etmeye götürürken A görür ve ineği C den alır.
Bu olayda zilyet B den rızası olmadan C'nin ineği almasında suçun mağduru zilyet kabul edilip TCK 167/1-B gereği şahsi cezasızlık sebebi olduğundan KYOK mu verilmeli, yoksa malik de aynı zamanda mağdur olur denilip hırsızlıktan iddianame mi düzenlenmeli?

Not: KYOK, kovuşturmaya yer olmadığı anlamında..

Soru 2)
Kontak anahtarı ile kilitlenerek açıkta park halinde bırakılan motorsikletin çalınması halinde TCK 141 mi 142/1-b mi olur?

Soru 3)

5275 sayılı CGTİHK'nun 17 maddesi, hükümlünün istemi ile cezanın infazının Cumhuriyet savcılığınca ertelenebileceğini düzenlemektedir.
Aklıma takılan soru şu: Bu imkandan "hükümlünün" yanı sıra, İİK m340 uyarınca hakkında taahhüdü ihlal suçundan tazyik hapsi kararı verilmiş kişinin de istifade edebileceğinden şüphe etmemeliyiz değil mi?


Cevaplamak için forumun web adresine gidiniz..

www.avukatlarportali.com/forum


Hukuk Soruları


Soru1)  ipoteğin kaldırılmasını ve takibin durdurulmasını talep edebilir mi?
A bankaya konut kredisi için başvurur ve talebi kabul edilir. A daha sonra daireyi B'ye satarken B konut kredisini ödenmeyen bakiyesini sorar, banka verdiği cevapta konut kredisinden kalan borcun 5000 TL olduğunu yazılı olarak bildirir. B bunun üzerine daireyi satın alır.. Bir süre sonra banka A'nın bankaya olan başka borçlarından ötürü ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatır. Bu gelişme üzerine bankanın müşterisine konut kredisi sözleşmesi yerine genel kredisi sözleşmesi imzalattığı anlaşılır. Burada daireyi satan A ve satın alan B bankaca yanıltılmıştır.

SORU: A veya B Tüketici Mahkemesine başvurarak ipoteğin kaldırılmasını ve takibin durdurulmasını talep edebilir mi?


Soru2) İCRA DOSYASININ İŞLEMDEN KALDIRILMASI

Nafaka alacağına dair yürütülen icra takip dosyasında ödeme emri borçluya 28.7.2010 tarihinde tebliğ edilmiş, 7.3.2011 tarihinde alacaklı tarafından araç haczi talep edilmiş. 08.03.2011 tarihinde haczedilecek araç kaydına rastlanmadığı belirtilmiştir. Bu işlemden sonra yapılmış herhangi bir işlem yoktur. Madde lafzında yalnızca haciz istemekten bahsetmektedir
,haciz istendikten sonra dosyanın işlemsiz bırakılmasının sonucu daha doğrusu satış istememenin sonucu hacizin düşmesidir.Takip dosyasının işlemden kaldırılması değildir. Haciz talep edilmiş dosya işlemsiz bırakılır ise dosya işlemden kaldırılmamalıdır. Yanılıyormuyum? siz nasıl uyguluyorsunuz ?

Yargıtay'ın aşağıda yazdığım kararı yerleşik uygulaması mıdır?
Yargıtay 16. hukuk dairesinin 2003/11467E sayılı kararında "takipdosyasında sanığa ödeme emri tebliğinden sonra yapılan tek işlemin 5/2/2001 tarihli haciz işlemi olması o günden şikayet tarihine kadar hiçbir işlem yapılmamış olması karşısında İİK 78'e göre dosyanın işlemden kalktığı, yenileme talebinin de bulunmadığı, suçun oluşmadığı gözetilmeden mahkumiyet kararı verilmesi isabetsiz bulunduğundan ....."

Ayrıca bir kitapta süreklilik arzeden edim içeren takiplerin nafaka gibi işlemden kaldırılmasına karar verilemeyeceğine dair 1979 tarihli bir karar okudum Yargıtay halen aynı fikirde midir ? bilgisi olan paylaşır ise çok sevinirim teşekkürler...


Soru 3) REHİ AÇIĞI BELGESİ İTİRAZ
Kesin rehin açığı belgesine dayanarak açılan genel haciz yolu ile takipte; borçlu takibe itiraz ederse bu durumda İcra Müdürü'nün ne yapması gerekir?Bilindiği gibi kesin rehin açığı belgesi itirazın kesin olarak kaldırılmasını sağlayan bir belgedir. Bu durumda İcra Müdürü itirazı kabul edip takibi durdurmalı mı yoksa zaten kendisinin düzenlediği kesin rehin açığı belgesine dayanılarak takip başlatıldığı için itiraz red mi etmeli?Görüş bildirecek sayın meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim.

Soru4) BEDELSİZ ÇEKLER

Müvekkilim ticari ilişkisi bulunan müşterisiyle bir protokol hazırlıyor. Protokole göre müvekkil, borçları nedeniyle müşterisine bir daire veriyor. Bu daire ile müvekkilin borçlarının bittiği, müşteride bulunan müvekkilime ait çeklerin bedelsiz kaldığı ve 10 gün içinde müvekkile iade edileceği kararlaştırılıyor. Ancak müşteri 10 gün içinde çekleri iade etmediği gibi bankaya ibraz ederek karşılıksız kaşesi vurduruyor. 8 adet çekin toplam bedeli 350 bin TL. Bu güne kadar çeklerine hiç karşılıksız kaşesi vurulmamış olan müvekkilim bankalar nezdinde itibarını kaybediyor ve bu nedenle yeni çek alamıyor. Zaten ticari sıkıntı içinde olan müvekkilim bu olay nedeniyle iflas ediyor. Not: Çekler icra takibine konmamıştır.

S-1 Bedelsiz kalan çeklere karşılıksız kaşesi vurdurmanın ceza hukuku yönünden bir karşılığı var mıdır?

S-2 Bu olay nedeniyle maddi-manevi tazminat davası açmamız halinde sizce başarılı olabilir miyiz? (Çeklere karşılıksız kaşesi vurulduğu tarihin üzerinden 1 yıldan fazla zaman geçti ancak bu arada menfi tespit davası devam ediyor.)

Cevaplamak için forumun web adresine gidiniz..

www.avukatlarportali.com/forum